AYAKTA UYUYANLAR AYAKTA UYUTANLAR

Tarih boyunca iki sey hep olmustur. Bunlardan biri yönetenler, digeri yönetilenlerdir. Yönetenler halkin basina ya seçimle, ya darbe ile yada kurucu ve kurtarici sifatiyle gelmislerdir.
Atatürk Kurucu ve Kurtarici bir misyonla gelmis ve öyle bir yönetim sergilemis ki kendisine hiç kimse diktatör dememis, diyememistir. Zaten kendisi de "Ben arkamdan kendime diktatör dedirtmem" demistir. 1930 yilinda çok partili hayat denemesini yapmistir.
Son zamanlarda ülkemizde ayakta uyuyanlara karsi ayakta uyutanlardan fena çikislar olmakta ve bunu daha çok Basbakan yapmaktadir. Ancak Anap iktidarda iken bu partinin Bakanlarindan Mustafa Tasar kendisine söz atan bir yurttasa, "SIZ Hâlâ Oldugunuz Yerde Duruyorsunuz" biçiminde yanit vermistir. Bu sözün anlami herhalde "Siz hâlâ oldugunuz yerde otluyorsunuz" demek olmalidir. Ayni iktidarin Tarim Bakanlarindan Refaaddin Sahin'in de kendisinden ekmek isteyen bir vatandasa, "SENIN KAFANI KOPARIRIM" dedigi unutulmamistir.
Ekmek istiyenin kafasinin koparilabilecegini siyasilerden ilk defa duyuyoruz. Çünkü, tarih hak ve özgürlük isteyenlerin kafalarinin koparildigini yazar da ekmek istiyenlerin kafalarinin koparildigini yazmaz. Yalniz 1789 Fransiz Ihtilali sirasinda "Ekmek Ekmek" diye bagiran halka "Ekmek bulamiyorsaniz pasta yeyin" dendigini biliyoruz.
Ekmek ile pasta arasinda baglanti kurmak refah bakimindan zordur. Türkiye'de kaç kisi pasta yiyor acaba? Beyaz ekmegin kara ekmege katik edildigi devirler çok uzak degildir. Biz onu bilenlerden ve yasayanlardaniz. Bugün Türkiye'de pasta yiyenler, pastadan pay alanlar her halde çok küçük bir zümre olsa gerektir.
Bugün Türkiye'de yurttaslarin olduklari yerde durduklari dogrudur ama geçmisteki gibi düsündükleri dogru degildir. Halki hâlâ ayakta uyuttuklarini sananlar varsa aldaniyorlar. Halk büyük ölçüde ayakta uyumak, ayakta uyutulmak durumundan çikmistir. Buradan söylüyoruz, önümüzdeki seçim parlamentodaki siyasi dengeleri degistirecektir. Hiç kimse umdugunu bulamayacak, hiç kimde tek basina iktidar olamiyacaktir. Halk, "Birbirinizi yiyin diyecektir. Çünkü baska türlüsünü yapamayacaktir.
Bir ülkede YURTTAS olmak büyük onur, gurur ve sorumluluktur. Ayakta uyumamak da görevdir. Dinsel kurumlarda da söylenir, "Çikarini arayip bulamayan ahmaktir." Ancak bir sartla ki, çikarin kisisel hesapla ülke hesabinin dengelenmesi ve gözetilmesi gerekir. Böyle olmasi gerektigini Türkiye'nin ilk kadin Basbakani Tansu Çiller söylemistir ve bir seçim konusmasinda demistirki, "Ülkemizde iktidara sahip olanlarin öne çikardiklari kendi çikarlaridir." Gerçekte de uygulamalar halka böyle yansimistir. KIYAK EMEKLILIK sorunu böyle ortaya çikmistir. "Benden isçiye su kadar, benden çiftçiye bu kadar" diyen Basbakanlar bunu ülkeyi düsünerek degil, ikbal ve iktidarlarini düsünerek söyleyip yapmislardir. Bugün dahi Milletvekilleri erken seçim karari almadan önce üç aylik maaslarini pesin almislardir. Geçmiste de böyle durumlar olmustur. Bu ülkede imtiyaz (ayricalik) elde edenler bir daha bunu geri vermemisler, elde ettiklerinden vazgeçmemislerdir. Türkiye'de böyle bir zümre vardir. Ve onlar söz sahibidirler. Gürültü yapanlar, medyada görünenler onlardir. Bu tabaka öyle sandiginiz elit bir tabaka da degildir. Sadece isini bilen insanlardir. Isi bilmek yetmez mi?
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol