BUNDAN BÖYLE ARTIK ADRES BULMAK KOLAYLASACAK

Insanin bilmedigi, yasamadigi seylerin önemi yoktur. insan bilmediginin ne oldugunu bilebilir mi? Sözgelimi cumhuriyete gelen yillarda, yani 1920'li yillarda Türkiye'nin nüfusu bilinmiyordu. Yabancilar ülkenin nüfusunu sorduklarinda Ankara kesin bir yanit verememistir.
Çünkü nüfus bilinmiyordu. 11-12 milyon oldugu tahminleri yapiliyordu. Bizde ilk nufus sayimi 1927 yilinda yapilmistir. O zaman Türkiye'nin nüfusu 20 milyon olarak ortaya çikmistir. sunu demek istiyorum. Bugün bildigimiz ve bilmedigimiz her sey cumhuriyet ile baslangiç yapmistir.
Çocuklara ögretmisizdir. Cumhuriyet herkese bir Soyadi vermistir. Peki Cumhuriyet soyadi alinmasini niçin gerekli ve zorunlu görmüstür? Osmanli Padisahi kullarina niçin soyadi vermemistir de kalabaliklar içinde Ahmetoglu Mehmet'i aramistir. Kimdir Ahmetoglu Mehmet? Ülkede Ahmetoglu Mehmet bir tane degildirki.. Yüzlerce, binlerce insan bu ismi tasimaktadir. Nitekim bir merakli arastirmaci yazar üsenmemis, Türkiye'de ne kadar Mehmet (Muhammed), ne kadar Mustafa, ne kadar Hasan, ne kadar Ali ve Hüseyin oldugunu tespit etmis. Türkiye'de insanlarimiza en çok verilen isimlerin bunlar oldugunu ortaya çikarmistir. Mesela 6 milyon Mehmet oldugu anlasilmistir. Sözgelimi, Hüseyin oglu Hüseyin diye birini bir kalabaliktan çagirmis olsak kimbilir kaç Hüseyin oglu Hüseyin yanimiza gelecektir. Osmanli'da yasanan bu karisikligi Mustafa Kemal Soyadi Kanunu ile çözmüstür. ilhan Selçuk'un 27 Ocak 1996 yilinda Cumhuriyette kendi kösesinde yazdigi olay insanlara Soyadlari verilmesi ile son bulmustur. ilhan Selçuk bu baglamda su olayi anlatmistir
"1920'li yillarda istanbul"da bir posta memuru intahar etmis cesedin üzerinde bir mektup bulmuslar, adamcagaz kendi eliyle canina kiydigini belirttikten sonra imzasini atmayi da unutmamis
"Posta memuru Hikmet."
Polis açiklik tasimayan bu belgeye dayanarak arastirma yapiyor. istanbul Posta Müdürlügü'nde Hikmet adini tasiyan alti memur buluyor. Posta subelerinde ise bu sayi 20'yi buluyor. Paul Gentizon, "MUSTAFA KEMAL ve UYANAN DOÄzU" adli kitabinda buna benzer bir olayi anlatir. 1925 yilinda Milli Egitim Bakani Hamdullah Suphi okullara bir genelge göndererek velilerin bir soyadi seçmelerini ister. Ancak Soyadi Kanunu 1934 yilinda çikar."
Yukarida Türkiye'de ilk nüfus sayiminin 1927 yilinda yapildigini söyledim. Siz biliyormusunuz bu nüfus sayimi için aylarca süren bir çalisma yapildigini, bütün idarecilerin kurslardan geçirildigini?.. Çünkü Osmanli; cadde ve sokaklara isim vermemistir. Adres diye bir olay olmamistir. Mahalle adlari ile yetinilmistir. Mesela 1500'lü yillarda Kirklareli'nde Karacaibrahim Mahallesi vardi, fakat Nushetiye Sokagi'nin adi yoktu. Bunun gibi.. Bu nedenle sayimdan önce sokaklar, caddeler isimlendirilmislerdir. Sayim ondan sonra yapilmistir. O sira Türkiye'de La Temps muhabiri olarak bulunan "MUSTAFA KEMAL ve UYANAN DOÄzU" kitabinin yazari gazetesine istanbul'dan su haberi geçmistir
"Bundan böyle istanbul'da artik bir adresi bulmak kolaylasacak."
Her yenilik, her düzenleme ve her devrim beraberinde ön çalismalar, gerekçeler, çözümler getirmistir. Mehmetler böyle birbirinden ayrilmislardir. Mahallelerde insanlara adresleri ile ulasilmistir. Bu nedenle ilkellikten, gerilikten kurtulmanin kolay olmadigini bilmek gerekir. Cumhuriyeti kuranlarin ilerlemenin yolunu açmak için ne kadar ugras verdiklerini bilmek lazimdir. Bazan yeri geldikçe diyoruz ya, Mustafa Kemal ayrintilardadir. O'nun büyüklügüne ulasabilmek için Kalin Çizgiler'in ötesinde kalan gerçeklerden de haberimiz olmalidir. Herhalde Bulgar yazar Parusev, DEMOKRAT DIKTATÖR / ATATÜRK kitabinda "O'NA (Mustafa Kemal'e) gündüzler yetmedi, çalismalarina geceleri de ekledi. Yürüdügü yolda arkasina dönüp baktiginda beraber oldugu arkadaslarinin yaninda olmadigini gördü. Yalniz kalmisti diye bosuna yazmamistir." Parusev'in sözü bu mealdedir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol