Anayasa ve Degisikligi (1)

Yazilarimda "uydurma gündemleri" ele almayi pek uygun bulmam. Onun yerine "okuyucularima nasil faydali olurum" sorusuna cevap vermeye çalisirim. Ancak bu sefer ortaya çikan gündem hakkinda, okuyucularimin da bilgisi olmasi gerektigine inandigim için "Anayasa degisikligi" konusunu islemeye karar verdim.

Önce Anayasa'nin bir millet üzerinde ki tesirini inceleyelim. Anayasa (eski adiyla Kanuni esasi) milletle devlet arasinda bir sözlesme niteligi tasimaktadir. Yasama (TBMM) tarafindan çikarilacak bütün kanunlarin esasi olan Anayasa nasil sekillenirse daha sonra ona bagli çikacak olan yasalar da onun seklini alacaklardir. Anayasa mahkemesinin görevi, çikarilan kanunlarin Anayasaya uygunlugunu kontrol etmek ve eger meclisten çikartilan kanunlar Anayasaya uygunsa yapilan müracaati reddetmek, eger uygun degilse kanunun iptali yoluna gidilmektir. Devlet ise milletin kendini idare etmesini istedigi insanlarin basta hükümet olmak üzere organize olmasi, bu insanlarin belli sorumluluklar yüklenmesi ve belli yetkilere sahip olmalarinin adidir. Ancak devlet bu tanimiyla bile büyük bir güce sahip bulunmaktadir. Örnegin milletin bir ferdi, gücü 2,5 voltluk bir pil cereyani olarak tanimlanirken, devletin gücü 250 KVA'ya sahip bir yüksek gerilim hattinin gücüne benzetebiliriz. Atalarimiz, devleti bir deveye benzeterek, insanla devenin tekmeleme oyununu oynamasi halini düsünerek "Deveyle, tekme oynanmaz" diyerek tanimlamislardir.

ANAYASA KAVRAMININ YERI

Istedigi kanunlari çikarabilen, polis ve jandarma gücünü gerekirse bütün askeri birlikleri de kullanabilen, mahkemeleri, ceza evleri, egitim ve ögretimde bütün okullari, millete yön verebilecek televizyon ve gazeteleri, paraya yön verecek finans kurumlarini ve bankalari daha birçok kurum ve kurumlari kullanabilen bir güçle bütün saydigimiz kurumlar karsisinda aciz durumda bulunan bir insani birbiri ile adilane bir sekilde kaynastirmanin adidir, Anayasa.

Anayasalar, güçlü olan devlete karsi vatandasin haklarini korumak maksadiyla yapilirlar. Yoksa devleti vatandastan korumak üzere bir anayasa yapilamaz. Vatandasin gücü nedir ki de devlete zarar verebilsin, diye yaklasilir konuya…

O, çok imrendigimiz Bati ülkeleri Anayasalari bu mantikla hazirlanmis ve bu mantikla yürürlüge girmislerdir. Batili Anayasalarin hazirlanmasi esnasinda ki düsünce tarzi, "Aman, Devlet fil'i vatandas karincasini ezmesin" seklindedir. Bizde ise bu mantik tamamen ters çalismakta jakoben (tepeden inmeci) ve baskici bir anlayis her zaman Anayasalarin hazirlanmasinda hep önde olmustur. Bizim Anayasalari hazirlatanlar ve Anayasa hazirlayanlar hep, "Aman, vatandas karincasi, devlet filine zarar vermesin" diye düsünerek hazirlamislardir. Ne kadar övülürse övülsün, ne kadar güzel denirse densin bastan beri hazirlana Anayasalar hep bu mantikla hazirlanmislardir. Onun içindir ki yürürlükte ki Anayasalarin ilgili hükümleri esas alinarak ülkemizde normal mahkemelerin yani sira bir "Istiklal mahkemeleri" kurulabilmekte, onun içindir ki "DGM - Devlet Güvenlik Mahkemeleri" uzun zaman icra-i faaliyet yapabilmektedirler. 1924 Anayasasindan sonra yürürlüge giren 1961 ve 1982 Anayasalarinda temel ortak anlayis hep bu "Aman… Devleti vatandasin zarar vermesinden koruyalim" anlayisi olmustur. Zira bunlar birer askeri darbenin sonunda hazirlanmis ve hiç çaresiz Anayasanin mantigi o sekilde sekillenmistir.

ÖNCELIKLI DEÄzIÅzMESI GEREKENLER

Åzimdi sormamiz gereken sudur. Anayasalar temel (esas) kanunlardir. Diger yasalar gibi ikide bir degistirilemezler, degistirilmemelidir. 1924 Anayasasi yürürlükteyken neden 1961 Anayasasi yapilmis ve eski Anayasa lagvedilirken (kaldirilirken) niçin yeni Anayasa yürürlüge konmustur?

Peki, 1961 Anayasasi yürürlükteyken neden o lagvedilerek yerine 1982 Anayasasi konmustur. Kim veya kimler Anayasalari birere yaz - boz tahtasina çevirmislerdir? Buna niçin lüzum hissetmislerdir? Åzimdi yine bir Anayasa degisikligi ile karsi karsiyayken neden 1982 Anayasasi degistirilmeye çalisilmaktadir?

Düsünce tarzimizi bir kademe daha ilerleterek yeni Anayasa degisikligi yapmak isteyenlere yani mecliste sandalyesi en fazla olan, hükümeti elinde bulunduran ve Anayasayi degistirmek isteyen AKP'ye de su önemli sorulari sormak istiyorum.

"Anayasa degisikligi talebiyle ortaya çiktiginiza göre, hazirladiginiz ve degistirmek istediginiz Anayasa da düsünce tarziniz, yani Anayasanin ruhunu da degisecek midir? Yani sizin hazirladiginiz Anayasa taslaginda; "fil'i mi korunacak, yoksa karinca mi?"

Hepimiz de biliyoruz ki AKP'li arkadaslarimiz, Anayasanin sadece birkaç maddesini degistirmek istemekte ama tümünü degistirmeye talip olmadiklarindan bu soruma olumlu cevap alamamaktayim.

Bu yaptiginiz yarim yamalak (5-10 maddesi degisen) bir Anayasa degisikligi ile "Ürküttügünüz kurbaga, attiginiz tasa degecek midir? Veya mademki bu kadar kurbaga ürkütecektiniz, niçin bunlari ürkütmüsken Anayasayi yeniden ve tümünü degistirmiyorsunuz?

Madem bir Anayasa degisikligi yapacaktiniz ve 2002 seçimlerinde meclise ilk defa girdiginizde (o zaman meclisin yüzde 60 koltuguna sahiptiniz),  akabinde (ilk alti ay içinde) niçin bu degisikligi yapmaya kalkmadiniz? O zaman Anayasanin degistirilmesine ait bilginiz mi yoktu, yoksa cesaretiniz mi…

 Amerika'da ki Yahudi lobisinden "Yüksek cesaret ödülü" aldiginiza göre demek ki cesaretiniz vardi. Peki, o zaman niçin bir degisiklik yapmaniz için neyiniz eksikti?

Åzimdiden söylemeliyim ki, bu sekilde bir Anayasa degisikligi, Referanduma da gitse eksik olacaktir. Bir müddet sonra tekrar Anayasa degisiklik talebiyle karsi karsiya kalacagimizdan kimsenin süphesi olmamalidir.

nlaleli@mynet.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol