AZ ISE ÇOK ÜCRET -ÇOK ISE AZ ÜCRET

Sahi, nedendir, yapilan isle alinan ücretler genellikle ters orantilidir?
Bir düsününce neler çikar karsimiza.
En agir isleri düsünün bir kez. Hani, otuz yil öncesine kadar, biçerdöverin olmadigi dönemlerde kizgin günes altinda gün boyu kambur, iki kat orak biçilirdi.
Üstten temmuz günesi vurur, yakar da yakar. Alttan kizgin toprak suratina, bedenine agar. Lime lime dökülürsün. Terler dizim dizimdir tepe tüyünden ayak tirnagina dek. Yerden kalkan toz toprak yüzünde gözünde, bedeninde yapis yapis.
Orak biter, demet baslar. Günlerce haftalarca sürer.
Ardindan harman.
Çikarirsin taneyi. Koyarsin ambara. Günü gelir sehre götürürsün. Ucuz yollu aliverirler elinden.
Aylarca ugrasir didinir bir seyler elde edersin.
Birileri kapan kurmustur. Götürür kapana teslim edersin. O birileri oturdugu yerden vurur voleyi. Senin kazandiginin misli misilsini indirir kasasina.
Birileri futbol topunu yapmak için binbir çesit ter döker.
Baska birileri o topu ayakla tepe tepe ETL'ye göre trilyonlari cebe indirir.
Trilyonlari cebe indirenleri yönetenler de oturduklari yerden katrilyonlari cebellezi eder.
Onlari yönetenler de beylik sözler ederek dünya futbolunu yönetirler ve birkaç kat katrilyonlari iç ederler.
Fatih Terim örnegin.
Eli belinde gezinir durur sahada. Top sayesinde ve ahpap-çavus iliskileriyle çok hatirli bir yerlerde bulunur. Yaptigi isin hiçbir riski yoktur. Çalistirdigi takim Avrupa veya Dünya kupasina katilsa da olur, katilmasa da. Katildi diyelim. Rakibini yense de olur, yenmese de. sekil F'de görüldügü gibi.
Ama, Fatih Terim, su ekonomisi tiknefes ülkede yüzlerce milyari çatir çatir indirir cebe. Ayrica bu isin baska getirileri de vardir. Cani isteyince artist olur, cani isteyince manken, reklamci, katilimci, daha benim aklimin ermedigi, hayalime sigmayan bir yigin sey.
Öte yanda ülkede yasanan ekonomik çikmazlardan zerre kadar etkilenmez.
Avukatin tasidigi riski tasimaz. Yargicin, savcinin tasidigi risk öylesine agirdir ki. Fatih Terim'in umru degildir.
Bankada gün boyu hesap kitap ugruna beyni allak bullak olan insan.
Postanede gün boyu dön o yana, yan bu yana. Kafa mi kalir insanda.
Umru mudur Fatih Terim'in!
Canim, illaki Fatih Terim degil tabi derdim gamim. Nice kadrolu kadrosuz türkücülerimiz sarkicilarimiz vardir, ekmek tekneden, su çesmeden. Ömürleri sarki türkü söyleye söyleye, saz çala çala sürer geçer.
Günümüzde ekranlarda izliyoruz. satafatli sahnelerde, sasaali müzik izlenceleri. Bir eli yagda, bir eli balda sarkicilarimiz, türkücülerimiz. Piril pirildir ortalik. Alkis ta onlara dir, para da.
Gedikpasa'da gün boyu bali kokusunu genzine çeke çeke beyni siyrilmis bir insanin bir iki saatlik çilesi kadar ceremeyi ömrünce çekmez de. Onun ömrünce kazandigini bir iki saat içinde cebe indirir.
Bir düsünsenize Mehmetali'yi, bir düsünsenize Sibel'i.
Fabrikada isçiler makine basinda ter döker, emek verir, siralamada ücretin en düsügünü alir.
Onun bir üstü olan ustabasi, onlarin yaninda, eli belinde dolasarak, onlardan biraz fazlasini.
içerde oturan kisim sefi, oturdugu yerden onun biraz fazlasini.
iç odada müdür, isçileri bile görmeden biraz daha fazlasini.
Eh. Böylece sürer gider de.
Bir gün isçiler, kendi aralarinda dertlenirler, dertlesirler. "Biz burada kan ter içinde tüm gün çalisiyiruk, bes lira kazaniyiruk.. Müdür içerde bütün gün oturuyu, on bes lira kazanuyu. Nasil oluyu ha bu?" diye söylenirler.
Karadenizli vatandas, "Pen gidip bunu müdüre soracagum!" der. Gider, sorar.
Müdür, "su çekici eline al!" der.
Alir Karadenizli.
Müdür, elini masa üzerine yüzüstü koyar. "Vur bakalim elime!" der.
Çekinir Karadenizli.
"Vur vur!" der müdür.
Karadenizli, kaldirir çekici, hizla indirir.
Müdür elini hizla çekince, çekiç masaya gelir. "Bak iste, gördün mü, elime vuramadin. iste, zekâ farki!" der.
Karadenizli, yeni bir sey kesfetmenin etkisiyle arkadaslarinin yanina döner. Durumu anlatir. Sonunda bir de örnekleme yapar. Arkadasina, "Bak, su çekici eline al!" der. Elini sakagina kapatir. "Vur elime!" der.
Arkadasi, çekinir.
"Vur vur!" der Karadenizli.
Arkadasi çekici ele dogru hizla götürür.
Karadenizli elini hizla çeker. Çekiç sakaginda patlar.
Karadenizli, yine de sonucun altini çizer "Gördün mü, elime vuramadin. iste, zekâ farki!" der.
Gerçekten zekâ farki. Karadenizli bunu hak ediyor.
Müdür de onu.
Birileri en basta böyle mi kurmus makineyi?
Az ise çok ücret. is agirlastikça ücret düser.
Manyak bir mantik!


Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol