Köyden sehre geldik, baktik ki burada Analar, Anne olmus.. Oysa köydeki kadin hâlâ ANA’dir. Çünkü atalarimiz “Ana gibi yar olmaz, Bagdat gibi diyar olmaz” demisler. Ve “Aglarsa anam aglar, gerisi yalan aglar” diye eklemisler.
Ülkemin bütün günlerini severim ve güzel bulurum. Fakat yilin iki günü var ki, bu iki günü daha fazla severim. Biri ANNELER GÜNÜ digeri SEVGILILER GÜNÜ.. Sevgililer Günü için es de olur esin disinda biri de Sevgili olur. O da önemlidir. Fakat hiç bir kadin sizin, benim anamiz olamaz. Insanin yeryüzünde bir anasi vardir. O, dünya güzelidir, o dünya tatlisidir. O, evin diregidir. O her zaman, her yerde ANA’dir. Bizi dünyaya getirendir.
Yarin ANNELER GÜNÜ. Annesi sag olanlar için dünyanin en güzel, onlar için en mutlu gündür. Sag olan analari kutluyorum, ölmüs analara rahmet diliyorum.
HACER ANAM’i yitireli 41 yil oldu. Üçü kiz, dokuz çocuk anasi idi. Ümmi bir insandi. Yani okuma yazmasi yoktu. Fakat engin bir sagduyusu vardi. Çocuklarinin okumasi için çirpiniyordu. Çocuklarin içinde ikizi vardi. Ikizin biri bendim. Altidan fazla çocuk yaptigi için Cumhuriyet Hükümeti aileden vergi almiyordu. Ayrica bir defaya mahsus olmak üzere bir de hediye veriyordu. Atatürk’ün ve Ismet Inönü’nün zamaninda alti çocuk analari imtiyazliydilar. Alti çocuk dogurmus olmaktan gururluydular.
Anam, babamin bizi okutmasina seviniyordu. Babama destek oluyordu. Yoksullari, nimet ve külfetleri birlikte paylasiyorlardi. Babam alti yillik ilkokul (Rüstiye) mezunu idi. Okumak için Poyrali köyünden Pinarhisar’daki ilkokula günde on kilometre yürümek zorunda kalmis. Dokuz kardesten biri ölmüs, sekizin altisini okutmus, memur etmistir. Anam ikide bir bize, “Sizi kör topal etmeden büyüttüm, babaniz da sizi çirak çoban olmaktan kurtardi” derdi. Böylece sevincini dile getirirdi. Sag olsaydi torunlarindan onunun üniversite, ikisinin kolej mezunu olduklarini görecekti.
Yeryüzünde ANA SEVGISI’ni anasi (Annesi) olan herkes tarafindan bilir. Sevincimizin, tasamizin basinda hep Ana’miz vardir.
Yarin için, içim buruktur. Üzüntüm sonsuzdur.
Ancak sag olan anneler için sevinecegim. Onlarin çocuklariyla, esleriyle saglikli ve mutlu yasamalarini dileyecegim. Bütün insanlara analarinizi kirmayin, gücendirmeyin, onlara saygida, sevgide kusur etmeyin diyecegim. Unutmayin insanin en mutlu zamani anasi, babasi, kardesleri ve yakinlariyla birlikte yasadigi zamandir. Ailemizle ömürboyu birlikte olmamiz elbet mümkün degildir. Zincirin halkalari kopmaya basladigi zaman birgün yalniz kaldiginizi göreceksiniz. Kaybolanlari arasaniz da bulamayacaksiniz. Çünkü dönüsü olmayan bir yolculuga çikmislardir. Bir baska dünyanin, bir baska evin insani olmuslardir. Yattiklari yerin ne kapisi, ne penceresi ve ne de bacasi vardir. Artik onlar için en sadik yâr Kara Toprak’tir. Halk ozani Asik Veysel böyle demistir.
Anneler Günü’nde insan seviniyor, anneleri olmayanlar ise hüzünleniyor ve bir gün kendisinin de onlar gibi kaybolup gidecegini düsünüyor. O zaman belki birseyler yapmak, ölenlerin anilarini, hatiralarini yasatmak için bir iz meydana getirmek aklindan geçiyordur. Insan ölüleri için hiçbirsey yapamiyorsa bir fidan dikmekle yetinmelidir. Diktigimiz agaç meyve verecekse yiyenler dua edecektir. Meyvesiz agaç ise, insanlar gölgesinde oturacak, Allah Razi olsun diyeceklerdir.
Anneler Günü yalniz sag olan annalerin günü olmadigi için, ölmüs analarin da anilmasi gerektigini düsündügümden dolayi bunlari yazdim. Yoksa çok mu sahsi bir yazi oldu?
Daha nice ANNELER GÜNÜ’ne ulasmamizi dileyerek..
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol