BASBAKANA GÖRE MEMLEKET GÜLLÜK GÜLISTANLIKTIR

Sayin Basbakan Recep Tayip Erdogan'in bütçe müzakereleri dolayisiyla muhalefet lideri Sayin Deniz Baykal'a yanitlarini dinlememis olanlar büyük bir müjdeyi duymaktan yoksun kalmislardir. Basbakan rakamlari siralarken bütün kesimlerin huzur içersinde olduklarini, memlekette her seyin yolunda gittigini söylemistir.
Basbakanin söylediklerine bakarsak biz, esnaf, çiftçi, isçi, emekli ve yoksullar bir yanlisin içersindeyiz. Geçim sikintisi çektikleri dogru degildir. Olmamasi gerekir. Çünkü nerede kuyruk varsa bu kuyruklar kalkmistir. Çiftçiler geçmise oranla daha büyük oranda desteklenmistir. Mazot, gübre vs. parasi ve kredi almislardir. Esnaf krediye bogulmustur. Yatirimlar artmis, enflasyon düsmüstür. Bu yil itibariyle çiftçi 36 bin traktör satin alacak güce ulasmistir. Konut edinmede halk kuyruga girmistir. Cumhuriyet tarihi böyle bir ilerleme, degisim, böyle bir ekonomik düzlük görmemistir.
Insan bir an durup düsünüyor. Memleketin Basbakani mi dogru söylemiyor yoksa halk mi sikayetlerinde haksizdir? Basbakana göre halkin sikayeti yersizdir.
Bir halka bir Basbakana baktigimizda elbetteki HALKIN SESI HAKKIN SESI olmaktadir. Türkiye'de belli bir zümrenin disinda bütün kesimler Basbakanin anlattigi kadar köseyi dönmüs degillerdir. Aksine, tuzu kurularin disinda halkin, çalisanlarin , emekli, esnaf ve çiftçinin büyük kesimi ipotek altindadir. Yani borçludur. Hükümet halkin durumunu ve sikayet nedenlerini ögrenmek istiyorsa bir anket yaptirsin. Bakalim ortaya nasil bir tablo çikacaktir.
Türkiye'de köylüyle, çiftçiyle dogrudan ilgilenecek Köy Isleri Bakanligi ilk defa 1963 yilinda kurulmustur. Ilk Köy Isleri Bakani da CHP'den Lebib Yurdoglu'dur. Biz bu Bakanin Kirklareli'nde köy köy dolastigi ve geceyi Karahalil Kasabasinda geçirdigi zaman kendisini Cumhuriyet Gazetesi adina takip eden gazeteciydik. Bakan bu gezinin sonuçlarini köy liderleri ile Kirklareli Halk Egitim Salonunda ( o zaman Halk Egitim Merkezi bugünkü müze binasinda idi) degerlendirdiginde çiftçinin büyük çogunlugunun borç ve ipotek altinda oldugu ortaya çikmistir. Bu borçlari birden ödeyerek halki ipotekten kurtarmanin imkani olmadigi anlasilmistir.
Sormak lazim, o yildan bu yila geçen 42 yilda ne degismistir? Köylü, çiftçi, esnaf degismis midir? Degisim milli gelirden en fazla pay alanlarda olmustur, ki onlar zaten halktan degildir.
Sayin Basbakanin rakamlari sevdigi anlasiliyor. Kendisi bir Hesap Adami'dir ama halkin hesabini kendi hesabi kadar iyi yapmadigi anlasilmaktadir. Bir zahmet edip halkin içine girse bunu çabuk anlayacaktir. Gerçekleri görecek, muhalefete hitap ederken uslubünü yumusatacaktir.
Türkiye'de kalkinma varsa, yatirim varsa bu issizlik niye? Istatistikler issizlerin azaldigini degil, giderek arttigini ortaya koymaktadir. Fiyatlarin düsmesi söyle dursun, tirmanmaktadir. Yillar ve yillar önce Israil'de, Türkiye'den gitmis bir Yahudi gazeteci yazar Falih Rifki Atay'a Türkiye'nin bir sirrini söylemis ve demistir ki,"Türkiye'de yukari çikan fiyatlar bir daha asagiya inmez. Fiyatlari oldugu yerde tutan hükümetler basarili hükümetlerdir." Bu açidan hükümet yurttaslara, ucuzlattigi seyleri açiklayabilir mi diye sorabiliriz.
Suraya gelmek istiyorum. Hükümet kemerleri sikmada basarilidir. Ancak hayati ucuzlatmada, iyilestirmede, yoksullari sevindirmede basarisizdir. Karni doymayan yoksullara Devlet Kazani'ndan bir tas çorba, sofradan yarim ekmek vermek ve bu tür bir yardimi rakamlara vurmak gerçegi degistirmez. 380 milyon lira aylik ücret alan bir kimsenin mutfagindaki yangini kimse söndüremez. Atesteki tencerede et mi kayniyor dert mi kayniyor onu yasamayan bilemez. Bacasi tüten her ev huzurludur diye düsünmek yanlistir. Hükümet de, iktidar da yanlisin üstündedir. Gelecek seçimde sandiga kimin gömülecegini zaman gösterecek , sapka düsecek, kel görünecektir. Istiraba biraz daha sabirla dayanma gücü göstermek zorundayiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol