Kırklareli'nin en merkez mahallelerindeki yıkımlar, ve her bir karış yeri binalarla doldurma hamlesi, İlimizi içinden çıkılmaz bir sorunlar yumağı olarak, modernleşmede inanılmaz mesafe kat eden diğer illerin yanında KASABA olarak anılmasını beraberinde getiriyor. İlimizin kalbi olan KARAKAŞ, ve bir çok merkez mahallesi 10 yıllık CHP Belediyesinin imar uygulamaları nedeni ile her gün biraz daha köyleşiyor
Kırklareli'nin son 10 yılda içe dönük bir büyüme nedeni ile kasabalaşması, onlarca ilde kentsel dönüşüm adı altında, çarpık yapılaşmanın önüne geçen hamleler, İlimizi diğer kentlerin daha da gerisinde bıraktı. Yerel seçimler öncesi, vatandaşım seçimine bırakılan bazı yerel gerçekler ise, İl olarak durumumuzun ne denli geride olduğunu gözler önüne seriyor.
"Ben Kırklareliliyim, Kırklareli'ni seviyorum" diyenler için, en Kritik yerel seçim olarak ön plana çıkan, Mart 30'u, 5 yıllık dönem düşünüldüğünde vatandaşların omuzlarına ciddi bir sorumluluk yüklemekte. Kırklareli'nin ertelenen yaralarına çare olmaya soyunan siyasi parti ve Belediye Başkan adayının da Kırklareli'ne bu pencereden bakması gerekiyor.
Kenar mahallelerin kanatlanıp uçtuğu Kırklareli'nde mevcut imar alanlarının darlığı inşaat şirketlerinin gözünü kent merkezine çevirdi. 2002 öncesi ve sonrası dönem karşılaştırıldığında her anlamda % 500 büyüyen Kırklareli, bu büyümeye cevap veremeyen Belediyecilik anlayışı sayesinde her geçen gün köşeye sıkışıyor.
İçme suyunun market alındığı, çağdaşlaşmanın sembolü kapalı pazaryerinin seçim vaadi olması, yamalı yollar, kırık dökük kaldırımlar, yeşil alanların darlığı, kültür merkezlerinin olmaması gibi uzayıp giden rahatsızlıkların, çarpık kentleşme ve dar alanda uygulanan 10 yıllık CHP'li Belediyenin İmar uygulamaları nedeni ile vatandaşı içinden çıkılmaz bir sıkıntının içinde, alt yapısal eksikliklerin kucağında yaşam mücadelesine itmiş durumda.
Kısacası halk, "Siyasi parti ve Kırklareli sevdalısı, Kırklarelili bir Belediye Başkanının Kırklareli'nin bu çıkmazına çare olması için aynı pencerede toplanmasının zamanı geldi." Diyerek nasıl bir seçim yapacağının sinyallerini aylar öncesinden vermiş durumda.
AK Parti iktidarı ile kalıplaşan deyimler arasına giren, ve 12 yıllık iktidarın son çeyreğinde kullanılmaya başlanılan "2002 öncesi Türkiye ve 2002 sonrası Türkiye" deyimini Kırklareli için kullanmış olsak ve dönemler arasında ki farkları ortaya koysak, en büyük farklılığın 4 ve 5 katla sınırlandırılmış binaların yükselemeyen, imar alanlarının darlığından dolayı büyümesinin önü kesilen, fakat şehrin merkezinden kenarlara doğru mahalle sınırlarının içinde izin verilen ölçüde genişleme çabasında olduğunu söyleyebiliriz.
2002 yılı öncesinde kenar mahalle olarak isimlendirilen yerlerin, Kırklareli adına büyümesi, İstasyon ve Pınar gibi iki yeni ve büyüyen mahallenin oluşmasını beraberinde getirerek Karahıdır - Kırklareli kucaklaşmasını sağladı. Bununla birlikte özellikle bu mahalle muhtarlarının; "Yeni mahalleler ayrılmalı", "Yeni imar alanları açılmalı" önerileri ise, seçim rehavetindeki 10 yıllık CHP'li Belediye tarafından, içme suyu ve kapalı pazaryeri gibi ihtiyaçların bulunduğu tozlu raflara konularak unutuldu. Oysa, Kırklareli'nin en kenar mahallesi olan Karahıdır'a yaklaşan İstasyon mahallesi ile Bademlik - Cumhuriyet - Pınar mahallelerinin de artan nüfus artışı ile birlikte inşaatlarla dışa doğru büyümeleri mevcut imar alanlarının tekrar gözden geçirilmesini de beraberinde getiriyor.
Kırklareli için, 2002 öncesi dönem ile 2002 sonrası dönem karşılaştırıldığında;
2002 öncesi Kırklareli'sinde istasyon caddesinin en dışarıda olduğu ve Pınar mahallesinin gece kondu kent görüntüsünün hafızalarda kaldığı bir manzara hatırlanırken, 2002 sonrası dönemde, Kırklareli Üniversitesinin mevcut öğrenci sayısının 2012 - 2013 eğitim ve öğretim yılında 20,000'e ulaşması ve TÜİK'in 2012 verilerine göre % 6,5'lik oranda artan nüfus sonrasında, konut ihtiyacına cevap verebilmek için "Hedef Kırklareli" diyen inşaat şirketlerinin yükselen inşaatları ile dolan sınırlı imar alanlarının tükenmek üzere olduğu bir Kırklareli çıkmakta karşımıza. Özellikle Devlet Destekli; Kültürel, Sportif, Sağlık, Eğitim içerikli yatırımları ile 2002 sonrası dönemde tanışan Kırklareli'nde ki bu değişim ve gelişimin en önemli etkenlerinden bir diğeri ise Kanalistanbul ve 3'ncü Köprü projeleri sonrası ön plana çıkacak olan Trakya illerinin hedef bölge olmaları
Türkiye'de 2002 sonrasında dönemde ki en büyük hamle, İstanbul'un merkezi durumunda olduğu büyük bir metropolün Sakarya - Adapazarı - Kocaeli - Bursa - Tekirdağ - Edirne - Kırklareli illerini içinde bulundurduğu, kentsel dönüşüm ve diğer yatırımlarla desteklenerek Türkiye'nin bu dönemde gelişmişlik düzeyine paralel ve "Hedef 2023" vitrinine uygun bir şekilde dünya vitrinine sunulmasıydı. Diğer illerin bu hedef doğrultusunda çıtasını metropolleşme adına devamlı yükseltmesi sonrasında gözlerin çevrildiği Kırklareli'nde ise hala; imara açılsın mı? Açılmasın mı? Diye düşünülen araziler ile inşaatların şehir merkezinde 4 kat mı? Olsun 5 kat mı? Olsun papatya fallarının bakılmasını herkese yaşatan bir belediyecilik anlayışı ile büyüyen Türkiye'nin inatla dışında kalan bir Kırklareli çıkmakta karşımıza.
Kısıtlı imar alanlarının; 2002 sonrasında yapılan yatırımlar, Kırklareli Üniversitesinin şehir merkezinde ki öğrenci sayısının 7.000 olması, yaşanabilirlik anlamında en yaşanabilir iller arasında Kırklareli'nin ilk sıralarda yer aması, havancılıkta ARİ bölge olması, Türkiye'nin; sanayi-kültür-tarih-eğitim-tarım-hayvancılık gibi sektörlerin iç içe yapıldığı metropolün bir parçası olması gibi nedenlerden dolayı inşaat şirketleri tarafından mevcut ihtiyaca cevap verebilmek için doldurulması ve açılmayan imar alanları nedeni ile gözlerin şehir merkezine çevrilmesine neden oldu. Şimdi herkes Kırklareli merkezde bulunan boş ve atıl yerlerin ihtiyaca cevap verebilmek için çarpık kentleşme pahasına nasıl doldurulduğunu izlemeye hazırlanıyor.
2012 yılında, İmar konusunda ciddi şikayetler alarak, İtfaiye Müdürü olarak atanan; 2013’ün son döneminde tekrar İmar Müdürü olarak, daralan imar alanlarına çare olması için geri alınan Basri Gürel, Kırklareli’nin içinden çıkmadağı imar hastalığının tedavisinin, kökten değişimlerle olacağının başrolündeki isim olarak ön plana çıkmakta. Kırklareli’nin kasabalaşmasında etkin olan isimlerin tekrar tekrar denenmesi ise Kırklareli’nin önünde bilinmezliğini koruyor..
CHP'li Belediyenin 10 yılda Kırklareli'ni getirdiği bu durum ise, ne halk iradesini yok sayan CHP'nin, neden 4 aday adayının isminin geçtiği süreci noktalayan, Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun pekte umurunda değil. Onlarca sıkıntının ve sorunun ortasında yaşama mücadelesi veren Kırklarelili vatandaşa anlatılanlar arasında, çözüm önerileri yine yok.
Tek bildiğim chp bir defa daha belediye başkanlığını alırsa Kırklarelinin trafiği şehir düzeni ve düzensizliğe bir daha tamir edilemeyecek düzeye gelecek. İnsanlar hak edildikleri şekilde yönetilirmiş. Belkide doğru dürüst içme suyu bile olmayan Kırklareli halkı böyle yaşamayı böyle yaşatılmayı hakediyorlardır. Kimbilir.