BU INSANLAR NEREDEN NEREYE GELDIKLERINI BIR BILSELER

Türkiye'de fotografin tarihsel belge oldugu yeni yeni anlasilmaya baslanmistir. Oysa tarih arastirmacilari çoktan beri fotografi kitaplarinda belge olarak kullanmaktadirlar. Bir konuyu, bir olayi yazi ile anlattiginiz sirada onu güçlendiren bir de fotograf eklediginizde olay daha anlasilir hale gelmektedir.
Sözgelimi, 1911 yilinda demiryolu Babaeski'ye kadar uzandiginda istasyonun açilis töreni yapilmistir. O ani belgeleyen fotograf su an arsivimde bulunmaktadir. Istasyonun açilisinda Rum Papaz konusma yapmakta, kalabalik onu dinlemektedir. Bu Babaeski ve Alpullu-Kirklareli demiryolu tarihi için önemli bir tespittir.
Elimizdeki bilgi ve belgelere göre Kirklareli'nde spor cumhuriyetin ilk yillarinda baslamistir. Belki daha önceki zamanda da spor vardi ama bizim bu konuda bilgimiz yoktur. 1923 yilinda Kirklareli Gençler Birligi'nin uzun donlu futbol takimini ve kaleci Hikmet'i gösterir fotograf da arsivimizde yerini korumaktadir. Bugün konumu cumhuriyetin ilk yillarinda Kirklareli'nde spor sevgisine, spora olan ilgiye ayirmak istiyoruz.
1920'li yillarda Kirklareli'nde ve bazi ilçelerde futbol takimlari vardir. 1927 yilinin yazinda Gençler Birligi ile Vize futbol takiminin, Vize de maçi vardir. O siralar Kirklareli-Vize yolu büyük ölçüde toprak yoldur. Ve yine o siralar Kirklareli ve Vize'de motorlü aracin M'si dahi yoktur. Insanlar gidecekleri yerlere yaya, at veya merkep (esek) sirtinda yada at ve öküz arabalariyla gitmektedirler. Ben dahi 1948 yilinda Dereköy'e bagli sinirboyu köy Karadere'de ögretmen iken, ki köyün ilk ögretmeniyim, yaklasik 50 km. yolu yaya gider gelirdim. 1948 yili ile 1927 yili arasinda 21 yillik bir zaman farki vardir ve yollarda hâlâ motorlü araç yoktur. Insanlar gidecekleri yerlere hâlâ yaya gitmektedirler.
Vize maçina gidecek Kirklarelili bir grup insan, fotograftan anlasildigina göre yola çikmak üzeredirler. Atlar arabaya kosulmus, bazi kimseler arabaya binmisler, bir kisi de atlardan birinin sirtina yan binmis vaziyettedir. Belliki fotograf maça giderken bir Askerlik Hatirasi olarak çektirilmistir. Görüldügü kadar maça giden insanlarin üstü basi perisandir, atlar zayiftir ve belki de ceplerinde simit alacak kadar paradan fazlasi yoktur. Ama maç sevdasi, takim ve kulüp bagliligi, cumhuriyet coskusu onlari böyle bir fedakârlaga sürüklemektedir. Olsun, yöre, yani Kirklareli, Trakya, Türkiye düsmandan kurtulali 5 yil olmustur. Cumhuriyet 4 yil önce ilan edilmistir. Cumhurbaskani Mustafa Kemal'dir. Ülkede, Kirklareli'nde bir sevinç, bir onur ve gurur yasanmakta, Türk olmanin hazzi duyulmaktadir. Buna göre 8 saatlik araba yolculugunu göze alan Kirklarelililer maça gitmektedirler. Geceyi Vize'de bir handa geçirecek, küçücük bir asçi dükkaninda kuru fasulye yiyeceklerdir. Sonraki gün maçi seyredecekler ve ihtimalki gece yola çikip ertesi gün sabaha karsi Kirklareli'nde olacaklardir. O sartlarda bu fedakârlik, spora olan tutku önemlidir.
Düsünün ki Vize'ye maça giden Kirklarelili bir avuç insanin bu fedakârligini o yillarda savas yorgunu, yoksul, hastalikli fakat onur ve gurur sahibi, Mustafa Kemal Önderliginde kazandigi zaferle mutlu olan Türk insani ayni sartlari yasiyordu. 1927 Vize-Kirklareli maçindan 3 yil sonra Mustafa Kemal Kirklareli halkini ziyarete gelecektir. Yasam sartlarinda degisen fazla bir sey yoktur. Kirklareli karanliklar içersindedir. Caddeler fenerle aydinlatilmaktadir. Karaumur Caddesi henüz açilmamistir. Cumhuriyet Meydani henüz ortalarda yoktur. Kasaba (Sehir) içi yollar topraktir. Sevket Dingiloglu Parki henüz sekillenmemistir. Yapi Kredi Bankasi'nin önünde Karakayalardaki kayalari andiran sabit tas yiginlari vardir. Zar zor bulunan küçük bir jeneratör eski Belediye binasindan (bugünkü müzeden) Büyük Cami karsisindaki Halk Partisi binasina kadar uzanan yolu zor aydinlatmaktadir. Bu sartlar altinda Mustafa Kemal halkina Yasama Sevinci vermektedir. O zamanlar kisa ömürlü olan insanlarin Yasama Sevinci'ni bugün duyabiliyor muyuz? O cumhuriyet coskusu var mi? Dün ulusal bayramlara kosanlar bugün yorgun görünüyorlar.
Basbakan Silahli Kuvvetlerin görüsünü almadan Istiklal Savasi yaptigimiz Yunan kökenli bir Rum Devleti'ne Türkiye'nin limanlari, hava meydanlari serbesttir diyebiliyor. Neler kazanmistik, neleri kaybetmisiz, simdi gördünüz mü? O maça gidenler sag olsalardi ne derlerdi? Durup bir düsünsenize.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol