"Aslan yattigi yerden belli olur"

Kirklareli Il Tarim Müdürlügü, Il Özel Idaresi ve Kirklareli Ticaret Borsasi tarafindan organize edilen, "Sorunlari ve Çözümleriyle Kirklareli'nde Tarim" isimli seminer, dün gerçeklestirildi.
 
Program saat 09.30'da açilis konusmalari ile basladi. Tarim Il Müdürü Hasan Çebi'nin ilk konusmaci olarak belirlendigi etkinlik, Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner'in konusmasi ile sürdü.
Kirklareli'nde tarimciligin sorunlarinin masaya yatirildigi panele Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner esi ile birlikte, Tarim Il Müdürü Hasan Çebi, Il Emniyet Müdür Mehmet Behzat Canbazoglu, Damizlik Sigir Yetistiriciligi Birligi Baskani Behçet Åzen, Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan ve Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi ögretim görevlileri de katilim gösterdi. Tarim Il Müdürü Hasan Çebi, istatiksel verilere dayanan konusmasinda merkez ve merkeze bagli ilçe ile köylerde ki nüfus dagilimlarini açiklarken, Kirklareli'nin 655.000 Hektar'lik arazi varliginin 35.000 Hektar'inin ise mera oldugunu kaydetti. Ayrica Çebi, 260.000 Hektar orman, 94.000 Hektar tarim disi arazi ve 265.000 Hektar topragin da tarim arazisi olarak kullanildigini hatirlatti.     Çebi, sulanabilen tarim arazisi oraninin % 18.5 ile 48.500 Hektar oldugunu, ayrica modern sulama sistemi olan yagmurlama ve damlama sistemlerinin Kirklareli gibi bir il için yok denecek kadar az olduguna da degindi. 
 "Yeterli girdi saglanamadigindan verim düsük"
Çebi, "Kirklareli'nin genel istatistik rakamlarini verdikten sonra sorunlari ve çözüm yollari üzerinde durmak gerekmektedir. Sadece basliklarini kisaca sayarsak; Ekonomik problemler, tarim politikalarinin etkisiyle olusan problemler, dogal kaynak problemler, çevresel problemler ve üretim problemleridir. Medeni hukuktan kaynaklanan miras yoluyla tarimsal araziler her geçen gün parçalanmaktadir. Isletmelerimiz yeterli büyüklüge sahip olmadigindan girdi maliyetleri yüksek olmaktadir. Yeterli girdi saglanamadigindan verim düsük olmaktadir.
Mevcut hayvan varligimizin kaliteli kaba yem ihtiyacini karsilamak için mera alanlarimiz ve yem bitkisi ekilisimiz yeterli degildir. Kaliteli kaba yem açigimiz % 60'lar seviyesindedir. Sulu tarim arazilerimiz yeterli degildir. 
Mevcut sulama suyumuz vahsi sulama seklinde kullanilmakta, sifon yapilarak kullanilan suyun kontrolü yapilamamakta dolayisiyla bosa akan su topragin çoraklasmasindan, yollarin bozulmasina hatta erozyona neden olmaktadir. Gübre kullanimi yilda 77.000 Ton olup, yaptigimiz çiftçi toplantilarinda edindigimiz izlenim yapilan toprak analizleri dikkate alinmadan uygulanmaktadir.
Bitkisel üretimde pestisit kullanimindan kaçinarak organik üretime geçerek Trakya bölgesini organik tarim üssü haline getirmek mümkündür. Ayrica hayvancilikta sap hastaligindan arî olan bölgemizi, brucella ve tüberküloz yönünden de arî hale getirmeliyiz.
Ilimizde iliman iklim kusaginda yetistirilen ürünler dahil her türlü bitkisel ürünün yetistirilmesi mümkündür. Yetistirilen ürünlerin verimleri Türkiye ortalamasinin üzerinde veya ortalama seviyesindedir. Buna karsin tarim arazilerinde % 78 oraninda bugday ayçiçegi münavebesi yapilmaktadir. Kuru alanlarda bu iki ürün arasina yem bitkisi eklenebilir. Sulu alanlarda hububat hasadindan sonra silajlik misir, fasulye ve lahana gibi bitkiler yetistirilebilir. Bu hem topragin islahi hem de yem bitkisi açigini azaltmanin en kolay yoludur.
Sertifikali tohum kullanimi yetersizdir. Tarim sigortalari yeterince yayginlasip gelismemistir. Isletme basina düsen hayvan sayisi düsüktür. Profesyonel hayvancilik isletmeleri yeteri sayiya henüz ulasamamistir. Hayvansal ürünlerde bakteri sayisi ve ilaç kalintilari tüketici ve sanayici açisindan problem olusturmaktadir. Hayvansal ürün tüketimi ise toplumumuzun sosyal ve ekonomik gerçekleri nedeniyle gelismis ülkelerin çok altindadir.
Yetistirici örgütleri kooperatif ve birlikler üretim ve satis gibi konularda yeterli etkinlige ulasamamistir" sözleriyle Kirklareli'nin tarimda ki sorunlarini kaydetti.
Tarim Il Müdürü Hasan Çebi'nin konusmasinin sonrasinda Kirklareli'nde ki çöp kirliliginin tarimi olumsuz yönde etkiledigini özellikle vurgulayan Vali Öner,
"Biraz önce Tarim Il Müdürümüz bazi bilgiler sundu ve ilimizde tarimin sikintilarini bizlere aktardi. Dogada bu denli çöp kirliligi olmasina ragmen arilar dâhil temiz olan çiçeklerden polen bulmaya çalisiyor. Yurt disina sattigimiz ballarin bazilari geri gönderiliyor. Neden? Çünkü temiz olan bitkiler de artik kirlenmeye basladi. Yakin zamanda ektigimiz bugdayi bile satamayacagiz. Ergene gibi tertemiz bir dogayi kirletiyorlar. Evsel ve sanayi atiklarini bölgeye bosaltip, yetistirilen tahillarin olumsuz yönde etkilenmelerine neden oluyorlar" dedi ve ayrica ekledi;
"Alin teriniz bereketli olsun"
Kullanmamiz gereken her seyi kullanip, bir daha kullanmayacak gibi kirletip terk ediyoruz. Insan yasadigi alani kirletir mi? Aslan yattigi yerden belli olur.
Tarim da ise toprak tahlili yaptirmadan bilinçsiz bir sekilde uygulanan gübreler ya da ekilen tohumlar, kontrolsüz israfa neden oluyor. Topragin ihtiyaci olmayan maddeleri topraga yüklüyoruz veya ihtiyaci oldugu halde uygulamiyoruz. Tarimda mutlak toprak tahlili sarttir.
Bilinçli bir sekilde hareket etmek, sorunlari tespit ederek çözüm yollarini bulmamizi daha da kolaylastiracaktir. Ben sözü fazla uzatmadan, kalkip Isparta'dan ilimize kadar bizlere yardimci olabilmek adina gelen hocalarimiza birakiyorum. Alin teriniz bereketli, topragimiz bereketli, kazancimiz ülkemizin kazanci, döviz girdimiz ülkemizin kazanci olsun diyorum" dedi.
Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner'in konusmasinin ardindan Panel Oturum Baskani olarak belirlenen Prof. Dr. Mehmet Atilla Askin Vali Öner'in Isparta'dan Kirklareli'ne atanmasina duyulan üzüntüyle ifade etti.
Askin, "Kendisi son derece aydin ve ileri görüslü bir bürokrattir. Kirklareli'ne çok faydali olacagini düsünüyorum" ifadesini kaydetti.
Askin daha sonra Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi ögretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Polat'i "Meyve Yetistirme ve Islahi, Organik Tarim, Meyve Çogaltma Teknikleri" isimli sunumunu yapmak üzere kürsüye davet etti.
Polat hazirladigi slayt gösterisi ile katilimcilara ülkemizde farkli bölgelerde yetisen degisik tür meyve ve sebzelerin tanimini yaparak, insan vücudu üzerindeki olumlu etkinlerine degindi. Sunumunun devaminda ise amatör sebzeciligi aktaran Polat, bahçe sebzeciliginin taze tüketime yönelik bir sistem oldugunu ve topragin son derece güzel islendiginin altini çizdi.
9.30 da baslayan seminerin saat 17.00'da sona erecegi bildirilirken, program akisi söyle devam etti;
Prof. Dr. Mehmet Atilla Askin'in "Meyve yetistirme ve islahi" isimli sunumu, Prof. Dr. Turhan Toker'in "Çiftlik hayvanlarinin yetistirilmesi, beslenmeleri ve genetik islahlari" isimli sunumu, Doç. Dr. Hakan Aktas'in "Meyve-sebze-bag ve süs bitkileri üretimi, islahi, genetik, fizyoloji, muhafaza, depolama ve pazara hazirlanmasi" isimli sunumu ve son olarak Yrd. Doç. Dr. Ozan Demirözer'in "Entomoloji, zararlilar ile biyolojik mücadele, zararlilar ile entegre mücadele" isimli sunumu ile sona erdi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol