ATATÜRK'ÜN BİR ÖZELLİĞİ DAHA ORTAYA ÇIKTI

İsmet İnönü'nün kızı ve aynı zamanda İNÖNÜ VAKFI Başkanı Özden İnönü, "90. Yılında Lozan Konferansı ve Mübadele" konulu panele katılmak üzere Samsun'a gitmiştir. Samsun Belediyesi'nin ve birçok kuruluşun katılımı ile düzenlenen panel dolayısıyla ÖZDEN İNÖNÜ (TOKER) basın mensuplarına bir konuşma yapmış, babası İsmet Paşa'nın Lozan Antlaşması'na imzayı Türk Milleti için attığını söylemiştir. Bu konuşmasında Özden İnönü, Mustafa Kemal'in akşamları zaman zaman evlerine geldiğini, babası İnönü ile memleket sorunlarını görüştüklerini, İnönü'nün çocuklarını sevdiğini, Atatürk'te ÇOCUK SEVGİSİ olduğunu, kendilerine, öğrenmek için soru sorun dediğini, bunda ısrarlı olduğunu söylemiştir. Atatürk, İnönü'nün çocukları ile konuşurken "Kendinize güvenin, sorular sorun, söylenenleri hemen kabul etmeyin, söylenenler üzerinde düşünün" dediğini açıklamıştır.
Mustafa Kemal'in bunu çocuklara söylemesi çok önemlidir. Zira Osmanlı medreselerinde, eğitim sisteminde, aile hayatında çocukların soru sormaları mümkün değildi. Hemen, "Sen sus konuşma" denirdi. Bu bakımdan Türk insanı soru sormaz, soru sormayı da bilmez. Soru sormadığı, sorusu olmadığı için de bir şey öğrenmesi mümkün değildir.
Ünlü tiyatro sanatçısı AYLA ALGAN bir konuşmasında "BEN SORUSU OLMAYAN İNSANDAN KORKARIM" demiştir. Çünkü sorusu olmayan insan cahildir, soru sormadığı için de cahil kalmaya mahkumdur.
Mustafa Kemal'in halkını konuşturmak istediğini 1930 da Kırklareli ziyareti sırasında mihmandarı olan Kırklareli Milletvekili Lüleburgaz'lı Şevket Ödül'den öğrenmiştim. Şevket Ödül, Mustafa Kemal Kırklareli'ne gelmeden önce Kırklareli'ne gelmiş, halka Mustafa Kemal'in isteğini, soru sormalarını istediğini bildirmiş, köy köy, kasaba kasaba dolaşıp bunu anlatmıştır. Bugün ağzını açıp gözünü yumanların Mustafa Kemal'in aleyhinde konuşanların Ağababaları köy kahvelerinde konuşmayı böyle öğrenmişlerdir. Ancak Mustafa Kemal, "SORU SORUN ÖĞRENİN" diyordu. Şunu bunu karalayıp, çekiştirin dememiştir. Dünyada gelmiş geçmiş zamanlar içersinde halkının konuşmasını, soru sormasını isteyen, teşvik eden bir Önder, bir Lider var mıdır bilmiyorum. Kaldı ki Mustafa Kemal halkı konuşsun, serbest düşünsün, fikirlerini açıkça söylesin ve birbirleri ile tartışsınlar diye halkına çok partili hayatı getirmek istemiş, ancak halkın buna hazır olmadığını görmüştür. Atatürk'e diktatör diyenler onun Çok Partili Hayata Geçiş Denemesi yaptığını bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Bilerek düşmanlık yapıyorlar. Halk da sanıyor ki bu şarlatanlar bir şeyler söylüyorlar.
Adnan Menderes 1950 de Muhalefet Lideri İsmet İnönü'nün konuşmalarını boş buluyor, "MEZBUHANE GAYRET" yani BOŞUNA KONUŞMA olarak vasıflandırıyordu.
VATAN ŞAİRİ Namık Kemal o meşhur HÜRRİYET KASİDESİ adlı şiirinin bir yerinde "Yere düşmekle altın değerinden kaybetmez" anlamını ifade eden bir dizesi vardır.
Ne diyeyim? Allah bildiği gibi yapsın. Herkes bilenlere soru sorup öğrenmeye     baksın. Yoksa bu CEHALET bizi karanlıkta bırakacaktır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol