Kimilerine göre ünlü hain... Kimilerine göre protest aydin... Kimisine göre aykiri görüslerin pîri...
Bana göre Ulu Önder Atatürk'ten sonra gelmis geçmis degerli Türk büyüklerinden, aydinlik önderlerinden biri olan...
Klasik söylemde ünlü güldürü kalemi, mizah ustasi Aziz Nesin'i, bir canli yayinda izlemistim ömrünün son yillarinda. Sik sik yurt disina çagrilar aldigini, toplantilar, konferanslar, paneller için gittigini, katildigini söylemisti.
"Yurt disina gittigimde ülkemi çok özlüyorum. Ülkemin aleyhine söylenmis en küçük kem söze bile tahammül edemiyorum," demisti ve bir iki anisini anlatmisti. Örnekleme olsun diye anlatacagim birini aklimda kaldigi kadariyla:
Bir toplanti sirasinda, Aziz Nesin'in yanina bir Anadolu genci gelir ve... "Üstat! Ben filanca ilin falanca ilçesinin adina burada kurulan koruma derneginin baskaniyim. Filanca zaman bir toplantimiz var. Rica etsek o gün bizim konugumuz olur musunuz? Bir konusma yapar misiniz bize?" demis.
Aziz Nesin'le birlikte oturan ve kendine kadar Türkçe bilen Alman prof. söze karismis. "Sizi domuz killari sizi!.." diye satasmis.
Aziz Nesin buna çok bozulmus ve "Rica ederim beyefendi. Bize öyle uluorta hakaret edemezsiniz. Ne demek domuz killari?" deyince...
Alman prof. sakince gülümseyerek, "Yok. Hakaret olsun diye söylemedim. Hani, koyun yapagisi girifttir. Birbirini birakmaz. Keçi kili bile o kadar birbirinden ayrisip gitmez de domuz kili, çam yapragi gibi serttir ve hiç biri birbirine yapismaz, yaklasmaz. Her biri çam yapragi gibi kendi basina buyruk sagda solda atilir. Siz Türkler de, falanca ilin bir dernegi varken ayni il adina yeni dernek kurarsiniz. O ilçenin adina kurulmus bir dernek varken yeni yeni iki üç dernek daha kurarsiniz ve bu dernekler birbirini tanimazlar, takmazlar, arayip sormazlar. O anlamda söylüyorum," demis.
Bir de, bayraktan söz etmisti. Hani ünlü betimlemesi vardi bizim milletimiz için, ünlü bir yüzde orani. Bilirsiniz. Hani, kisisel olarak hiç birimizin belirlenen yüzdenin içinde kendimizi aramayip geri kalan bölümde yer alabilmek için can attigimiz...
"Ben yer yüzünde en çok Türk Bayragi'ni seviyorum. Dünyanin neresine gidersem gideyim, bir Türk Bayragi gördügüm an, duygularim doruga çikiyor ve durup seyrediyorum," diyor ve ekliyor: "Bu millet, öyle bir bayrak yaratmis ki kendine... Bu zevksiz, bu begenisi kit ulus, nasil böyle güzel bir bayrak kesfetmis, hayret ediyorum ama ayni zamanda hayranlik duyuyorum," demisti.
Iste o bayragin ay-yildizi'ni gözünüzün önüne getirin. Çok ta gözünüzde canlandiramiyorsaniz, lütfen bir yerlerden bulup bulusturun ve Türk bayragindaki ayla yildiza bir bakin gözünüzü seveyim. Bir inceleyin. Hayir hayir, öyle mikroskopla, büyüteçle filan incelemenize, gözlemlemenize gerek yok. Dikkatle bakiverin yeter. Hilalin uç kismlarina, yildizin ne kadar mükemmel bir uyumla yerlestigini göreceksiniz.
Baktiniz mi? Algiladiniz mi? Hah, tamam.
Simdi de... Önce su yeni Türk banknotlarindan bes lirayi alin elinize. Onun ön yüzündeki ayla yildiza bakin.
Bakin, bakin, daha dikkatli bakin. Ne görüyorsunuz?
Peki, simdi de size bir gazete adi verecegim. "Bugün" gazetesi bulun bir yerden. Hemen bulamazsaniz, vakti zamanimizin yürütüm zihniyetini pek bir seven ve savunanlardan her hangi birinin is yerine, her hangi bir kahvehanesine gidin. Daha da olmadi, bir gazete bayiinin önünden geçerken, "Bugün" gazetesinin logosunun yanindaki bayraga bakin.
Bir de, "Bugün TV"nin ekranina bir ziyarette bulunun ve oradaki TV logosuna bakin.
Etti mi üç.
Birincisi neydi? Ne yazik ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin 5 Türk Lirasi.
Ikincisi, Birgün Gazetesi'nin logosu.
Üçüncüsü de Birgün TV'nin logosu.
Nerden çikti bu ay, bu yildiz?
Siz hele dikkatle bakin ve...
Sonra görüselim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol