BU TABLO UNUTULMUS OLSADA GERÇEK MEYDANDA

22 Temmuz 2007 tarihinde yapilan genel seçimden bir ay kadar sonra gazeteci yazar Reha Muhtar Vatan Gazetesindeki kösesinde "Acikli Bir Resim" baslikli bir yazisinda bugüne ve gelecege isik tutan bazi gerçekleri ve bilgileri yansitmistir. Toplumsal bellegimiz son derece zayif oldugu için bu "Acikli Resim" i hatirlayan bugün yok gibidir. Oradan bazi bilgileri alintilamak suretiyle yazimi anlayabileceginiz ve üzerinde düsünebileceginiz bir biçime getirmek istiyorum.
O siralar yapilan bir ankete göre halkin yüzde 55'i seçilecek Cumhurbaskaninin hükümetle uyum içersinde çalisacak AKP'li birinin olmasini, dindar ve geleneklere bagli kalmasini istemistir. Nitekim bu istek dogrultusunda bir seçim yapilmistir.
Ankete göre halkin yüzde 28 onda 4'ü Cumhuriyet Degerleri'ne bagli olmak gerektigini, yüzde 72'si ise Cumhuriyet Degerleri'ne bagli kalmanin gerekmedigini bildirmistir. Böylece halkimizin yüzde 82'si laik cumhuriyete, cumhuriyet degerlerine mesafe koymus, AKP'nin savundugu biçimde toplumsal bir tablo ortaya koymustur. Süphesiz bu tabloda Laik Cumhuriyet, Cumhuriyetin Degerleri net degildir. Üzerlerinde cehaletin, dinin ve türbanin gölgesi vardir.
Süphesizki Türk halki bu duruma kendiliginden gelmemistir. 1945 de çok partili hayat cumhuriyetin bir sey yapmadigi iddiasi ile baslamistir. 1950 de Demokrat Parti iktidar oldugunda 27 yillik Cumhuriyet Degerleri yok farzedilmistir. Bu iddia ve inkarda o kadar ileri gidilmistirki rahmetli Ismet Inönü Demokrat Parti liderlerine "Sizin de dahil oldugunuz devrin hesabini vermeye hazirim" demek zorunda kalmistir. Çünkü Demokrat Parti liderleri de inkar ettikleri, tu kaka yaptiklari Atatürk ve Inönü Dönemi'nin politikacilaridir. O 27 yilin nimet ve külfetini paylasmislardir.
Cumhuriyet Degerleri'ni asindirma, sulandirma, karalama politikasi 1950'den sonra da daha büyük hiz ve yayginlikta devam etmistir. Atatürk'ün yakin silah arkadasi, Cumhuriyetin Ikinci Adami, Ilk Genel Kurmay Baskani, Lozan kahramani, çok partili hayata geçisin önderi, 1950'nin ilk Muhalefet Lideri Ismet INÖNÜ o kadar düsman ilan edilmistir ki Ikinci Dünya Savasi'na Türkiye'yi sokmadigi için Türkiye'nin erkekligini kaybettigi pintiliginden (sikiligindan) Merkez Bankasi'nda 127 ton altini tuttugu için suçlanmis, yurt gezileri sirasinda Usak'ta basina tas atilmis, Topkapi'da linç edilmek istenmistir. O'nun sahsinda ve geride biraktigi, Atatürk Dönemi dahil, 27 yillik Cumhuriyet'in hesabi sorulmustur.
Tabii bir Siyasi Hareket, Çok Partili Hayat cumhuriyeti inkarla, cumhuriyetin halka eziyet ederek bir takim seyler yaptigini söyleyerek yola çiktigi için onun YENI TÜRKIYE sürecine aykiri buldugu seyleri Demokrat Parti ve ondan sonra gelen iktidarlar yapmislardir. Atatürk ve Inönü devirlerini karalayarak, yaptiklarini yikarak, ortadan kaldirarak, asindirarak, sulandirarak, haciyi hocayi sevindirerek kalabaliklari oksayarak, Osmanli'yi överek, ona benzeyerek bugüne gelmislerdir ve tüm Cumhuriyete Aykiri seyler demokrasiyi yasatmak, demokrasiyi düsmanlarindan korumak, halkin vicdanini rahatlatmak, esitligi saglamak için yaptiklarini söylemislerdir. Bugün de öyle degil mi? Cumhuriyet 1923-1950 arasi 27 yilda halkin yönünü ve yörüngesini ileriye, aydinliga, Bati Degerleri'ne çevirmis, Laik Toplum yaratmisken çok partili 60 yillik hayat bu dönemi Osmanli'ya benzeterek, ulusun yönünü Asya'ya, Araplar'a çevirerek, "Kökü Mazide Olan Ati" yaratilmistir.
Halkin gelecegi geçmisin köhnemis, zamani geçmis degerleri üzerine bina edilerek olusturulmustur. Sarik, Takke, Sikmabas, Türban, Dinî Egitim, Sadaka Devlet Anlayisi, halki borçlandirarak sevindirmek, memnun etmek böyle ortaya çikmistir. Bu böyle gider mi, bilemem, fakat gitmez. Giderse Türkiye çöker diye düsünürüm. nazifkaracam@gazetetrakya.com