ATATÜRK'LE RANDEVUSUNA GITTI

Ugurlardik Türkân Saylan’i. Nereye mi? Hani, demisti ya son sözlerinde: “Bütün islerimi bitirdim. Randevularimi tamamladim. Artik ölebilirim.”

Ölebilirim sözü gereksiz tabi. O ölümsüzlügü seçti ve dinlenmeye çekildi.

“Bir ölümlüye nasip olabilecek en önemli sey, büyüttügü çocugunu ayaklari üstünde görebilmektir!” diyor.

Bugün otuz alti bin arti iki çocugu var.

Vasiyeti de, çocuk sayisinin yüz bin arti iki olmasi.

Bu çocuklar için her kasabaya bir kiz yurdu yapilmasi ve her köyün okulu olmasi. Naçizane, yillardir Terzidere’de okulun kapali oldugunu söyler dururum. Yalnizca Terzidere’de mi? Kofçaz köylerinin tümünde. Öyleyse, Kirklareli ÇDYY yönetimi, yarindan tezi yok, Kirklareli’nin köylerindeki kapali okullarin açilmasi için derhal bir hareket baslatmali. Ama hemen, derhal, Atatürk’ün sözüyle: “Behemehal.”

Hepsini hedefleyerek harekete geçip kaç köyde açilabilirse kazançtir. Deniz kenarinda kumsala vuran deniz yildizlarini kurtarma çabasi gibi bir sey.

Son olaylarin ardindan, “Ölmemeliyim. Yasamam gerekiyor” demisti ya. Eziyeti hedefleyen insanlar bile bazen istemeden de olsa büyük hizmetler edebiliyorlar. Bu hareketle Türkân Saylan’in ölümünün biraz daha sönük ve siradanlasmasinin önüne geçmis oldular. Bilselerdi yaparlar miydi!

DISK Genel Baskani Süleyman Çelebi dedi ki: “Artik sesimizi çikarmak istiyoruz. Artik Türkiye’ye sahip çikmak istiyoruz. Artik sessiz, sakin kalmamak istiyoruz!” Çok güzel bir sey daha ekledi, tam gözüm yaslarla doluyken: “Su an çok isteyip te buraya gelemeyenler var. Bu ortami içtenlikle izliyorlar. Hatta agliyorlar.” Beni anlatti bir anda ve benim gibi milyonlarca insani. Gidememistim. Ayagimin kirigi engellemisti. Bugün ayagim kirikti, kalbim incinmis. Otolu bir arkadasimin, dostumun olmayisi ne kadar kötü bir seymis meger, bugün kafama dank etti.

Süleyman Çelebi, 1 Mayis mitingi günü için Türkân Saylan’in bir isteginden söz etti: “Benim için Taksim Atatürk Aniti’na bir çiçek koy.”

“O gün Türkân hanim için anita bir çiçek koydum. Bundan sonra da her gidisimde çiçek koymaya devam edecegiz,” dedi.

Ben de…

Evet. Öyle bir günde veda etti ki bizim köye… 18 Mayis sabahi. Bir gün sonra Atatürk’ün aramiza gelecegini biliyordu. Bugün onunla birlikte kolkola gittiler sonsuzluk evrenine. Onun için, veda gününü bile kendisi ayarladi adeta.

Misyoner dediler ya hani. “Tabi misyonerim. Ben egitim misyoneriyim!” diyor. Herkesin basarabilecegi bisey degil tabi. Misyonerden misyonere fark var.

Bir insanin önceki gün kemoterapi alip, ertesi gün yurdun bilmem neresindeki etkilige katilmasi ne kadar akilsal güç dahilinde? Kemoterapi alan bir insan üç dört gün adeta kendine gelemeden yatar. Bazi insanlar, Atatürk gibi, Türkân Saylan gibi olaganüstü, olagan disi oluyorlar iste.

Günün en anlamli konusmasini kim yapti dersiniz? Inanir misiniz, cenaze namazini kildiran imam, Ihsan Özkeskin. Bir din insaninin, böylesi bir cenaze töreninde bu denli olumlu, bu denli zirvede bir konusma yapmasi bu ülke için ne kadar büyük bir sanstir. Adeta, Atatürk’ün, bir tren yolculugunda sohbet ettikten sonra, dogru görüslerin kutlayip, “Iste bu ülkeye böyle aydin kafali din adamlari gerekir!” deyisini dogruladi. Kutlanmali böylesi insanlar. “Bir insan yetistiren, bütün insanligi kurtarmis demektir!” dedi. “Bir yil sonrasini düsünüyorsan bugday ek. On yil sonrasini düsünüyorsan agaç dik. Yüz yil sonrasini düsünüyorsan insan egit,” sözü ne kadar degerli, ne kadar da önemli bir sözdür. “Gerçek ölüler, bu dünyada hizmeti olmayanlardir. Türkân Saylan ölmemistir. Çünkü ondan geri  eserleri kalmistir. O ölmemistir. Dinlenmeye çekilmistir!” dedi.

Zaten, Fatih Altayli’nin yazisina göre, 1983 yilinda Mekke’ye gidip Kâbe’yi tavaf etmis. Varsin birileri anasinin aslini tartisadursun. Hani, Sefil Selimî demisti ya: “Hal bilmeyen dip dedemi soruyor!”

Türkiye, Ugur Mumcu ve Ahmet Taner Kislali’dan sonra yine çok özel bir ugurlayis günü yasadi.

Ugurlar olsun, ugurlar olsun “Baba beni okula gönder!” diye yalvaranlarin anasi!

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol