BU BIR ÖZLEMDI BENDE

16 mayis aksami veya gecesi de diyebiliriz...
Sevdigim sehrin insanlariylaydim.
Dogdugum, kayitli bulundugum vilâyet, ait oldugum il.
16 Mayis 2006 Sali gecesi Kirklareli'deydim. Geleneksel Kakava senliklerinin sahnesinde.
Yasal üyesi bulundugum insanlar topluluguylaydim. Huzurlarindaydim.
Sahneye çagrilmak için adim okundugunda izleyici bir bey, "Hasan Öztürk mü? O da kim yav!" diye belirtmis tepkisini.
Yerden göge hakli.
On-onbes gün kadar olmustu adimin Kakava senlikleri dizgesinde oldugunu ögreneli. Basindan ögrenmistim. Basin derken, Cumhuriyet'ten, Milliyet'ten, Hürriyet'ten filan degil. Hatta Kanal D veya ATV ya da her hangi bir ulusal kanaldan da degil. Hele hele TRT'den hiç degil. Önadim gazetesi, senliklerin çizelgesini vermisti. Seven sayan es dost, sevgiyle, sevinçle iletmisti mustuyu.
Ondan da önce, sevgili arkadas, Dr. Aliihsan dost, "Abi! Bu yilki programa alindin. Bilgin olsun!" demisti.
Hani, Önadim gazetesi izlence dizgesini yayinlamasa ve de gazeteden etkinlik çizelgesini almamis olsam, çevremdeki sevecen, ilgili insanlarin olumlu çabalari olmasa, bir de Dr. Dostun sevinci... 16. Kakava Etkinliklerinde oldugumu ögrenemeyecegim. Hem de teknolojiyin bu denli gelistigi bir zamanda. Hem de Kirklareli'de yasadigim zamanlarda.
Adini sehrin hiçbir tabelasinda, hiçbir levhasinda, hiçbir afisinde, hiçbir noktasinda görmediginiz, rastlamadiginiz birini...
Tam sahneye çikacagi sirada anons ederse birileri...
Yedi aydir Önadim gazetesinde "Baktim da!" kösesinden her gün seslenmeye gayret eden...
Kirklar gazetesinde "Yarali Kaldi" romani tefrika edilen Hasan Öztürk'ü bir gün olsun okumamis... Hasan Öztürk adinda birinin baglama çaldigini, türkü söyledigini de hiç mi hiç duymamissa...
Kakava etkinlikleri çerçevesinde zerre kadar rastlamadigi bir ismi son anda duyan insan...
Hakli degil mi sormakta "Bu da kimmis yav?" diye?..
Ama, birkaç türkü sonra sahnedeki insanin türkülerine mirildanarak ve el temposuyla eslik eder. Begenir o sahnedeki adami. Begenisini belli eder, katilir...
Bizler hakkaniyetli davranmak zorunda olan insanlariz. Biz halkiz. Belediyeler özellikle halkin oylariyla göreve gelirler ve halkin destegi ve hosgörüsüyle is yaparlar, hizmet sunarlar.
Duvardaki, belediye tarafindan hazirlanan afiste 16 mayis günü bölümüne bakinca bir gencin ismine rastladim. Adi adima, tipi tipime benzemiyordu dogrusu.
Bir ilin, en azindan bir sehrin insanlarina, evet, duyulmus, ünlü isimleri dinletmek sik görünür. Insanlar, medyadan her gün izledigi insanlari bir gün sehrinde, mahallesinde, evinin önünden geçerken görünce büyük haz alirlar. Tabi ki herkes Tatlises'i, Ebru Gündes'i, Sezen Aksu'yu yakindan izlemek, gözlemek ister.
Gerçi onlar nasil olsa her gün yazili ve sözlü basinin bir yerlerinde...
Asil anlamlisi, bu olanagi bir türlü yakalayamamis insanlari, bireyleri kitlelerle bulusturmak ve degerlendirmek.
"Ben artik türkü dinlemek degil, türkü söylemek istiyorum," demis Nazim. Bizler bugüne kadar hep medyatik ünlüleri izledik her firsatta. Bu yilki Kakava bünyesinde onlardan yine büyükçe bir tutam var.
Bir de bizim mahalleliler var. Bunlara da önem vermek durumundayiz.
Ama, hepsi bir yana. Muhtesem bir kalabalik karsisinda baglama çalmak, türkü söylemek büyük bir sevinç, anlamli bir cosku veriyor insana.
Istanbul'dan özellikle gelen iki dostumdan biri, fotograf ve grafik sanatçisi Ayhan, bu topluluk için "Nezih bir topluluk," tanimlamasini yapti.
Kirklareli insani, agirbasli tavrini kisisellikten çikarip sosyallestirmeyi biliyor hemencik. Buralarda emniyet çalisani olmak ta tadina doyum olmaz bir is, bir ugras olsa gerek.
16 mayis aksami, az beste, çok türkü olmak üzere... Hayli çalip söyledik. Sevdigim, arzuladigim bir olaydi.
Bu, bir özlemdi bende.
Sevinçliyim.
Daha nice onurlu ve güzel günlerde birlikte olmak dilegiyle.
Sevgiyle.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol