Wilyim, yasadigi sehirden ve bulundugu ortamdan, kisacasi yasantisindan çok sikildigi bir gün apar topar, arkasina bile bakmadan terk ediyor mekânini, muhitini. Ceketinden baska da bir sey almadan, hiç bilmedigi bir sehre atiyor kapagi.
Cebinde az mi az miktarda parasi var. Ne yapacagini, nereye yürüyecegini, gece bastirinca nerede kalacagini bilemeyen bir iç yapisiyla…
Yeni ortamina henüz alisamadan... Çaresiz, öylesine oturmus, kararsiz duruslarla çevreyi süzerken…
Bir sesle irkiliyor. Adamin biri avazi avazina haykiriyor:
"Tiyatro, tiyatro. Gelin bu oyunu kaçirmayin. Bu aksam tiyatroda çok güzel bir oyun…"
Wilyim, ömründe tiyatro nedir bilmemis. Nedir acaba çigirtkanin söyledikleri diye düsünürken, adamin hedef gösterdigi yere gidip son kurusuyla bir bilet almis. Oyunu izlemis.
Oyun bittiginde büyülenmisçesine çakili kalmis yerinde.
Herkes dagilip gitmis. Wilyim, iskemlesine çöküp kalmis.
Ta ki temizlikçi gelip, kapanis konusunda uyarana kadar.
Wilyim, kalkip salonu terk edecegi yerde, müdürün yerini sormus.
Temizlikçi, müdürle ne isi olabilecegini sormus.
"Onunla bir sey konusacagim!" demis.
Göstermis temizlikçi.
Wilyim, dogruca müdürün odasina gitmis. Bu ortami çok sevdigini, ne pahasina olursa olsun bu ortamin bir parçasi olmak istedigini söylemis.
Müdür, su ara tiyatro salonunda bir temizlikçiye gereksinim oldugunu söylemis. "Bu isi yapabilir misin?" diye sormus.
Wilyim, temizlik dahil, ne olursa olsun severek yapacagini, yapmaya gayret edecegini söylemis.
Müdür, kirklarindaki bu adamin içtenligini denemek için uzun zamandir el degmemis olan kütüphanedeki kitaplarin tek tek temizlenerek, muntazam biçimde dizilmesini buyurmus. "Eger bu is istedigim gibi olursa seni ise alirim!" demis. Arkasina bakmadan yürüyüp gitmis.
Wilyim, tiyatro askinin verdigi sevgi ve sevkle istenenden ve beklenenden daha kisa bir süre içinde ve tahmin edilenden daha mükemmel biçimde yapmis isi.
Müdür, durumu görünce adama "Bu is oldu. Seni ise aliyorum!" demis
"Tamam da, benim kalacak yerim yok," deyince yabanci…
"Öyleyse burada kalirsin. Hem böylece her sabah ise de daha erken baslamis olursun!" demis.
Buna çok sevinen Wilyim, mutluluk ve huzurla odayi terk ederken, müdür seslenmis arkasindan:
"Pardon! Adin neydi senin? Adini buraya yazmam gerekiyor!" demis.
"Wilyim efendim. Wilyim Sekspir."
Iste Vilyim Sekspir'in tiyatroyla tanismasi böyle bir olaya dayaniyor. O sirada tam kirk yasindadir.
Ondan sonra ömrünü tiyatroya vakfeden Wilyim, ömrü boyunca geceleri üç saat uyuyarak sürdürmüs yasaminin geri kalan bölümünü.
Geceleri oyun yaziyor, sabahlari erkenden kalkip gece yazdigi oyunun provasini yapiyor, aksam saatlerinde yine yazmaya koyuluyor ve ömrü bu azimle sürüp gidiyor.
Ingilizce yazilisi William Sheaksper. Bizim okuyusumuza göre Wilyim Sekspir'in yasam öyküsü bu.
Her insan bir seylere odaklaniyor zaman zaman. Bu odaklanis saglikli bir beyin ve gönül yapisina kavusabilirse basariyla tanisiyor. O odaklanisa "azim" deniyor.
Azim dedigin yas tanimaz mi?
Veya, kaçta kaç?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol