BAZAN ANILAR DA INSANI HÜZÜNLENDIRIR VE DÜSÜNDÜRÜR

Hayatta birçok dostum rahmetli olmustur. Geçen gün arsivimi karistirirken onlara ait bilgiler, belgeler, notlar önüme çikti. Dogalki tümünü iyi yürekle, sevgi ve saygiyla animsadim. Onlarin bir kismi ile ortak çalismalarimiz olmustur. Bir kismi ile de ziyaretler dolayisiyle iyi iliskilerimiz gelismistir.
Ama sunu söyleyeyim, dostlarimin hiçbirisine sahsi isim düsmemistir. Isteklerim, ricalarim olmussa fakir fukara için, memleket yararina ve de toplumsal etkinliklerimin yüzüsuyuna olmustur. Örnegin, 1970'li yillarda ve rahmetli Fahamettin Altun Vali idi. Vali Fahamettin Altun otorifer, laik cumhuriyetten yana, Atatürkçü bir vali idi. Bürokraside savsaklamayi, isi medreseye yatirmayi sevmezdi. Onun zamaninda, isler olacaksa olurdu. Nitekim bir gün kendisini ziyarete gittigimde Il Müftülük Makaminda Atatürk'ün fotografi olmadigini söyledim. Sasirdi. Olmasi gerekir" dedi. Söyle bir plan yapti. "Ben bunu sizden ögrenmis olmayayim. Birgün müftülügü ziyarete giderim, durumu görürüm, geregini yaparim" Öyle de oldu. Bir süre sonra telefon ederek beni çagirdi. Dediki, "Ben müftülük makami için bir Atatürk fotografi buldum haberin olsun. Müftülük makamina Atatürk'ün fotografi asilacak , merak etme. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Valilik Özel Kalem Müdürü rahmetli Sahir Çiler telefon etti "Atatürk'ün fotografini çerçeveletmek üzere camci Hayrettin'e gönderdik. Yanliz çerçeve parasini sen vereceksin, dedi ". Olur" dedim. 250 lira çerçeve parasini Camci Hayrettin'e ödedim. Vali Fahamettin Altun da birgün müftülüge giderek makam odasina Atatürk fotografinin asilmasini nezaret etti. Bir baska zamanda Vali Fahamettin Altun ile görüsürken içeriye rahmetli Abdi Hersekli geldi. Zaman Süleyman Demirel'in iktidarina yakin, Ecevit'in piyasada petrol sikintisi yarattigi zamandi. Abdi Hersekli ceketi omuzunda içeri girdiginde Fahamettin Bey mesguldü. Hersekli bir koltuga oturdu. Fahamettin Bey gelenin yüzüne bakmadan evrak imzaliyordu. Hem imzaliyor hem Hersekli'yi dinliyordu. Bu sirada Hersekli dirsegini makam masasinin üstüne koymus, petrol bulamadiklarini, Kapakli Köyü'ndeki benzin istasyonuna gönderildiklerini, orasinin uzak oldugunu, daima yakin bir yerden benzin verilmesini istedi. Bunun üzerine Vali Fahamettin Bey basini kaldirdi , Hersekli'nin ceket omuzunda , eli makan masasinin üstünde oldugunu görünce Abdi Hersekli'ye "Çik disari" dedi. Kendine çeki düzen ver , ondan sonra içeri gir." Tabii Abdi Hersekli fena halde bozulmustu. Vali Fahamettin Altun da bu laubali harekete sinirlenmisti. O zamanlar Abdi Hersekli Süleyman Demirel'in partisinde Kirklareli'nin söz sahibi insanlarindan biriydi. Vali'nin yürekli çikisi Kirklareli'nden tayinine neden olmustu.
Fahamettin Altun saniyorum Sinoplu idi. Oglu Selçuk Altun o yillarda ögrenciydi. Vali ogluydu ama ortalikta pek görünmezdi. Selçuk Altun'u yillar sonra Yapi Kredi Bankasi Genel Müdürlügü'nde Genel Müdür Burhan Karaçam'in yardimcisi olarak görmüstüm. Bizim yegen genel müdürlükten çoktan ayrildigi halde o hâlâ Yapi Kredi'de çalisiyor saniyorum. Belki de ayrilmistir. Bilmiyorum. Selçuk Altun bankaciligindan çok roman yazarligi ile Türk kamuoyu da taninmistir.
Birbiri ardinan adlari ve içerikleriyle çarpici romanlar yazmistir. Bir süreden beri de Cumhuriyet Gazetesi'nin haftalik kitap ekinde yazmaktadir. Yazdiklari da okudugu kitaplardan tespit ettigi çarpici bilgileri içermektedir. Örnegin geçen haftaki kitap ekinde yer alan yazisinda Ingiliz Yazari Oscar Wilde'in "Ögrenmekten aciz herkes ögretmen olmus" sözünü aktarmistir. Bir yerde de söyle bir soru cümlesine yer vermistir. "En son ne zaman bir kütüphaneye ugradiniz?" ikisi de günümüz Türkiyesi'nin güncel sorunlarindandir.
Bu yazimda rahmetli dostlarimdan ünlü egitimci Rauf Inan'dan, Türk-Is Mali Genel Sekreteri Cumhuriyet Senatosu üyesi rahmetli Ömer Ergün'den, yakinda rahmete kavusan Milliyet'ten gazeteci Özer Oral'dan söz edecektim. Fakat yer kalmadi. Sizleri pek ilgilendirmese de yine de onlari sizin de tanimaniz bakimindan kendilerinden söz etmekte fayda buluyorum. Bir baska zaman onlari da anarim, anlatirim.
Düzeltme ve Özür
Nazif Karaçam'in 16.09.2005 tarihli gazetemizde çikan "Savasta Hiç Kazanmadi Rezil Insan" baslikli yazisinda yer alan "Is birlikçiler de Amerika'nin isledigi cinayetleri bir takim zorlama sebeplere baglamaktadirlar" cümlesinde yer alan Amerika kelimesi Ankara seklinde çikmistir. Düzeltir, bu büyük yanlisimiz için özür dileriz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol