ATATÜRK TÜRK KÖYLERINI NASIL GÖRMEK ISTIYORDU

Amerikali yazar ve sair Judy Ayyildiz (Esi Türk ve Kirklarelili) bana imzaladigi kitaplarindan birine “SIZ ATATÜRK’ÜN IYI BIR ÖÄzRENCISISINIZ” diye yazmisti. Aslinda Atatürk’ü anlayip anlatmasi gerekenlerin tümü ve hatta “BÜYÜK TÜRK ULUSU” demekten onur ve gurur duydugu ulusunun bütün fertleri onun ögrencileridir. Ben onun derslerine çalistigim için yeri geldikçe Atatürk’ü yazilarima konu ediyorum. Okuyucularimin beni anlayisla karsilayacaklarini umuyorum. “ÅzIMDI DERSIMIZ ATATÜRK”

Geçen gün Dogan Avcioglu’nu okurken orada Atatürk’ün çevresi yazarlarindan Falih Rifki Atay’in Atatürk’e ilisin bir tespiti dikkatimi çekti. Dogan Avcioglu, Falih Rifki’nin bu tespitini “DEVRIM YAZILARI” adli kitabinda, “ATATÜRK’ÜN HAYALINDEKI KÖY” konusunu islerken alinti yapmis.

“Falih Rifki Atay, 19 Nisan 1970 tarihli “Dünya” gazetesinde, Atatürk’ün bu hayalini söyle açiklamaktadir:

Atatürk devrini (zamanini) yakindan bilmeyenler ve Atatürk’ü gerçekten tanimayanlar, onun köy ve toprak isleriyle ilgilendiginin farkinda degillerdir. (Ankara) Etimesgut’ta ilk yeni ve toplu köy denemesini yapan o idi. Geçenlerde bir defa daha yazdigim üzere Atatürk’ün ideali, Türk köylerini bes yüz, yedi yüz elli ve bin evli, okullu, dispanserli, akarsulu birlikler haline getirmekti. Bunun için de hükümete birakmayarak, kendisi vilayetlerde buna imkan olup olmadigi üzerinde bir anket yapmistir, valilerin çogundan olumlu cevap almisti. Fakat Ismet Inönü’nün Babialici (Osmanli hükümeti gelenegi olan) bürokrat yönetimi, böyle genis ölçüde devrimci davranislarda bulunmaya elverisli degildi. Anket, Atatürk’ün hastalanmak üzere oldugu günlere de rastladigindan büyük adamin basarmak istedigi is geri kaldi idi. Köyleri böyle derleyip toplamak, toprak isini de egitim isini de kökünden çözmek demekti.” Falih Rifki böyle anlatiyor.

Görülüyor ki Atatürk, köye kadar inmistir. Küçük köy ve mezralari birlestirmek, beraberinde toprak reformunu, asiretlerin, toprak agalarinin tasfiyesini getirecekti. O sira 75 bin olan köy ve mezra sayisi zaman içinde çok asagilara çekilmis, köylere hizmetin maliyeti düsürülmüs olacakti.

Fakat maalesef Atatürk’ün bu istegi, toprak reformu gerçeklesmemis, topraksiz köylüleri asiret reislerinin, toprak agalarinin egemenligi altindan kurtarmak mümkün olmamistir. Toprak Bayrami yapilmis, fakat toprak reformu yapilmamistir. Åzayet yapilmis olsaydi bugün Dogu ve Güneydogu Anadolu’da bu sorunlar yasanmayacakti.

Atatürk’te engin bir toprak sevgisi, doga tutkusu vardi. Ankara’da batakligi kurutup çiftçilik haline (Gazi Çiftligi) getirmek onun bu konudaki tutumunun somut isaretidir. Åzimdi, Atatürk’ün ulusuna biraktigi bu çiftlik orasindan burasindan parçalanarak satilmakta, baska hizmetlere tahsis edilmektedir. Oysa Atatürk bu çiftlikle bozkirda örnek olmayi düsünüyordu.

Sik sik yaziyor ve tekrar ediyoruz. Cumhuriyet Osmanli’dan CEHALET’i miras almistir. Tutuculuk da Osmanli’dan kalmistir. Devlet idaresinde bu tutum çok partili hayatta daha da pekismis, daha da yaygin hale getirilmistir. “HALKA GÖRE YÖNETIM” uygulamislari devrimi, ilerlemeyi büyük ölçüde yavaslatmistir.

Ülkenin sorunlari birikmistir. Tasimali Egitim bu sorunlarin bir baska türde yansimasidir. Bugün köylerden, mezralardan ögrenciler toplanmakta, büyük merkezlere tasinmaktadir. Atatürk’ün hayalindeki köy gerçeklesmis olsaydi daha az köyden ögrenci toplanacakti ve daha az tasima ücreti ödenecekti. Bu gün köy devlet için yeni sorunlara gebedir. Çiftçilikten kopanlar, köyde okuyanlar, köyün is bulamayan insanlari köylerde yigilmaya baslamistir. Göçenler köylerine dönmektedirler. Ekonomik kriz en çok kentlerdeki köylüleri vurmustur. Köylerde YENI DÜÅzÜNCELER görüsler uç vermeye, Köylerden yeni istekler gelmeye baslamistir. Yillar önce Sayin Süleyman Demirel “Åzehirde ne varsa köyde de o olacak” demisti ya o süreç baslamistir. Haberiniz ola.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol