11 Subat 1991 tarihinde yani bundan 17 yil önce Almanya ‘nin en çok okunan gazetelerinde Frakfurter Rundschan da Türkiye’deki politik olaylari degerlendiren bir yazi çikmis ve bu yazi 13 Subat 1991 tarihinde ulusal basinda “ATATÜRK’E VEDA” basligi ile yayimlanmistir. Alman gazetesi o günlerdeki Türkiye olaylarini uzun uzadiya anlatip yorumladiktan sona Özal’in, Atatürk’ün sarsilmaz saydigi ilkeleri revize:(yani gözden geçirme) çabasi içinde oldugunu, hiç bugünkü kadar Atatürk’ün temel ilkelerinden uzaklasmadigini bu gelismenin radikal bir sapma özelligi tasidigini belirterek,”KUTSAL ITTIFAK” tan söz etmistir.
Alman gazetecinin bu tespitlerinden sonra Türkiye daha hizli biçimde, daha saga kaymis, bugün ülkeyi yönetenlerin agzinda, TÜRKIYE’DE CUMHURIYET’IN SONU GELDI. KESINLIKLE LAIK SISTEMI DEÄzISTIRMEK ISTIYORUZ.” Biçiminde bir ifade yer almis ve bu bir REJIM SORUNU olarak ortaya çikmistir. Türkiye bu ifadenin anlamina 22 Temmuz Seçimi ile gelmistir. Hiç kusursuz bunun adi Prof.Dr. Çetin Yetkin’in deyisiyle, KARSI DEVRIM’dir.
Türkiye’de Karsi Devrim çok partili hayat ile baslamistir. Çok partili hayat cumhuriyetin 1950’ye kadar geçen 27 yillik geçmisini kötüleyerek, dini öne çikararak Egitim Birligi’ni bozarak, Türkçe ezani Arapça’ya dönüstürerek, Halkevlerini, Köy Enstitülerini kapatarak, din okullari, Kur’an Kurslari açarak, din adamlarini memur yaparak, Din Egitimi’ni Anayasa hükmü haline getirerek, dinin siyaset ve ticaret araci haline gelmesine göz yumarak baslamistir. IRTICA, Atatürk düsmanliginda ve”Islamin bir hayat tarzi”olarak düsünülüp amaçlanmasinda odaklanmistir. Muhtiralar, darbeler, uyarilar bu süreci, Atatürk’ün Mirasini yok etmeye yönelik bu sosyal ve siyasal gelismeyi durduramamistir. Hatta bu zaman içerisinde Atatürk’ü ve Laik Cumhuriyeti savunanlarin geri çekilmelerine, seçim yoluyla marjinal hale gelmelerine neden olmustur. Netice itibariyle çok partili hayatta Atatürk’ün Mirasi gidim gidim kemirilmis, ruhu, bilinci, amaci yitilerek ve maalesef bu duruma Atatürk ve Ilkeleri üzerine konusmalar yapilarak, nutuklar atilarak, törenler düzenlenerek, mirasin korunacagi söylenerek gelinmistir. Ve maalesef bunda yani ATATÜRK’ÜN MIRASI’ni tarihe havalede bütün kesimlerin az ve çok payi vardir. Ahbapliklar, dostluklar, ikbal ve iktidar düskünlügü Atatürk’ün Mirasi’nin tasfiyesini demokratik sistem içerisinde halk idaresine birakmistir. Halkin istegi ve degerleri, gelenekçi kültürü siyasal partilerce ve ülke yöneticilerince Laik Cumhuriyetin, Atatürk Ilkeleri’nin önüne konmustur. Siyasetin yönetim anlayisinin halkin düzenine indirilmesinde fayda umulmustur. Simdi ne olacak? Hiçbir sey olmayacak Atatürk’ün ölümünden, hadi diyelim ki çok partili hayata geçtigimiz 1946 yilindan beri baslayan Mirasin Tasfiyesi süreci devam etmektedir ve bu sürece edecektir. Kabul etmek gerekir ki demokratik sistem içerisinde egitimsiz bir toplumun bünyesel bir degisiklige, zihinsel bulanikliga ugramasi zaman alir. Bu zaman zarfinda tasfiyesi amaçlanmis olan devrim ve Atatürk’ün mirasi altindan oyulacak, kenarindan kösesinden kirpilacak, içi bosaltilacak, halk alistirilacak, kurumlar pasifiz edilecek kitleler umutsuzluga düsürülecek ve bir gün denecek ki “Türkiye artik ILIMLI ISLAM DEVLETI” dir. Zaten o zamana kadar itiraz edecek insanlar, kesimler kalmayacak. “Halk ögle istedi, böyle oldu” denilerek, kendilerini teselli edeceklerdir.
Bugün ki duruma bakarak, degisen ve gelisen sartlari dikkate alarak, “Hayir bu olmaz, olamaz” diyecek var midir? Yoktur. Çünkü herkes ve bütün dünya biliyor ki Atatük’ü, Laikligi reddeden, Cumhuriyetin bittigini söyleyen bir zihniyet ülkeye hakimdir. Artik Atatük ve Mirasi için söylenenler, söylenecek olanlar eskisi kadar güçlü ve etkili olmayacaktir. Ancak bu baglamda bir tarihi gerçegin altini çizmekte, söylenmesi gerekeni yazmakta yarar vardir: Atatürk’ün Mirasi’ni bitiren halk degildir. Halk için ortaya çikanlar, siyaset yapanlar, ülkeyi yönetenlerdir. Fakat ne var ki bu halka fatura edilmektedir. Mustafa Kemal “En Büyük Mirasim Akil ve Bilim” dedigi eserini, halka degil, halk adina is gören, yetki kullanan bazi kesimlere birakilmistir. Simdi onlar tarih önündedirler.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol