Aytaç; "Bunlar aydin degil Türkiye'nin yüz karalaridir"

Büyük Birlik Partisi (BBP) Kirklareli Il Teskilati, 04 Subat Pazartesi günü, yeni Merkez Ilçe Yönetim Kurulunu basin mensuplarina tanitmisti. Partinin Il Baskani Kemal Sar ve Yeni Merkez Ilçe Baskani Hakan Aytaç Kaya, yeni yönetim ile birlikte bir pasta keserek, küçük bir kutlama gerçeklestirmislerdi.
BBP Kirklareli Merkez Ilçenin yeni Yönetimi su üyelerden olusturuldu; Mustafa Top, Remzi Odabasi, Sevki Erkis, Eyüp Çetin, Firat Tas, Hayrettin Gökdagli, Taner Gezer, Mehmet Evirgen, Eren Isik, Murat Gevgili, Tufan Kurtoglu, Ramadan Bahçelioglu ve Murat Kisa.
BBP Merkez Ilçe Baskani Hakan Aytaç Kaya, partilerinin hedefleri ve ülke gündemindeki önemli konular hakkinda bir basin açiklamasi da yapti. Kaya açiklamalarinda sunlari kaydetti;
"Zemin BBP olacak"
"Büyük Birlik Partisinin bir gün mutlaka bir Büyük Birligin gerçeklestirilmesinde uygun zemin olacagina inaniyoruz
Türk Milliyetçilerinin ortak paydada bulusacagi bir çati olusturulmasi için Partimizin ve Sayin Genel Baskanin girisimleri herkesin malumu; Her türlü lider bencilliginden uzak bir sekilde Büyük Birlik Partisi çatisi altinda birlikte siyaset yapma ve millî bir iktidar ülküsünün hayata geçirilmesi için samimi ve yogun çabalar sarf etti. Milliyetçi camianin birçok söhretli ismi Büyük Birlik Partisine geçti. Partinin yeni isimleri olarak bu arkadaslardan birçogu ilk olagan kongrede MKYK Üyelikleri ve Divan Üyelikleri ile görevlendirildi.
Büyük Birlik Partisi her geçen gün büyümektedir. Katilimlar partimize güç ve moral vermektedir. Milliyetçi, muhafazakâr, demokrat ve ülke bütünlügünü savunan bütün kadrolari BBP ye davet ediyoruz.
"Eski birlik ve beraberligi yeniden getirecegiz"
Su unutulmasin ki; Ülke sartlarinin ve konjonktürün getirdigi gelismeler, buna paralel düsünsel, zihinsel gelismeler, geleneksel yapi ve kurumlari sorgular. Politik krizlerin özellikle geçis süreçlerinde ortaya çikmasinin sebebi de budur. Surasi bir gerçek ki degisim kendini dayattikça, politik elit buna karsi direnir. Degisim kendisine karsi direnenleri ya çürütmüs, ya da ezip geçmistir. Insanligin bugüne gelisi; degisimin ve gelisimin karsi durulmazligidir.
Bu degisim güdüsü ile birlikte, önümüzdeki günlerde gerek kurumsallasma, gerekse kurumsal kimlik açisindan meydana çikacak gelismelerin Büyük Birlik Partisi çatisi altinda gerçeklesecegi herkes tarafindan gözlenecektir.
Ülkemizde sistemden beslenen çikar ve menfaat gruplari sinifsal konumlarini muhafaza etmek için yine basörtüsü üzerinden milli ve Islamî degerlere saldirmaya devam ediyorlar.
Tek tip toplum isteyen dikta ve tek parti dönemi özlemcisi, demokrasi düsmani bu halk düsmani egemen siniflar, localar, çeteler yillardir sürdürdükleri gerilim ve çatisma politikalarini bugünde devam ettirmekteler. Milli iradeyi tanimayan, meclise saygi duymayan, isleri güçleri Türkiyeyi istikrarsizlastirmak olan bu kizil fasist, laikçi, darbeci, çeteci grup ve yapilar yine karanlik oyunlarina devam etmekteler. Yine oligarsik darbe çagrilari yapmaktalar.
Son günlerde sistemin muhafizi statükocu CHP ile tekelci büyük sermayenin örgütü TÜSIADin toplumu tahrik eden kamplasmaya ve cephelesmeye iten iç savas tahrikçisi tutum ve davranislarina onlardan ideolojik olarak bir farki bulunmayan çagdas gericiler totaliter zihniyete sahip bir avuç aydin geçinen ögretim üyeleri de katildi.
Sözde ögretim üyeleri, gerçekte bilim ve özgürlük düsmani karanlik zihniyetin milli iradenin temsil yeri olan TBMMnin aldigi kararlara ön yargili ilkel ve sakat bir yaklasimla bagnazca karsi çikmalari Türkiye için, bilim için utanç verici bir durumdur.
"Meclisin üstünde irade olmaz"
Meclis Anayasa Komisyonu, basörtüsü için toplanirken, ODTÜde toplanan bazi rektörler Türkiyeyi tedirgin eden, akil ve izan disi bir bildiri yayinlayarak kaos pesinde kosmaktalar. Birtakim mahfillerin destegi ile Ankarada bir toplanti düzenleyen bu yasakçi çevreler bütün tehdit ve yildirma politikalarina ragmen ÜAK üyesi 98 kisiden sadece 80 ögretim üyesi ve rektörü yanlarina alabilmislerdir.
(Üniversiteler Arasi Kurul) ÜAKin siyasi meselelerle ilgilenmesi bir siyasi parti gibi davranmasi asla akademik bir konumla bagdasmamaktadir. Meclise, siyasilere, kuramlara meydan okumak ÜAKin isi de degil, haddi de degil, görevi de degildir. Basörtüsü üzerinde yasaklar kalkarsa ülke "bir din devletine gider" diyecek kadar bilgisiz ve cahilce açiklamalar yapan ÜAK, ülkeyi germeye çalismaktadir. Bu tür yaklasimlar atesle oynamaya benzer. ÜAK ülkenin birlik ve bütünlügüne zarar veren karanlik yollarin pesinde kosmaktadir. Bunun ülkeye de bilimle ugrasmasi gerekirken siyasetle ugrasan ÜAK ye de bir faydasi yoktur.
Tekelci medyanin günlerdir pompaladigi ÜAKin yayinlamis oldugu o karanlik bildiri Türkiyede yasaklarin devamini isteyen ser güçleri sevindirmistir. ÜAK bir kez daha haddini ve yetkisini asmistir.
Bugün ÜAK bir bilim kurumu degil bir siyasi odak haline gelmistir. Bunlar aydin degil Türkiyenin yüz karalaridir. Bunlar bu zamanda ortaçagdan kalma çagdas devrimci fasist gerici güruhtur. Türk milleti bunlarla utanç duymaktadir. Totaliter rejimler ve diktatörlüklerin oldugu ülkeler hariç dünyanin hiçbir medeni ülkesinde Türkiyede oldugu gibi özgürlüklere düsman, yasakçi, baskici, çagdisi bir zihniyete sahip ögretim üyeleri yoktur.
"Üniversiteler özgür olmalidir"
Kilik kiyafet serbestligi bütün ögrencilere taninmalidir. Üniversitelerde tek tip düsünce olmaz, üniversiteler bilim yuvasidir yasak yeri degildir. Üniversitelerde yasakçi zihniyet asla olmaz. Yasaklarin ve baskilarin oldugu yere üniversite denmez çözüm ve çare özgürlükçü bir demokrasiden ve bilimin yapildigi dogmalarin ve devrim muhafizlarinin olmadigi bir özgür üniversiteden geçer."

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol