Amaç para kazanıp ayakta kalabilmek

Kurban bayramına saatler kala Kırklareli esnafı ve işletmeler vitrinlerini ve tezgâhlarını bayrama özel hazırlamaya başladılar. Kışında yaklaşması ile birlikte işletmeler geniş hatları ile bir değişim hazırlığında.
En küçük işportacısından en büyük mağazalara kadar amaç aynı bayram öncesinde oluşan sıcak para akışından paylarına düşen kısmı alabilmek.
İçinde kasap bölümünden kozmetik ürünlerine kadar birçok alanda hizmet veren AVM ve alışveriş mağazalarının açılması ile birlikte küçük ve orta boy işletmeler bu durumdan en çok etkilenen yerler olmuşlardı.
İlk etapta bakkal olarak tanımladığımız köşe başlarında bulunan mahallelinin eksiklerini tedarik ettiği yerlerin tek tek kapanması ile birlikte, şehir içinde kültür mantarı gibi hızla çoğalarak açılan büyük marketler Kırklareli vatandaşının cazibe merkezleri haline gelmeye başladı. Mahallelerde kepenk indiren bakkallar şehir içine doğru bir ekonomik sirkülâsyonu da beraberinde getirmişti.
Sıcak paranın en fazla çekilip değerlendirildiği indirimli süpermarket ve AVM açılışları olarak     bildirilmekte.
Bu sıcak para akışını ellerine geçirmek isteyen büyük girişimciler açılışlarda uyguladıkları ilk gün indirimleri ile vatandaşa sunulan renkli seçenekler sayesinde o bölgedeki ekonomik yoğunluğu bir günlükte olsa kendi bünyelerine çekiyorlar. Bunun etkisini en fazla hisseden yerler ise 3 ya da 4 aylık gelirlerini 1 açılış gününde büyük alış veriş mağazalarına kaptıran küçük ve orta işletmeler olarak dikkat çekiyor.
Türkiye genelinde yapılan bir araştırmada her ilin her ay bir AVM ya da bir alışveriş mağazası açtığı bildirilmekte.
Türkiye'nin pek çok yerinde inşaatı devam eden AVM'ler farklı iddialarla sektörde yerini alıyor. Akademetre Araştırma ve Planlama 'nın hazırladığı AVM'ler listesi, çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.
2012-2013-2014 yıllarında toplam 71 AVM, 2 milyon 872 bin 725 metrekare kiralanabilir alan sunarken, kapanan ve fonksiyonunu yitirmiş AVM'lerin sayısı da sadece 24'ü buluyor.Listeye göre Türkiye genelinde 2012 yılında 30 AVM, toplam 1 milyon 83 bin metrekarelik kiralanabilir alanı ziyaretçilerine açıyor. AVM inşaatları tüm hızıyla sürerken, 2013 yılına 5 aydan kısa bir zaman kala 28 AVM de yeni yılla birlikte kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Kırklareli esnafının da en çok şikâyet ettiği konuların başında gelen alışveriş merkezlerinin hızla çoğalması bazen açılıp kapansa da. Açılış itibari ile açılış günü Kırklareli vatandaşının 3 aylık harcamasını 1günde kasadan geçmesinden dolayı oluşan ekonomik durgunluk.
Bu açılışlardan dolayı sıkıntıda olan küçük orta işletmelerin tek dediği şey ise;
"İndirim adı altında düzenlenen açılış günlerinin Kırklareli ya da bulundu ilin vatandaşının cebinde olan paranın kısa bir sürede boşaltılmasından başka bir şey değil Açılış günlerinden sonra en fazla 3 ay sonra kapatılan dükkânlar bunun en açık göstergesi"
İngiltere'nin en prestijli araştırma şirketlerinin bu konu ile ilgili yaptığı araştırma Kırklareli esnafını destekler nitelikte. Araştırmaya göre; açılış günlerinde ya da indirim günlerinde AVM yâda alışveriş merkezlerine hücum eden vatandaşın bunlara gitmediği takdirde yani; evinin yâda kendisinin ihtiyaçlarının gerektirdiği doğrultuda hareket ettiğinde cebinde kalan para aylık 57.15 Euro olarak bildirilmekte. Bunun yıllık karşılığına ise 575 Euro olarak bildirmekte. Ülkeler arası Parasal değer ve ürünler arasında oluşan fiyat farklılıkları Türkiye'ye indirgendiğinde açılış ya da indirim günlerine koşan vatandaşımızın aylık kazancın 90 TL senelik kazancının ise 1100 TL olacağı     bildirilmekte.
Türkiye'de 50 milyar dolarlık bir pastayı oluşturan süper market, alışveriş merkezleri, AVM ler. Giderek olağan ekonomik güçlerini büyütüyorlar. Ekonomik büyümelerinin tek dayanak noktası olan insanı ise bu sektör bu şekilde devam ederse büyük tehlikeler beklemekte.
Bu ekonomik pastanın en gözde mekânı hiç şüphe yok ki İstanbul olarak görülmekte ülke nüfusunun 4/1 kadarını içine alan bölgede bu sektörün gelişiminden oluşan handikaplar en sonra görülecek bölge.
Büyük şehirlerden Kırsal alanlara sıçrayan ve bu bölgelerde 2009 yılından sonra hızlanan sektör birçok kişiyi işinden etti kendi kendine yetebilen esnaf ve işletmeler bile artık nefes almakta zorlanıyorlar. Kırsal kesim insanını bekleyen en büyük tehlikelerden en büyük ikisi; gelişen sektörün insanı kendine bağımlı bir hale getirebileceği konusu ve milyonlarca esnaf ve işletme sahiplerinin işsiz kalacağı.
Bakkal tabir edilen küçük esnaf ile bu konuyu konuştuk
Kırklareli'de yıllardır bakkal veya market işleten esnaf ile bu konu doğrultusunda sohbet etme imkânımız oldu hepsinin ortak düşüncesi gelişmekte olan bu sektörün sonları olacağı doğrultusundaydı.
Çeyrek asırlık bakkal…
Kırklareli'de market işletmeciliği yapan Mustafa Dinç tam tamına 81 yılından beri bakkalcılık yaptığını söyledi çeyrek asırlık bu işin erbabı Mustafa dinç içerisinde bulundukları durumu şu şekilde özetledi.
" ilk olarak 1981 yılında bakkal işletmeciliği olarak ticarete atıldık o zamanın şartları ile günümüz şartları arasında uçurumlar var. Zaman içerisinde değişen şartlar ve büyüyen sektör sayesinde günden güne köşeye sıkışıyoruz. Gelişen reklam sektörü ve akabinde insanların delice sarıldıkları alışveriş tutkusu sayesinde bizler tamamlayıcı ürünler satan dükkânlar olarak anılıyoruz artık. Büyük marketlerin özendiriciliğinin yanında markalaşmanın da çok etkiliği olduğunu söyleyebiliriz"dedi.
Yıllar önce mahalle aralarında faaliyet gösteren bakkalların artık kalmadığını bunun en büyük nedenleri arasında insanların ışıklı ve gösterişli marketlerde alışveriş yapma isteği doğrultusunda gerçekleştiğini belirten çeyrek asırlık bakkalcı küçük işletmelerin son yıllarını yaşadığını belirtti.Her köşe başına açılan büyük marketler nedeni ile varlığını muhafaza etmekte zorlanan bakkallar. Kırklareli'nin içerisindeki sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.  Kırklareli merkezdeki bakkal arayışımız sırasında gördük ki kapanan dükkânların çoğu bakkal ve küçük marketlerden oluşuyor. Kırklareli merkezde yaklaşık olarak 6 yıldır bakkal işletmeciliği yapan Hamdiye Akayran'ın bu konu ile ilgili düşünceleri de diğer bakkal ve küçük market işletmeciliği yapanlar ile aynı doğrultuda oldu. Hamdiye hanım içinde bulundukları süreci şu şekilde anlattı.
Bakkala ek işler koymak zorundayız yoksa kilitleyip gideriz
" yaklaşık olarak 6 yıldır bu işi yapıyoruz bu işe ilk başladığımız yıllarda sıkıntılarımızın boyutu bu denli belirgin değildi. Marketçilik sektörü o kadar hızla gelişiyor ki sıkıntılarımızı dile getiremeden bir yeni sıkıntımız daha ortaya çıkıyor. Son 6 yılda bu sektörde medyanın da katkısı ile birçok şey değişti. Değişen en belirgin şey ise vatandaşın alışveriş anlayışı. Öyle ki indirim günleri ve açılış günlerinde market ve AVM'lere hücum eden vatandaşlar alacağından daha fazlasını aldığı için ay sonunu denk getiremiyor. Büyük marketlerin har köşe başına açılması reklamlarda vatandaşlara yönelik özendirici figürler bu sektörün son yıllarda çılgınca büyümesine yol açmış durumda. Bizlerde mecburen bakkalımızda yâda marketlerimizde ek olarak tost, çay yâda buna benzer ek işler yapmak zorunda kalıyoruz. Başka türlü ayakta kalmamızın yolu yok"dedi.
Kırklareli'de esnaflık yapan diğer işletmelerin bazılarında konuşma imkânımız oldu ayakkabıcısından şekercisine, tatlıcısından yufkacısında kadar hepsinin ortak düşüncelerini şu cümleler ile Kırklareli'nde 20 yıldır esnaflık yapan Ali sarıca özetlemekte. Yıllardır şekercilik yapan şekerci esnafı şu şekilde konuştu.
" hızla gelişen büyük marketleri içine alan sektör birçoğumuzu ekmeğimizden edecek gibi gözüküyor. Markete girdiğinizde ayakkabısından limonuna kadar her şeyi bulabilmek mümkün. Yapılan indirim ve açılış günleri nedeni ile vatandaşın masraflarından fazla harcama yapması sağlanıyor. Yıllar önce bu durum bu şekilde değildi insanlar sadece ihtiyaçlarını aldıkları için ceplerinde para da kalıyordu. Günümüze baktığımızda kredi kartlarının hayatımızı girmesi ile birlikte daha da içinden çıkılmaz bir durum ile karşı karşıya kalındı.
Reklamlar insan psikolojisine
emir niteliğinde
Özendirici reklamlar, marketlerin indirimli günleri, kredi kartı derken hem alışverişe itilen insan hem de asırlardır varlığını muhafaza eden esnaf sınıfı zor günler geçirmekte. Bu gelişmeler ışığında aslında devletimizin marketçilik sektöründe vatandaşın ve esnafın gelecek kaygısı taşımamamsı için bir takım önlemler alması ve bazı kurallar ile kısıtlamalar getirmesi gerekmektedir. Özellikle reklam konusunda önlemler alınması gerekiyor. Televizyonu açtığınızda hep bir şeyler yiyen ve içen insanlar çıkıyor reklamlarda karşımıza programlara bakıyoruz aynı şekilde.
Buralarda Özendirilen insan alışverişe saldırıyor sonra gıda konusunda ve giyecek konusunda ihtiyacından fazlasını aldığı için ya kredi kartından dolayı yıllarca borç ödüyor yâda gıda konusunda yaptığı harcamalar neticesinde çeşitli hastalıkların pençesinde kıvranıyor. Bu hastalıklara örnek obezite'yi gösterebiliriz. Bizim gibi kendi yağınla kavrulan esnafın sizin vasıtanızla bu şikâyetleri iş yapamıyoruz yâda para kazanamıyoruz şeklinde değil, bizler alışveriş konusunda vatandaşlarımızın sürüklendiği olumsuzlukların bedelini tüm Kırklareli olarak ödeyecek olmamamızın söz konusu olabileceği konusunda muzdaripiz."diye konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol