Anne babalar, karne gününe dikkat!

2010-2011 egitim-ögretim yili ilk dönemi 28 Ocak 2011 Cuma günü sona eriyor. Ilk dönemin sonuna yaklasirken ögrencileri oldugu kadar velileri de karne heyecani sardi. Kirklareli Il Saglik Müdürlügü de velileri karneler konusunda uyardi; "Çocugunuzu suçlamayin, onun arkasinda oldugunuzu hissettirin."
Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. Mustafa Saymaz, 28 Ocak 2011 Cuma günü sona erecek 2010-2011 egitim-ögretim yili ilk dönemi için velileri uyardi. Karne korkusu ve aileye düsen sorumluluklar konusunda Ruh Sagligi ve Sosyal Hastaliklar Åzube Müdürü Psikolog Birkan Buzol'un hazirladigi bilgileri kamuoyu ile paylasan Saymaz, karne gününün bazi ögrenciler için mutluluk kaynagi olabilirken bazi ögrenciler içinde korku kaynagi olabildigini hatta bu durumun intihar ve evden kaçmalara kadar varabildigini söyledi. 
"Okullar kapaniyor, ögrenciler bir dönemin meyvesi olarak gördükleri karnelerini alacaklar. Karnelerin alindigi gün çocuklar sevinç, mutluluk, hüzün, kaygi ve bazen de öfke duygusunu birlikte yasarlar. Karne günü bazi ögrenciler için mutluluk kaynagi olurken bazi ögrenciler için korku kaynagi olabilmektedir. Hatta istenmeyen bazi durumlara da (intihar, evden kaçma v.b.) neden olabilmektedir" diyen Saymaz, özellikle sert ve baskici ailelerin çocuklarinin zayif karne korkusunu diger ailelerin çocuklarina göre daha fazla yasadigina degindi. Bu ailelerin çocuklarinda evden kaçma, intihar gibi istenmeyen davranislarin daha fazla görülebildigini belirten Saymaz, "Karne aslinda çocugun basarisindan ziyade derslerindeki bazi eksikliklerinin oldugunu göstermek için ögrenciye ve veliye verilen bir uyari belgesidir. Karne sadece ders basarisi göstergesi olarak anlamlandirildiginda çocugun karnedeki basarisizligi sanki her alanda basarisizmis gibi algilanabilmektedir. Hâlbuki karne sadece ders basarisinin göstergesi degildir. Çocugun derslere katiliminin, arkadas ve ögretmenleriyle olan iliskisinin, ilgi alanlarinin, sevdigi ve sevmedigi derslerin, okula devamliliginin, tutarliliginin da göstergesidir. Bu anlamda çocuklar karne aldiklari zaman sadece notlarin üzerinde durmak çocugun diger özelliklerini görmemizi engeller. Bu nedenle çocuklarin karneleri degerlendirilirken önce basarilari pekistirilmeli sonra kötü olan notlari konusulmalidir. Yapilan konusma sert, emreden, elestiren, digerleriyle karsilastiran, çalismasi için saglanan imkânlarin siklikla hatirlatildigi, iyi notlarin göz ardi edilip kötülerin vurgulandigi, tehdit edici bir içerik tasimamalidir" dedi. 
Anne babalar birbirlerini 
suçlamayi birakmali
Çocugun karnesi degerlendirilirken yapilan en önemli hatalardan birinin de çocugun durumu ve bu durumun nedenleri yerine anne ve babanin birbirlerini suçlayici yaklasimlari olduguna deginen Saymaz, "Babalar anneleri evdeki ögretmen, anneler de babalari okul müdürü gibi görebilmekte, baba; anneyi çocuga dersini ögretemedigi, anne de babayi çocugu yeterince kontrol etmedigi için suçlayabilmektedir. 
Bu gibi durumlarda,  ilkögretim çocuklari kendilerini daha fazla suçlu, depresif, mutsuz, ögrenmeye karsi isteksiz; lise dönemindeki çocuklardaysa daha çok olumsuz davranis tablolariyla karsilasabilmektedir.
Söz konusu tepkilerle karsilasmamak için çocuklarin önce iyi notlarini ödüllendirerek, onlari takdir ederek konusmaya baslanmali, daha sonra kötü notlarin nedenleri arastirilmali ve bu durumu düzeltmek için neler yapilabilecegine çocukla birlikte karar verilmelidir. Kesinlikle diger çocuklar ve kardeslerle kiyaslanmamali, siddet uygulanmamali, sert bir dil kullanilmamali, tehdit edilmemelidir. Her çocugun basari ve yeteneklerinin farkli alanlarda oldugu unutulmamali, bu sebeplerle çocugun basarilari pekistirilmeli, basarisiz oldugu alanlar içinse bu alandaki basarisizliginin sebepleri bulunmali ve nasil gelistirilebilecegi planlanmalidir" diye konustu.
Çocuk her dönem basarili ya da basarisiz 
olacak diye bir sey yok
Çocuklarin her sene ve her dönem yeni yeni bilgiler edindigini bu nedenle notlarinda düsmeler yada yükselmeler olabilecegini kaydeden Saymaz, ögrenmenin bir hayat boyu sürdügü düsünüldügünde karne odakli düsünmenin bir hata olacagini ifade etti. Saymaz, söyle konustu;
"Çocuklar her sene ve her dönem farkli bilgiler ögrenirler. Bu sebeple de notlarinda farklilasmalar olabilir. Yani çocuk bir önceki yil ya da dönem daha basariliyken diger zamanlarda basarisinda düsmeler ya da yükselme gözlenebilir. 
Bu sebeple çocugun basarisizliklari konusulurken sanki her dönem, her konuda ve her derste basarisizmis gibi davranilmamali, geçmisteki basarilari örnek gösterilip kötü notlari düzeltememe kaygilari azaltilmaya çalisilmalidir. Ögrenmenin hayat boyu süren bir süreç oldugu düsünüldügünde karne odakli düsünme ögrenmenin düzeltilemez bir son gibi algilanmasina yol açabilir. Bu nedenle çocugun basarilarina karne degil gelecek odakli bakilmalidir.
Cebine harçlik koymakla olmaz 
Ailelerin en büyük sorumlulugu hayati seven, insanlari seven, sorumluluk almayi seven, basarinin pesinde kosan kendini gerçeklestirme basamaklarini hizla çikan bir çocuk yetistirmektir. Bu da onun cebine sadece haçlik koymakla degil ona, onu sevdigini hem sözle hem de davranisla göstermekle, ona güvenmekle, onunla saglikli iletisim kurmakla, onun kapasitesini kabul edip zorlamamakla olur. Onu o oldugu için sevmekle, onu o oldugunu kabul etmekle olur. O sizlerin zihninizde olusturdugunuz kisi degildir. O bir bireydir o kendisidir." 
Ailelerin çocuklarinin karne korkusunu yenmeleri, istenmeyen davranislarin olusmasini önlemeleri ve simdiki basarisizligin ileriki yillarda basariya dönüsmesi için karne zamani çocuklarina karsi yaklasimlarina dikkat etmeleri gerektiginin altini çizen Saymaz, olmasi gereken yaklasimlarini söyle açikladi;
"Çocugunuzun karnesiyle ilgili duygularinizi,çocugunuzun kisiligini incitmeden net bir sekilde anlatin. Onun basarili olabilmesi için onun arkasinda oldugunuzu ona hissettirin.
Kesinlikle çocugunuzu suçlayip 
yargilamayin
Ona kesinlikle tembel tavuk, geri zekali gibi isim, lakap takmayin. 
Seni kaportaciya isçi olarak gönderecegim, okuldan alacagim gibi tehditler savurmayin.
Onu elestirip, emirler vermeyin. 
Çocugunuzu arkadaslariyla, kardesleriyle, komsularinizla kiyaslamayin. O herkesten farkli kendine benzeyen bir bireydir unutmayin. 
Çocugunuzu kesinlikle asagilamayin hele arkadaslarinin yaninda buna hiç kalkismayin, onun kendine olan güven duygusunu zedelemis olursunuz. 
Çocugunuza devamli cezalandirma, bagirma gibi davranislarla yaklasmayin. 
Çocugun kendi karnesiyle ilgili anlattiklarini dinleyin. Onun düsüncelerine önem verin. 
Her ana-babanin çocuklariyla ilgili bazi beklentileri vardir. Bunlari onunla konusun. 
Çocugunuzun karnesi zayif olabilir. Ona açik bir kapi birakin, kendini affettirebilmesi için bir yol gösterin. 
Çocugunuzun ders basarisizliginin giderilebilmesi için beraber çözüm yollari arayin. 
Çocugunuzun zayifi var diye ona yaz tatilini zehir etmeyin, dinlenmesine firsat verin. Ancak eksikliklerini gidermek için onunla beraber uygun bir plan yapin ve bunu uygulayin.
Çocugunuza karnesinin iyide olsa kötüde olsa sizin onu seveceginizi ve onun arkasinda oldugunuzu ona hissettirin."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol