BAHRIYE ÜÇOK "SIZE IÇIMI DÖKTÜM" DIYORDU MEKTUBUNDA

Kaybettigim dostlarimi özlemle aniyorum. Bazilarini anilariyla, bazilarini mektuplari ile aniyorum. Bunlardan biri de Devrim ve Kadin Haklari Sehidi rahmetli Doç.Dr. Bahriye Üçok'tur. Öldürüldügünün üzerinden neredeyse 16 yil geçmis bulunuyor.
O, bir Ilahiyat Bilgini idi. Hilesiz hurdasiz bir Atatürkçü ve dini bütün bir insandi. Cesur bir Cumhuriyet kadini idi. Ankara'ya gittikçe görüsüyorduk. Bazi dostlarla Köroglu Sokaktaki evinde sohbet ediyorduk. Meclise Cumhurbaskanligi Kontenjaninda girmisti. Sonra CHP'den Milletvekili seçilerek görev yapti. Bugün Meclis bahçesinde muhtesem bir görüntüye sahip olan Atatürk Aniti ile ilgili Önfikir Çalismalarinda çok emegi olmustu.
5/3/1981 tarihinde Ankara'dan bana kendi el yazisiyla yazdigi bes sayfalik mektubunda zamanin Ankarasi'nda birçok bilgiler verdikten sonra son cümlesini, "Sana Içimi Döktüm" diyordu. Bahriye Hanim mektubunda neler anlatiyordu
Güney ve Kuzey Kore'ye bir gezi yapmisti. Daha dogrusu Uzakdogu'yu gezmis ve sonra izlenimlerini yazmisti. Yazdiklari Milliyet gazetesinde yayinlanacakti.
O sira Ordu Milletvekili idi. Gazetede makale ve dizi yazilarina bakan Yazi Isleri müdürlerinden Turhan Aytul yaziyi basacaklarini söyledikleri halde sonradan nedense basamayacaklarini bildirmisti. Buna çok üzüldügünü anlatiyordu. Bunu da o sira gerçeklesen 12 Eylül Darbesi'ne bagliyordu. Ayrica Atatürk'ün dogumunun 100. yil dönümü kutlamalari için olusturulan komisyona tasradan kimsenin çagrilmamis olmasini elestiriyor, bunu hayretle karsiladigini söylüyor, "Saniyorum siz de hayretle karsilamissinizdir" diyordu. Ayrica gazetelerde çikan yazilarini benim gibi topladigini söylüyor ve bu yazilarin iktidarlari uyarici nitelik ve içerikler tasidigini anlatiyordu. Bir yerde, "Türkiye'nin talihsizligi her kurtulus hamlesinin arkasindan Özgünes ile Diyanet eski Baskanlarindan CHP. Milletvekili Dr. Lütfi Dogan çikar" diyordu.
Mehmet Özgünes 27 Mayis 1960 Ihtilalini yapan subay ekibinden biridir. Milli Birlik Komitesi üyeliginden sonra Cumhuriyet Senatosu Üyesi olarak meclise girmis, sonraki seçimlerde milletvekili olusmustur. Kendisi ile birlikte Halkevleri'ni ilgilendiren bir öneride bulunmustuk. Bu nedenle yakindan tanidigim bir kimseydi. Lütfi Dogan ise Bülent Ecevit'in hükümet üyesi yaptigi eski Diyanet Baskanlarindandir. Ecevit onu Suudi Arabistan'da yapilan Siret Toplantisi'na göndermis, orada Atatürk Devrimleri'ne ve Laik cumhuriyet ilkelerine aykiri kararlara imza atmistir. Bahriye Üçok onlarin sayciligina dikkat çekmektedir. Ayrica meclisin önündeki Atatürk Aniti'nin yapilmasi için alti yil süren bir çalisma yaptigini, bu anitin temeli atilirken Mehmet Özgünes'in kendisine bir davetiye dahi göndermedigini belirterek, üzüntülerini ifade ediyordu.
Benim bir mektubumda ona yazdigim, "Gelenekçiligi din haline getiren Asyai birikimi Türkiye üzerinden henüz tam olarak atamadigi bir Sark (Dogu) torsudur" cümlemi ele alarak, "Ne denli hak verdim size tahmin edebilirsiniz" diyor. O sira Ilk ve Ortaokullarda Din Egitimini zorunlu hale getirmek için toplanan komisyonun bu konuda hazirladigi 100 sayfalik rapor üzerinde duruyor, bu raporun Atatürkçülükleri kesin olarak bilinmeyen kisiler tarafindan yazildigini söylüyor, "okusaniz uykulariniz kaçar" diyor.
Bahriye Üçok, cumhuriyet kadinlarindan önde gelen biriydi. Onun kadin haklari, kadinin ezilmisligi baglaminda nasil bir mücadele verdigini yakindan bilenlerden biriyim. Özellikle Atatürkçülük konusunda bitmez tükenmez bir çalismanin içersinde olmustur. Ona posta paketi içersinde gönderilen bombanin hedefi sahsinda laik cumhuriyeti kundaklamak, ilahiyatçi bir bilim insaninin Atatürkçülügü'nü cezalandirmak, baskalarina gözdagi vermekti. Atatürkçülügünden bazi çevrelerin rahatsiz oldugu biliniyordu. Bir Aralik Atatürk Enstitüsü Baskanligi da yapmisti. Burada da kendisiyle berberdik.
Bu ülkede DEVRIM ve CUMHURIYET ugruna sehit olanlar için bir mezarlik yada ANIT varmidir, bilmiyorum. Ancak onlarin Menemen'de kafasi boynundan bag testeresi ile kesilen bir ordu mensubu gibi ruhen Atatürk'ün yaninda olduklarina inaniyorum. Kalpaksiz Kuvayi Milliyeci Ugur Mumcu, Prof Muammer Aksoy Prof. Cavit Orhan Tütengil, Prof. Taner Kislali, Gazeteci Yazar Çetin Emeç ve diger sehit cumhuriyet aydinlari Atatürk Idealleri ile ebedilesmislerdir. Onlar cumhuriyetin harcina güç katmislardir. Tümünü saygiyla aniyorum, anilari önünde egiliyorum.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol