"ATİNA'DA LİDYA KRALI'NDAN DAHA MUTLU İNSAN VARDIR"

Dünyada parayı Lidyalılar bulmuştur. Bu nedenle Lidya, özellikle Kralı dünyanın en zengin insanıdır. Zenginliği dillere destandır. Çağdaşı eski Yunan devlet adamlarından SOLON Anadolu'da, Lidya Devleti'ni tanımak, Kralın zenginliğini görmek için bir ziyarette bulunmuştur. Lidya Kralı buna çok sevinmiştir. Zira Solon'a  zenginliğini gösterecek, dünyanın en mutlu insanı olduğunu söyleyecektir. Solon Balkanların, Lidya Kralı ise Anadolu'nun ünlü devlet adamlarıdır. Solon devlet yönetiminde reform yapmakla ünlenmiştir. "İNSAN ÖĞRENE ÖĞRENE İHTİYARLAR" sözü ile bilge kişi olduğunu kanıtlamıştır. Lidya Kralı ise Paranın İktidarı'na sahip olmakla şöhret olmuştur. Ona göre cihanın padişahı paradır.
İklim koşulları elverişli olduğu bir zamanda Atina'lı Solon Lidya'ya ziyaretini gerçekleştirmiştir. Ziyaret büyük ilgi görmüş, tantana uyandırmıştır. Solon'un memnun kalacağı bir hüsnü Kabül göstermişlerdir. Vaki ziyaretten her ikisi de memnundur. Başbaşa görüştükten sonra Lidya Kralı Solon "Sana sarayımı gezdireyim. Altınlarımı, gümüşlerimi, elmaslarımı gör. Benden daha mutlu insan olur mu?" Solon'un yanıtı hazırdır. Atinalı fakirin Lidya Kralından daha mutlu olduğunu söyleyecektir. Fakat nedense bu kez Solon bir şey söylemez. Sarayı dolaşırlar.. Lidya Kralı hep aynı soruyu sorar. "Söyle Solon, dünyada benden daha zengin, daha mutlu insan var mı?" Solon yine aynı şeyleri söyler, Atina'daki fakirin daha mutlu olduğunu belirtir.
Lidya Kralı oturduğu sarayın bütün ihtişamını, odalardaki çil çil altınları, elmasları, gümüşleri gösterdikten sonra oturdukları odaya dönerler ve Kral son kez "Söyle bakalım Solon, dünyada benden daha zengin benden daha mutlu insan var mı?" Solon yine aynı şeyi söyler, Atina Varoşlarında, Gettolarında, Gecekondularında yaşayanların daha mutlu olduklarını vurgular.
Lidya Kralı, Solon'un aynı yanıtı tekrar etmekteki maksadını bir türlü anlayamaz, şaka olabileceğini düşünür ve Solon'un misafirliği sona erince onu Atina'ya yolcu eder. Fakat kafası karışıktır. Zaman geçer Lidya Kralı bir savaşta düşmanlarına esir düşer. Solon'un söyledikleri aklına gelir, biraz anlar gibi olur ama tutsaklığın sonucu pek net değildir. Zenginliğine, altınlarına güvenir.
Bir süre sonra düşmanları Kralı yargılamaya karar verirler. Lidya Kralı'na Savaş Suçlusu olduğunu söylerler. Ondan savunmasını isterler. Zaman gelir, düşman ülkenin yargıçları Lidya Kralı'nın yüzüne kararı okurlar. Yargıçlar Kral'ın yakılarak idamına karar vermişlerdir. Bu sıra Lidya Kralı Solon'u hatırlar. Kendi içinden Solon'un adını mırıldanır. Fakat Solon'un söylediği Atinalı Fakir'in daha mutlu olduğu sözü aklında değildir, taki cellatlar onu yanmakta olan ateşin önüne götürünceye kadar.. Cellatlar Kral'dan son sözünü söylemesi isterler. "SON SÖZ" için birçok şey aklına gelir ve Solon'un adını ısrarla tekrar etmeye başlar. Cellatlar Solon isminin söylenmesinden bir şey anlamazlar. "Söyle bakalım Lidyalı, SOLON dediğin nedir?” Kral Solon'u anlatır, dediklerini söyler ve şimdi "ATİNA'DAKİ FAKİR" olması istediğini haykırır. Ateşe atılacağı zaman son sözü "SOLON HAKLI İMİŞ" demesi üzerine hayatı bağışlanmıştır.
Atinalı Bilge Devlet Adamı'nın altınları, elmasları, gümüşleri yoktur ama aklı vardır. Mustafa Kemal ATATÜRK de bize bunu söylemiştir. Demiştir ki (mealen):
"Ben manevi miras olarak size hiçbir şey bırakmıyorum. Benim manevi mirasım Akıl ve BİLİM'dir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol