ASKERDEN, ATATÜRK'TEN KURTULMAK ISI NEREYE GÖTÜRÜR ?

Osmanli Devletini gaziler kurmuslardir. Bunlar asker kökenli insanlardi. Türkiye Cumhuriyeti Devletini' de askerler tesis etmislerdir. Osmanli Saraylarinda Sultanlar, Padisahlar, Cumhuriyet Dönemi'nde ise ÇANKAYA'da daha çok asker kökenli Cumhurbaskanlari oturmuslardir.
Zaten Çankaya Cumhurbaskanlarinin evidir. Mustafa Kemal Atatürk, Ismet Inönü, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren asker cumhurbaskanlaridir. Ancak 1970'li yillardan sonra Çankaya'da sivil kökenli cumhurbaskani görmek sag iktidarlarin tutkusu olmustur. Bunun elbet bir nedeni olmak lazimdir. Bu nedenle, bu ugurda açik kapali bir siyasi mücadele vermisler, zaman zaman da asker-sivil kökenli Cumhurbaskani seçiminde rejim bunalimi yaratmislardir.
Çok partili hayata geçtikten sonra 1950 yilinda yapilan serbest seçimde Çankaya'ya sivil Cumhurbaskani Celal Bayar gelmistir. Bayar, Ittihatçi'dir. Milli Mücadelede, Ege Bölgesi' nde "Mahmut Hoca" olarak taninmistir. Atatürk'ün ömrünün son yilinda Basbakanlik yapmistir. Çankaya'ya çiktiktan sonra orada mensup oldugu Demokrat Parti'nin semboli olan bir bastonu tasimakla dikkati çekmistir. Onunla Atatürk'ün, Ismet Inönü'nün Çankayasi yeni bir hüviyete girmeye baslamistir. SIVIL KÜLTÜR, Çankaya'nin geleneksel havasini, yapisini degistirmeye baslamistir. Sosyal bilimci aziz dostum Prof. Cahit Tanyol "ÇANKAYA'NIN DRAMI" adini tasiyan kitabinda bunu anlatmistir. Tanyol, buraya çikan sivil Cumhurbaskanlarindan Demirel'in din kökenli Köy Kültürü'nü Çankaya'ya tasidigini, Özal'in ise devleti sirketlestirdigini anlatir.
Süphesiz Çankaya cumhuriyet tarihinde devletin temsil yeridir. Orada oturan Cumhurbaskani hem devletin basi, hem de Hazarda Silahli Kuvvetlerin Baskomutanidir. Gelenege göre Çankaya'nin konusmalari, uyari ve istekleri hükümetler için emir ve talimat niteligindedir. Gelenek böyle kurulmustur. Silahli Kuvvetler de devlet gelenegimizde, DEVLET KURUCUSU bir kurum ve kurulus olarak yer almistir. Devlet kuruculugundan, Iç Hizmet Yasasi'ndan kaynaklanan devleti koruma ve kollama ve bu sifatindan ileri gelen UYARICI görevi her nedense sagci hükümet ve iktidarlari rahatsiz etmistir.Bu durum onlari askerlerden kurtulmak için çareler üretmeye sevk etmistir. Özellikle Avrupa Uyum Yasalari'ni askerleri susturmak için firsat bilmislerdir. Avrupa Birligi'ni sirf bunun için isterlermis gibi bir, izlenim yaratmislardir. Sizin hiç aklinaza gelir miydi Erbakan'in Atatürkçülügü, Recep Tayyip Erdogan'in Avrupa'yi isteyecegi...? Çünkü bu Islamci Kadro bastan beri Avrupa'ya, Bati'ya karsidir. Meclisten Atatürk'ün resimlerinin kaldirilmasini, Muhafiz Alayi'nin, sehir disina çikarilmasini isteyen zihniyet, bu zihniyettir.
Bir seyin altini çizmek lazimdir. Türkiye'de asker, Atatürk politika malzemesi olamaz. Türkiye'nin tarihsel ve 83 yillik cumhuriyet dönemindeki kazanimlar, Cumhuriyet Degerleri buna manidir. Halkin, "VATANI KURTARAN PASA" dedigi Mustafa Kemal'e satasmak, askerlerden ve Gazi Pasa'dan kurtulmaya çalismak hayra alamet degildir. Siz siz olun bu konulardan uzak durun. Bu halk devleti kuranlara karsi olmayi hosgörüyle karsilamaz. Çünkü halkin kendisi tarih boyunca devletsiz kalmamistir. Nereye gittiyse devletiyle gitmis, nerede durduysa orada devleti kurmustur. Bu, Türk halkinin genlerinde vardir. Kaldiki Sayin Basbakan ve kadrosunun din disinda, basörtüsü disinda, Imam Hatip Okullari disinda baska sorunlari vardir. Issizlik çig gibi büyümektedir. Gelir dagilimindaki adaletsizlik dünyaya örnektir. Tarim kesiminde sorunlar büyümektedir. Basbakan gittigi Uzakdogu Gezisi'nde dünyaya "Basörtüsü Sorunumuz Vardir" diyorsa biz ne diyelim? Basörtüsü bu kadar önemli ise Basbakan onu konusmaya devam etsin.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol