Akarsular için eylem zamani

Edirne'de  üç akarsuyun bulustugu, can kattigi ender yerlesimlerden biri olan Edirne'de Meriç Nehri kiyisinda 14 Mart Dünya Akarsular Eylem Günü için  Toplanan Ergene Platformu ve Bilesenlerince  burada bir basin açiklamasi gerçeklestirildi. Göksal Çidem, Ismail Metin ve daha birçok platform üyesinin katildigi etkinlikte su açiklama yapildi;
Bu gün burada üç akarsuyun bulustugu, can kattigi ender yerlesimlerden biri olan Edirne'de Meriç Nehri kiyisinda 14 Mart Dünya Akarsular Eylem Günü için toplandik. Sudur hayati mümkün kilan… Dünyanin hemen her yerinde yasamlar, medeniyetler akarsu kenarlarinda hayat bulmustur.  Traklardan beri, binlerce yildir önümüzden akan Meriç gibi akarsular sayesinde yasiyoruz insanoglu olarak. 
Bugün HES'lere, barajlara,  sanayi atiklarina, kimyasal atiklara, kanalizasyonlara, vahsi yapilasmaya ragmen akmakta direnen can sularimiz, akarsularimiz için "IMDAT" diye haykirma zamanidir. Meriç, Tunca gibi baraj kaynakli taskinlara, Ergene Kirliligi gibi, akarsulara boca edilen zehirlere ve pisliklere çözüm getirmeyen, aksine kirliligin boyutlarini artiran yönetimlere sesleniyoruz. Akarsularimiz özgür ve temiz aksin! Memleketimize hayat versin! Hayatlarimizi ve gelecegimizi kaybediyoruz.   
Birlesmis Milletler verilerine göre gelismekte olan ülkelerdeki 1,2 milyarin üstünde insan su kitligi olan bölgelerde yasiyor ve 500 milyon insan da bu duruma çok yakin sartlarda hayatini sürdürüyor. Son 50 yilda çatismaya dönüsen 37 su anlasmazligi yasandi. Kötü kaliteli sularin içilmesinden ötürü dünyada her yil çogu çocuk yaklasik 5 milyon insan yasamini yitirmektedir. Daha fazla kâr amaciyla nehirlerin yarisindan fazlasinin serbest akisi durduruldu, akarsu yataklarinda bulunan kültürel mirasimizin önemli bir kismi geri getirilemeyecek sekilde yok edildi...         
Akarsulara yakin yerlerde dogayla uyumlu bir yasam sürdüren insanlar, suyun kamu yararina mal olmus varlik olmaktan çikarilarak,  ticari yapiya dönüstürülmesi sonucu zor günler yasamaktadir.  Akarsularin dogal akis ve yapisinin degistirilmesi ile su kalitesinin bozulacagi ve su miktari azalacagi için, mikroorganizmalardan baliklara kadar suda yasayan tüm canlilarin, hayvanlardan tarim ürünlerine kadar karada yasayan canlilarin tamaminin yasami tehlikededir, dogal yasam ortamlari yok olan bazi türlerin nesli yok olmaktadir. 
Hidroelektrik santraller ekosisteme büyük ölçüde zarar vermekte, sularin kurumasi, dogal yasam ortamlarinin yok olmasi gibi telafisi mümkün olmayan etkiler birakmaktadir.  Barajlar ya da HES' ler halklarin ihtiyaçlarini karsilamaktan öte küresel rekabet halinde olan enerji sirketleri ve onlarin taseronlarinin kâr yarislarina hizmet etmektedir. Sorun, sadece enerji degildir çünkü bir akarsuyun önüne ekolojik dengeleri alt üst edecek sekilde bir degil, bes degil, onlarca HES projesi havzalar vahsice yagmalanarak insa edilmektedir. 
Ülkelerin su politikalarinda siyasi iktidarlarca yapilan ve yapilacak olan yanlislarin bedelini çok agir ödedigimiz, ödeyecegimiz bilinmelidir. Tüm canlilar ve insanlik dengeli ve saglikli bir çevrede yasama hakkina sahiptir.  Akarsularimizin HES sirketlerine verilerek özellestirilmesi, Ergene gibi nehirlerimizin vahsi ve ilkel sanayiye kurban edilerek zehir akitir hale getirilmeleri,  Istrancalar ve Kaz Daglari'nda oldugu gibi akarsu havzalarinda isletilen madenler, tas ocaklari ve sanayi tesislerinin insasi, tarim ilaçlarinin denetimsizce ve bilinçsiz kullanimi, sehirlerin bir türlü ele alinamayan kanalizasyon alt yapisizliklari ve ülkemizdeki belediyelerin yüzde 90'indan fazlasi tarafindan çagdas atik yönetimi yerine her türlü insan çöpünün dogaya, denize veya dereye atilmasindaki israr, su kaynaklarimizi vahsice kirleterek hizla yok etmektedir. 
Ergene'den Ders Almayanlar ! 
Ergene, bereket, bolluk, yeniden dogusun adiyken, günümüzde yok olus, ölümle esdeger bir konuma getirilmistir. Türkiye'deki 16 çökelme havzasindan biri olan Ergene Havzasi yalniz Türkiye'nin degil dünyanin en verimli tarim topraklarina sahip bir havzadir. "Insan eksen insan çikar" deyimi söz yerindeyse Ergene Havzasini anlatmaktadir. 
Türkiye'yi besleyen verimli Trakya topraklari konumlanmamasi gereken yere konumlandirilmis ve her türlü doga talanina göz yumulmus basta sanayi sirketlerinin ve belediyelerin kirletmesiyle gözden çikarilmaktadir. Vahsi sermayenin tarim arazileri üzerine sanayi tesisleri kurup, aritmasiz üretimine ve Ergene Nehrine zehir desarji ile dogayi katletmesine göz yumulmus, izin verilmistir. Bugünse, halkin parasiyla güvenirliginin ve sonucunun ne olacagi tam kestirilemeyen fakat Ergene Havzasini eski dogal günlerine döndüremeyecegi asikâr, milyon TL'lik projelerden bahsedilmektedir. Ortaya çikan gerçeklere bakildiginda ya  yanlis planlar yapildi, ya da dogru planlar yanlis uygulandi. Sonuçta Ergene, milyon TL lik projelerde Ergene Nehri'ni besleyen kaynaklar üzerinde hala tas ocaklari isletilmekte ve akarsu kaynaklarimiz bilirkisi raporlarinda da belirtildigi üzere risk altinda olmaya devam etmektedir.
Ergene Nehri ve havzasi artik etrafina bereket ve bolluk degil ölüm ve hastalik saçmaktadir. Çevre ve insan sagligi yönünden tehlike yaratan sanayi faaliyetlerinin süre verilmeksizin durdurulmasi hükmünün derhal uygulanmasi yasal zorunluluktur. Devletçe etkin idari tedbirler derhal uygulanmalidir. Yetkililerden yeni vaatler ve yeni tarihler duymak istemiyoruz.
Çevre Kanunundaki kesin ve somut yasal tedbirlerin ve cezalarin vahsi sermayeye acilen uygulanmasini halkimiz adina talep ediyoruz. Ergene Kirliliginin önlenmesi ve Ergene havzasini kirleten sanayi tesislerinin aritma tesislerinin sürekli çalistirilmasi sosyal hukuk devletinin en büyük görevidir. 
Doganin can damarlari ve onlarin besledigi bütün canlilar adina akarsulara yönelik olumsuz hayati müdahaleleri siddetle kiniyoruz ve bunlara hemen son verilmesini talep ediyoruz. 15 yildir Ergene Kirliliginin önlenmesine adadigimiz hayatlarimizla bu yoldan dönmeyecegiz: Ergene Platformu, Ergene Nehri temiz akana kadar çalismalarini sürdürecektir !”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol