BAZI SÖZLER GELDI GEÇTI BAYRAMDA

"Cumhuriyet'i biz kurduk!" diyormus bazi insanlar.
"Ne haklari var"mis bunu demeye?
"Cumhuriyet birilerinin mali degil!"mis. "Cumhur'un mali!"ymis.
Cumhur kim?
Her halde Türkçe sözlü hafif müzik eserlerinin söz yazari ve program sunucusu Sezen Cumhur Önal'dir.
Siz baska "Cumhur" taniyor musunuz?
Demek ki Cumhuriyet, Sezen Cumhur Önal'in malidir. Benim adim Cumhur olmadigi için disarida kaliyorum. Öyleyse benim "cumhuriyeti biz kurduk!" dememem gerekir.
Zaten Türk insaninin mali degil galiba cumhuriyet ki, sahiplenmez oldu son sonu. Birileri de cumhuriyet'i aldi, tepe tepe, öpe öpe kullanmaya basladi.
Sahibi yok ortalikta. Hist diyen yok, dur diyen yok. Sezen Cumhur Önal da ya usandi ya bikti artik malina tek basina sahip çikmaktan.
O zamanlar Cumhur isimli insan çokmus demek ki, yaptiklari isin adina Cumhuriyet demisler. Her halde Atatürk'e kalsaydi Mustafariyet veya Atatürkiyet mi derdi ne yapardi!
Örnegin, o zaman ben orada olsaydim ve Hasanlar çogunluk olsaydi Hasaniyet koyarmistik yeni yapilanimin adini. Ya da Hasariyet olabilirdi ama o zaman da dogustan hasarli gibi bir sey gelirdi kulaga. Yanlis çagrisimlara neden olurdu. Hasanriyet olmazdi, söylenisi biçimsiz.
Sahi, kim kurdu bu cumhuriyeti? Vahidettin mi?
Vahidettin'den Seyh Sait'e kaldi. Seyh Sait'ten Fetullah hocaya, Fetullah hocadan Erbakan'a, sirayet etti. Erbakan hocadan da alavere dalavere bunlara. Durma hoygalama oynuyorlar üzerinde.
Sayin Baykal'a sordular durumu. Baykal'in bayramlik yüregi gögsündeydi. Devlet adamina hatta halk adamina çok yakisir bir tarzda, "Bu günler bayrami ve yilbasini birlikte yasamaktayiz. Bu gibi bos ve nahos sözlere karsilik vermeyecegim. Sayin basbakanin da bayramini ve yeni yilini kutluyorum!" türünden, ender yakalanmis sözcüklerden olusan klas bir cümle grubuyla karsilik verdi.
Zaman zaman yaptigim agir elestirilerden geri adim atmis veya hataya düsmüs bir yürek yapisinda degilim Baykal hakkinda. Onun ucuz siyaset yapmasini istemiyor gönlüm. Çaresiz bir lider havasini gözlemledigimde üzülüyorum günümüz yürütümüne muhalif halk ve CHP adina.
Ama, o Baykal ki, son zamanlar sergiledigi dürüst, oturakli devlet adami tavrini gelistirerek sürdürecekse eger.
Sapkam yok ki çikarayim.
Alkislarim, ellerim kizarana, sisene dek.
Insanlar, rakiplerine çatarken, onlarin onurlarini kendi onurlari kadar göz önünde bulundurmak gibi bir sorumlulugu hiçbir zaman elden birakmamali, gözden irak tutmamali.
Yillarin devlet adamlarini, bu ülkenin yetistirdigi en lekesiz, en sade, en birikimli, en deneyimli, en dürüst kalmayi basarmis, en kusursuz olmaya çabalayan insanlarini lekelemeye kalkismadan önce.
Aynaya bakmasini bilmeli insanlar.
Bir takim zorlamali zirhlara bürünerek, yapay kisvelerle korunarak, yaptiklarini inkâr etmeye çabalayarak devlet adamligi sürdürmek, bir takim yasamsal ve çocuklarin bile bildigi gerçekleri ortadan kaldirmasa gerektir. Yoksa kargalar bile gülmekten kirilir o tür yapay dürüstlük sözlerine. O zaman ne hac'a gitmek kurtarir insani, ne haram parayla(!) kurban kesmek, ne de mahremlerinin kisisel titizlikleri, vicdanlarin kurdugu mahkemede.
Ülke adina üzülüyor insan. Toplum adina üzülüyor ve hayiflaniyor. Kimlerin elinde kaldik, ne günlere kaldik diye.
Ecevit'in harama sunmayisiyla, gençlik yillarinda, evliliginin ilk zamanlarinda Ingiltere'de ekmek parasindan yoksun, metelige kursun sikisiyla avunan, evsizligiyle övünen bir toplum.
Bugün kimleri basinin taci etmis, kimleri sirtinda tasimaktadir?
Yaziktir, Cumhur'a da, Cumhuriyete de, halka da.
Bu oyunu daha fazla oynamalarina seyirci kalmak.
Sikti artik.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol