BU NEDIR

Yil 2009.

Ay eylül.

Sanki 2008 temmuzunda gibiyiz.

Terane ayni.

Yine Ergenekon masali…

Yine Deniz Feneri kaçamaklari…

Duvarda fare gezindigini söylüyorlar…

Bakiyoruuuuz bakiyoruz, göremiyoruz.

Biz fareyi gözetlerken alttan alta nelerin gittigini de anlayamiyor, bilemiyoruz.

Yargi, diyorlar…

TSK, diyorlar…

“Üniversiteler zaten,” diyorlar…

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri, diyorlar…

 

Aslinda 1970’li yillarda da agrilar sancilar yasiyordu bu toplum.

Ögrencilik dönemlerimin sonu, ögretmenligimin ilk yaziydi. MC hükümeti dönemi. O zaman su siiri yazmistim ve türkü yapmistim.

Dönemin Zamani’sine, Ihsani’sine özenerek belki de…

 

“Bu gidisi sevemedim bir türlü

Zorunuz ne bilemedim bir türlü

Bu düzende gülemedim bir türlü

Biri zalim biri mazlum bu nedir

 

Yalanlarin iplerini tutmali

Yolsuzlugun karsisinda durmali

Insan oglu hakliya dost olmali

Biri zalim biri mazlum bu nedir

 

Bunda saray villa hali onda çul

Biri tanri ötekisi ona kul

Kimi yetim kimi öksüz kimi dul

Biri zalim biri mazlum bu nedir

 

Ayet midir degismez mi bu düzen

Kimdir bu üzülen kimdir bu üzen

Kimdir kanimizi damardan süzen

Biri zalim biri mazlum bu nedir?”

 

Ne degisti o zamanlardan beri?

O zaman da halkin huzurunu talan eden bir zihniyet pervasizca vuruyordu nalina mihina…

 

“Bizim oba hep çileli

Bizim çadir hep hüzünlü

Bizimkiler hep suskun

Hep sessiz

Hep nesesiz

Hep huzursuz

Kurtlarimiz hep azgin

Tilkilerimiz kurnaz

Poyrazlar acimasiz

Firtinalar amansiz

Eceller zamansiz

Asiretler geçimsiz

Çobanlar kendi havasinda.”

 

Sanki yillar yürümüyor.

Hüzün ve olumsuzluklar, bulunduklari küflü çömleklerde mayalaniyor, daha bir azginlasiyor, hepsi bu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol