AVUSTURYA FES BOYKOT'UNDAN FRANSA ERMENI BOYKOTUNA

Türk tarihinde saniyorum ilk EKONOMIK BOYKOT 1908 yilinda Avusturya'ya karsi yapilmistir. Tarihe "FES BOYKOTU" olarak geçen bu hareket sokagin gücünü, halkin kararliligini göstermesi bakimindan günümüze örnek teskil edecek bir karsi hareket olmustur. 1908 Fes (Avusturya) Boykotu'nun nedeni suydu
Bu yillarda Osmanli Devleti Avrupa'da zor durumda idi. 1877-1878 Osmanli-Rus Savasi sonrasi Balkanlar'da geleneksel Osmanli Devlet Otoritesi büyük ölçüde kaybolmustu. Osmali'ya bagli olan Balkan ülkelerinden bazilari paylasima girmis, bazilari da bagimsizliklarini ilana baslamislardi. Örnegin, Avusturya Bosna-Hersek'i topraklarina katmisti. Bulgaristan bagimsizligini ilân etmisti. Bunun üzerine 1908 Mesrutiyet Halki Avusturya'dan ithal edilen Fes'e, Bulgaristan'dan alinan mallara karsi boykot uygulamaya baslamistir. Halk, Avusturya Fesi'ni giymeyecegini, Bulgar mallarini kullanmayacagini meydan ve sokaklarda haykirmaya basladi. Bu Halk Hareketinin içinde ve arkasinda hükümet yoktu. Boykot hareketini o zamanlar çok etkili olan ittihat ve Terakki Cemiyeti yönlendirip destekliyordu. Cumhuriyetin yirtip attigi Kirmizi Fes o yillarda Avusturya'dan satin aliniyordu. Osmanlinin kafasini Avusturya Fesinin örtmesinden herkes memnundu. Padisahin erkek kullarinin tümü, genç ihtiyar, çoluk çocuk bu fesi giyiyorlardi. Fesin alinmasi Osmanli'da bir YENILIK olmus iken Cumhuriyet'te Osmanliligin bir simgesi olarak görülmüs, Atatürk'ün yaptigi sapka Devrimi ile tarihe karismistir.
"FES BOYKOTU" ya da "HARB-IKTISADI" (Ekonomik Savas) diye anilan hareket Avusturya ve Bulgaristan'a karsi kitlesel bir eylemdi. Kitlelerin Avusturya ve Bulgaristan'i ticaret yoluyla protesto etmesiydi. Bu olay Osmanli Devleti'nde ilk defa oluyordu. Ancak hareketin özünde Avrupa'ya, Balkan ülkelerine karsi OSMANLILIÄzIN ONUR VE GURURU'nu korumak, bir çesit Osmanli Kimligi'ni kanitlamak vardi. Oysa boykotu yapan kitlelerin tümü Türk Müslüman bir halk idi. Ancak o siralarda Türklük bilinci gündeme yeni yeni gelmeye baslamis, Türk Milliyetçilik Hareketi Osmanli Mülkü'nde Türk'e Efendilik taslayan padisah kullarina anlamli bir tepki olarak ortaya çikmaya baslamisti. 1877-1878 Osmanli-Rus Savasi sonrasi Avrupa'nin ortaya attigi meshur DOÄzU SORUNU bir takim anlasmalarla Osmanli'yi içerden bölüp parçalamaya, elindeki topraklari savaslarla almaya, Mondros ve Sevr Anlasmalari ile Türk'ü Anadolu'nun ortasinda bir yere sikistirmaya kadar varmistir. Bugün Avrupa Birligi bu ünlü Dogu Sorunu'nu bir baska biçimde önümüze koymus, tarihimizi sorgulamaya, ulusumuzu karalamaya baslamis, amiyane tabiri ile Türkiye'yi samaroglanina, Boynu Egik Ülke durumuna sokmaya yönelmistir. Fransa Ermeni Soykirimi iddiasi ile bu hareketin öncüsü olmustur.
Fransa Ermeni Soykirim Aniti'ni dikmistir, Yunanistan da Pontus ve Anadolu Rumlari'nin soykirima ugradiklari iddiasi ile bir anit dikmis bulunmaktadir.
Fransadaki bu hareket, üzerine Türkiye Büyükelçisi olan rahmetli Hasan Esat Isik derhal Fransa'yi terkedip Türkiye'ye dönmüstür. Ancak Fransa sözde Ermeni Soykirim iddiasindan vazgeçmemis, isi daha da ileri götürmüs, bugünkü duruma getirmistir. Fransa Türkiye'de hükümetlerin bu konudaki tepkilerini hiçbir zaman ciddiye almamis, bildiginden geri kalmamistir. su halde Fransa'ya anlayacagi dille konusmak, (yalniz Fransa'ya degil, Türkiye'nin onuru ile oynayan ülkelere) anlayacaklari tepkiyi ortaya koymak gerekir. Hiç degilse 1908 yili Mesrutiyet Halki'nin ekonomik boykotuna benzer ve sonuç verecek bir hareketi Fransiz Mallari'na karsi bugünkü Cumhuriyet Halki göstermektedir. Halkimiz bu boykotu yapabilirse ve bunu basariya götürebilirse bu bir Silkinis, bir Uyanis olacaktir. Bai ülkeler Türkiye'nin müstemleke olmadigini anlayacaklardir. Yine bazi ülkeler Türkiye'nin siyasi santajlara boyun egecek bir ülke olmadigini göstereceklerdir. Sayin Cumhurbaskani yanlislara, haksizliklara, yolsuzluklara, santajlara TEPKI GÖSTERIN dedigi zaman bu tür kitlesel eylemi kasttetmistir. Türk halkinin artik Ulusal Gururu, Ulusal Onuru, Ulusal Ruhu ve Bilinci harekete geçmeli, yeri geldikçe tepkisini göstermelidir. Zaman o zamandir. En büyük ihtiyacimiz kendimize gelmek, dünyanin Türkiye'ye kulak vermesini saglamaktir. Teslimiyetçi politikalar ATATÜRK'ün kemiklerini sizlatmaktadir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com