27.04.2009 aksam haberleri izlerken Domuz Gribi Meksika’dan dünyaya yayilma haberi beni çok üzdü..
Müslümanlara dinen domuzeti yasaktir.. Kus gribinden sonra domuz gribi, kirim kongo kene vakasi kapimizda..
Nisan yagmurlari yagarken kanola=rapitsa tarlalari sapsari rengiyle kirlara güzellik katmis... Sarisin bir gelin gibi kirlar..
Haberlerden sonra TRT2’de Kültür Sanat haberlerini izlemeyi seviyorum.. Habertürk kanalinda haberlerden sonra tartisma programlari oluyor..
Gazetelerin üçüncü sayfalarindaki cinayet, yaralama haberleri hiç hosuma gitmiyor...
Halkin ve hayatin içinden yazi yazan yazar çok az. Entellektüel bir yapimiz var, lakin halkimizin bagrinda yasamiyoruz.. Köylü bir arkadas: “Yillardir ürettigimiz ürünler para yapmiyor. Çok zor durumdayiz. Kimse bu konulari yazmiyor” dedi.
Aydinlarimiz 12 Eylül’den sonra sirça kösklerine çekildi. Karamsarlasti.
1 Mayis Günü Emek ve Dayanisma Bayrami olarak kabul edildi.
Sendikacilarimizin eski gücü kalmadi.. 12 Eylül’den önce Emek Örgütleri olan sendikalar çok güçlüydü. Simdi isleri taseron firmalar yapiyor. Özel güvenlik sirketleri güvenligimizi sagliyor. Küresel krizle beraber hirsizlik, gasp olaylari artti diyorlar. PTT Subeleri soyuluyor..
Mobese kameralari kent güvenligimizi sagliyor..
Amerikan filmlerindeki vahseti uygulayacak kadar psikopat insanlarimiz oldu.. Dünya vahsete kosarken yalnizlasiyor..
Hersey insani sevmekle baslar diyen yazarlarimiz vardi.. Hayallerimiz çok büyük, cep delik cepken delik. Üniversiteli gençlerimiz issiz.. Ekmek aslanin agzinda...
Trakya’da bazi tekstil fabrikalari kapandi. Isçi çikaran fabrikalarimiz var. Is ve Isçi Bulma Kurumu’na binlerce isten atilan isçimiz basvuruyor. Hükümet biran önce ekonomik ve sosyal tedbirler almalidir.
Yerel seçim sonuçlari, Ergenekon olayi çok konusulup tartisiliyor..
12 Mart ve 12 Eylül Darbelerini yasadik.. Eski sag ve sol meselesi bitti.. Yillardir etnik terörle yasiyoruz...
Bu güzelim dünyada ekmek, vatan ve hürriyet olsun.. Sevgi olsun.. Herkes mutlu yasasin.. Dünya yalanci cennet olsun.. Halkimiz merhametlidir.. Eski geleneklerine adetlerine baglidir.. Yeni yetisen gençlik içinde modern tavirli gençlerimiz var.
Sair ve hikayeci Sait Faik Abasiyanik bohem hayata sevdalanmis...
Istanbul’u en güzel sekilde anlatmis... Burgazada’da balikçilarla denize açilmis. Güzel hikayeler yazmis.. Bir baltaya sap olamamis.. Lakin en çok sevilen bir hikayeci olmus.. Onun hikayelerini okudum.. Çok güzel..
2010 yilinda Istanbul Dünya Kenti oluyor.. Istanbul’un varoslarinda yasayan milyonlar var.. Arka sokaklarda yasayan halkin sorunlari çok büyüktür.. En basta is ve konut sorunu var.. 1965-70 yillarinda eski Istanbul güzeldi.. Beyoglu’nda sinemalar, tiyatrolar, isik isik magazalar vardi. Çiçek Pasaji’nda cepte para oldumu Arjantin birayla tuzlu fistik iyi giderdi.. Metin Oktay, Can Bartu sahaneydi... Harika futbolculardi... Üç büyüklerin derbi futbol maçlari harikaydi.. Istanbul kendine çeki düzen vermelidir. Bir kültür ve sanat sehri olmalidir.. Varosluktan kurtulmalidir...
selahattindemiraco@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol