Il Milli Egitim Müdürlügü'nce Atatürkçü düsüncenin gelistirilmesi amaciyla düzenlenen "TBMM'nin açilisi, Atatürk ve Çocuk Sevgisi" konulu seminer Kirklareli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Ögretmeni Ersan Alipatar tarafindan verildi. Halk Egitim Merkezi'nde gerçeklestirilen seminere ilde bulunan ilk ve ortaögretim okullarindan seçilen 10'ar adet ögrenci katildi.
Mustafa Kemal Pasa'nin, 19 Mart 1920 tarihli genelgesi ile bütün ülkede seçimlerin yapildigini söyleyen Alipatar, "Ankara'da toplanacak olan Millet Meclisinin hazirliklari tamamlanmis, 22 Nisan 1920"de yapilan çagri ile Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü toplanmistir. 23 Nisan 1920'de saat ikide merasimle ve dualarla açilan Meclis, Millet iradesini gerçeklestiren, milletin gerçek temsilcilerinden olusan bir meclis idi. Tarihi büyük vazifeleri ve sorumluluklari olan bu meclislerinde bir hareketle Mustafa Kemal Pasa'yi Meclis Reisligi'ne seçmistir. 23 Nisan 1920'de kurulan yeni Meclis, 1 numarali karari ile kendi kurulusunu düzenlemistir. 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi kararina uygun olarak milli iradeye dayanan bir meclisin seçimi yapilmis, ancak kapatilan Istanbul Meclis'i Mebusan'inin bir kisim üyeleri de Anadolu'da baslatan Milli Kurtulus Mücadelesine katildiklarini ve seçimle, yani milli irade ile geldiklerinden yeni kurulan Meclise katilma yetkisini 1 numarali karar ile kazanmislardir" dedi.
"Birinci Büyük Millet Meclisinin milli hakimiyet yolundaki derin ve sinirli hassasiyeti Türk inkilabinin en büyük ve saglam dayanagi olmustur"
TBMM'nin, millet iradesi ile isbasina geldigini mesrulugunun inkar edenlere karsi da varligini tanitmak zorunlulugunu duyarak 29 Nisan 1920'de Hiyaneti Vataniye Kanununu çikarttiklarini kaydeden Alipatar; "Bu Kanunla Meclis, Meclisin mesruluguna isyani, karsi gelmeyi vatan hainligi olarak ilan etmistir. Böylece TBMM mesrulugunu yalniz kendisi kabulle kalmamis, bunu kamuoyuna ilan etmis ve ayni zamanda karsi gelmeyi de müeyyidelesmistir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanan TBMM, fiilen Kurucu Meclisten baska bir sey degildi. Vazifesi yeni Türk Devletinin esaslarini hazirlamakti. Ancak o günün sartlari altinda bu meclisin hüviyeti açikça ortaya konmamis, fevkalade salahiyetleri haiz bir meclisin seçilecegi ve toplanacagi bildirilmisti. Bu meclis gerçekte bir Millet Meclisi degil bir Kurucular Meclisi, bir Kurucu Meclis idi. Bu meclis ayni zamanda Istiklal Mücadelesini sevk ve idare eden bir meclisti. Meclise TBMM denilmesini yani Büyük sifati ile anilmasinin sebebi meclisin olaganüstü yetkilere sahip olmasindandir ve kurucu meclis niteligi tasimasindandir. Bu yönden de saltanat reddedilmis oluyordu. Meclise büyük niteligi bir karar ya da kanunla verilmis degildir. Üyelerin içlerinden dogan, kendiliginden ortaya çikmis bir ektir. Birinci Büyük Millet Meclisinin milli hakimiyet yolundaki derin ve sinirli hassasiyeti Türk inkilabinin en büyük ve saglam dayanagi olmustur. Bu meclis bir aski milli, bir aski vatan meclisidir. Buraya herkes tehlikeyi göze alarak kosa kosa geldi" seklinde konustu.
"Devletin kurulusu isgal devletlerine karsi gelen milli kuvvetlerin millet iradesine dayanarak basardigi bir sonuçtu"
23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açilmasi ile Türk Milletinin tarihinde yeni bir devre açildigini ve yeni bir devletin temelinin o gün Ankara'da atildigini söyleyen Alipatar söyle devam etti; "Bu devletin kurulusu, Istanbul'a isyan eden ve isgal devletlerine karsi gelen milli kuvvetlerin millet iradesine dayanarak basardigi bir sonuçtu. Büyük önder Atatürk'ün dedigi gibi, "Gerçek, Osmanli Devletinin ve halifeligin yikildigi ve ortadan kalktigini düsünerek yeni temellere dayali, yeni bir devlet kurmakti. Ama durumu oldugu gibi söylemek, amacin büsbütün yitirilmesine yol açabilirdi. Çünkü genel egitim ve düsünüs, daha padisah ve halifeligin özürlü sayilacak bir durumda bulundugu yolunda idi. Dahasi mecliste ilkin halifelik ve padisahlik makami ile baglanti ve Istanbul Hükümeti ile uzlasma aramak akimi bile bas göstermisti." Yeni Türk devleti o gün kuruldu. Hiç bir makamin veya sahsin tasdikine muhtaç olmaksizin kanunlar muahedeler yapip tatbik ve icra etmekle Cumhuriyet idaresi o gün basladi."
Alipatar daha sonra TBMM'nin demokratik yapisi ve karakteri hakkinda bilgileri ögrencilerle paylasti.
"Bugünün küçükleri yarinin büyükleri"
Atatürk'ün çocuk sevgisinin herkes tarafindan bilinmekte oldugunu ifade eden Alipatar son olarak "Atatürk'ün manevi çocuklariyla iliskisi, o yillarda yasayan kisilerin ani kitaplarinda yer almaktadir. Atatürk her firsatta "Bugünün küçükleri yarinin büyükleri" diyerek çocuklarin toplumlarin gelisimi için ne denli önemli oldugunu belirtmistir. Gelecegin çocuklarin elinde oldugunu düsünen Atatürk, 1924'te ilk Meclis'in açilis tarihi olan"23 Nisan" gününün bayram olarak kutlanmasina karar vermis ve daha sonra bu bayrami çocuklara armagan etmistir. 1979'tan bu yana her yil 23 Nisan'da TRT tarafindan geleneksel olarak 23 Nisan Çocuk Åzenligi düzenlenmektedir. Bir hafta süren etkinliklere 8-12 yas arasi dünya çocuklari davet edilmektedir. Farkli kitalardan farkli ülkelerden gelen çocuklar gönüllü ailelerin evlerinde misafir edilmektedir. 1979'da 6 ülkenin katilmasiyla uluslar arasi boyutta kutlanmaya baslanan senliklerde bugüne kadar 87 ülkeden yaklasik 20.000 konuk olmustur. Dünya çocuklarinin sahip oldugu tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami'nin 92.yili kutlu olsun" diyerek konusmasini tamamladi. (M.S.)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol