"Ya istiklal ya ölüm" diyerek verilen bağımsızlık mücadelemizde, yorulan ve umutsuzluğa kapılan yaralı yüreklere dokunan yapısı ile 93'ncü yılına eren İSTİKLAL MARŞIMIZ, Tüm Türkiye'de olduğu gibi Kırklareli'nde de, çeşitli etkinliklerle, "Ne unut ne unuttur." Diyen, sihirli şiirin şairi Mehmet Akif Ersoy'un temennisi şeklinde unutulmadı
Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Mustafa Aykaç, Jandarma Alay Komutanı Ömer Lütfü Mor, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ziya Eser, Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz, Kırklareli Müftüsü İsmail Bayrak, Halk Sağlığı Müdürü Çiğdem Çerit'in katılımları ile oluşturulan kalabalık bir protokol karşısında Okunan şiirler, sahnelenen oyunlar duygusal anların yalanmasını beraberinde getirdi.
İstiklal Marşı'nın kabulünün 93. yıl dönümü, Kırklareli'nde düzenlenen törenle kutlandı.
Kırklareli Üniversitesi Kültür Merkezi'nde yapılan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Kırklareli Anadolu Ticaret Meslek Lisesi Öğretmeni Didem Gürsel günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, İstiklal Marşı'nın, milli mücadelenin bütün heybetini ve canlılığını yansıttığını söyledi.
Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylarda kilometre taşı niteliğinde abidevi şahsiyetler olduğunu ifade eden Gürsel, "Genç nesillerin iyi yetişmeleri geleceğe güvenle bakabilmeleri, millet hayatında yeni değerlerin ortaya çıkabilmesi ve milli şuurun ayakta tutabilmesi için bunları hatırlamak gerekir. İstiklal Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir. İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bağımsızlığımıza sahip çıkmak ise onurumuza sahip çıkmaktır" ifadelerini kaydetti.
Günün anlam ve öneminin belirtildiği konuşmasında Gürsel, "Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylar kilometre taşı niteliğinde abidevi şahsiyetler vardır. Genç nesillerin iyi yetişmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri, millet hayatında yeni değerlerin ortaya çıkabilmesi ve milli şuurun ayakta tutulabilmesi için bunları hatırlamak gerekir. İşte kahramanlık destanımız, heybetli kimliğimiz, yurtseverlik ve özgürlük aşkımız İstiklâl Marşı ve milletimizin sinesinden çıkarak onun acılarını, umutlarını kararlılığını "Hayal ile yoktur alışverişim, her ne demişsem görüp de söylemişim " diyerek abideleştiren Mehmet Akif... İstiklal Marşı'nı anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve bu çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir. İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş. Düşman orduları, Türk yurdunun her yanına sokulmuş, Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır. Akif, Kuvayi Milliye'nin Ege' deki merkezlerinden Balıkesir'e gider burada halktan aradaki ayrılıkları kaldırmalarını, düşmanlara karşı birleşmelerini isteyip, herkesi yurt savunmasına çağırır. Meclisin açıldığı günlerde "Artık burada duracak zaman değildir" diyerek Ankara1 ya gelir. Meclisin önünde Akif'le karşılaşan Mustafa Kemal "Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz" der. Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşa'nın saldırgan düşmana karşı Anadolu'da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak ve gelecekte milli marşımız olacak marşın hazırlanması teklifinden sonra Yarışmaya 724 şiir katılmış Ama hiçbiri istenilen özellikte bulunamamıştır. Mehmet Akif ise "Milletin kurtulacağını para ile mi söyleyeceğiz" diyerek bu yarışmaya katılmamıştır. Hasan Basri yarışma için konan ödülün ona verilmeyeceğine dair güvence verince, "O halde yazalım" deyip yazmıştır. İstiklal Marşı "Korkma!" seslenişi ile başlar. Buradaki korku ifadesi sıradan bir korku olmayıp her karış toprağı şehit kanları ile yoğrulmuş aziz vatanımızın kaybedilme endişesinin dillendirilmesidir. Bu en olumsuz durumlarda dahi ümitli kalabilmenin bir ifadesidir. Çünkü esaret de ümitsizlik de bize yakışmazdı. Bir başka dizesinde ise "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın" diye gençlere seslenir. Vatanın korunması, bastığı yerleri töprak diyerek geçmeyen, bu topraklar altında kefensiz olarak yatan şehit dedelerini unutmayan vefalı bir gençliğin eliyle olacaktır.
Öyle de oldu. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin başkanlığında bizlere yeni ufuklar açtı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmedi. Sevgili gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir, İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır. İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır. Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anarken, son sözü yine üstadın dizelerine bırakıyorum. Mehmet Akif Ersoy diyordu ki "Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırtmasın" ama Mehmet Akif Ersoy'lar hep olsun. Hepinizi saygı ile selamlıyorum." Dedi.
Konuşmanın ardından İstiklal Marşı'nın kabulünü anlatan tiyatro gösterisi ile devam eden program, ortaryo gösterisi ve tüm salonun İstiklal Marşı'nı ayakta söylemesinin ardından sergi açılışı ile son buldu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol