Türk toplumunun içinde bulundugu IRTICA SÜRECI'ne bir tarih tespit etmek zordur. Bir takim bilim adamlari bu süreci KARSI DEVRIM, günümüz iktidar mensuplari ise SESSIZ DEVRIM olarak nitelendirmektedirler. Ancak bize göre Türk toplumunda yozlasma, çürüme hazir olmadigimiz Çok Partili Hayata geçis yillarinda baslamistir.
Yaklasik 60 yillik geçmisi olan bir Bozgun ve Çözgün Dönemi yasamaktayiz. Ancak ne var ki yozlasma giderek yayginlasmakta, derinlesmekte, köklerini gelecege dogru uzatmaktadir. Biz bilmiyoruz ve farkinda degiliz ama Osmanli'nin son yillarini yasar gibiyiz. Birinci mesrutiyette baslayan, Ikinci (1908) Mesrutiyette hiz kazanan dagilma ile moderinite(modernlesme) 1923 de Cumhuriyetin ilani ile yeni bir ivme kazanmis, yönü ve yörüngesi belli, disiplinli bir toplumsal yapilanma sürecine girilmistir. Belki toplum egitimsizdi, yoksuldu ama olumlu anlamda degisime istekliydi. Cumhuriyeti kuranlarla halk uyum içerisindeydiler. Toplum borç yiyen degil, borç ödeyen, kendini yeniden insa eden bir toplumdu.
Peki ne oldu da çagdaslasmaya arzulu bu toplumda bozulma, çürüme basladi? Bunu toplum mu istedi yoksa ülkeyi yönetenler mi böyle bir ortamin dogmasina sebebiyet verdiler? Galiba isçi ile imam bir noktada anlastilar. Kemalist Disiplin'in disina çiktilar. 27 yillik ATATÜRK ve INÖNÜ DÖNEMI'ni kötülediler ve BÖYLESI DAHA IYI dediler. "Böylesi daha iyi" dedikleri bireysel ve toplumsal liberallesme (serbestlik)tir. Demokratiklesme yasalarin sinirlarini zorlama, devlet disiplinini bozma, kalabaligin egilimleri dogrultusunda politikalar üretilmesi seklinde algilandi. "SIZ ISTERSENIZ HILÂFETI DE GETIRIRSINIZ" dendi. Bugün geldigimiz nokta Türklesme degil, daha çok Islamlasma, dah çok Asyalasma'dir. Gemi Bati'ya giderken içindekiler Dogu'yu düsünmeye basladilar. Türkiye'nin Düsünce Tarihi'nden, Siyasal Çizgisin'nden, Demokrtatiklesme Zihniyeti'nden bunu anliyoruz. Fötr Sapka giydik, altina fesi koyduk. Avrupa Birligi'ni düsündük, kafanin içindeki sarigi sakladik. Okullari Çagdas Medrese haline getirdik. Egitim Birligi'ni bozduk. Kadini çarsafa, Türbana doladik, Sikmabas Modasi ile yenilik yaptigimizi sandik. Çetelestik, Köse Dönmeci olduk. Ruhumuzu, heyecanimizi, yönümüzü, yörüngemizi kaybettik. Esnafi bitirdik, çiftçiyi disladik, 20 milyon, insani Yoksulluk Siniri'nin altina indirdik, 3 milyon issiz yarattik, bir 3 milyon insana da Sefer Tasi ile yemek tasiyip besler olduk, 30 bin köyü okulsuz ve ögretmensiz biraktik, halki ve devleti borçlandirdik, Cumhuriyet kurumklari ile kavgali hale geldik. Peki biz bunlari niçin yaptik? Memleket halk yararina olsun diye mi, yoksa ikbal ve iktidarimizi sürdürebilmek için mi ilimden (bilimden), akildan, gerçekçilikten kaçtik? Süphesiz memleketi, halki arkaya koyduk, kendi çikarlarimizi öne çikardik. Benden, bizden sonrasi tufan dedik. Memleketi hasta, toplumu asabi yaptik..
Simdi "Nasil Kurtuluruz" diye düsünüyoruz. Bir kurtarici ariyoruz. Birileri çiksin da bizi kurtarsin diye düsünüyoruz. Fakat kendimizi kurtamak için bir gayretin içersinde olmamiz gerektigini düsünmüyoruz. Kendimiz batiriyoruz, baskasi kurtarsin istiyoruz.
Ey Ülkeyi yönetenler, tebdili kiyafet edin, halkin içine girin. Bir kulak verin bu halk neler konusuyor. Konusulanlara kulak tikamazsaniz söylenenlerden ürkerseniz, gelecegin kayboldugunu düsünmeye baslarsiniz. Herkes sikayetçi, herkes bir yangindan, bir bulanimdan, bir açmazdan, bir gelecek korkusundan bahsediyor. Bir toplum umudunu kaybetmisse, UMUT onun için yok olmussa bu insan yarini kazanabilir mi?
Bu baglamda Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri aklima geliyor. Ne O'nu ne de sözlerini anladik. Mustafa Kemal'i kaybettik. Yolunu, çizgisini terk ettik. O'nu lâfa, söze biraktik. Oysa O, çagdasliktir, Gelismis bir Akil'dir, ülkeyi sevmektir, daha çok çalismak, daha çok üretmek ve baska uluslarla yarismaktir. Bunu halka kim söyleyecek? Sayin Basbakan mi, iktidar mi, muhalefet mi? Hadi canim sende onlarin söyledikleri baska sey..
Sözün özeti Halk umut ariyor. Güven ariyor, gelecek ariyor ve halk kendini, ATATÜRK'ü ariyor. Bilmem anlatabildik mi? Çetin Altan gibi söylemek gerekiyorsa, karartmayin enseyi.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
Uçmakdere hafta sonu yamaç paraşütü tutkunlarını ağırlıyor
04 May 2025 -
31. Kırklareli Uluslararası Kakava Festivali Başlıyor
14 May 2025 -
Tekirdağ YEDAM tanıtıldı
05 May 2025 -
Umutlu Yarınlar Anaokulu'nda 23 Nisan Coşkusu
23 Nis 2025 -
Meriç Nehri'ndeki kürek yarışları Edirne'nin turizmine katkı sağlıyor
04 May 2025 -
Tekirdağ'da üreticiler buğdayda rekolte kaybı yaşamamak için yağış bekliyor
06 May 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Milli yüzücü Emre Onuş, Avrupa'da madalya hedefiyle kulaç atıyor
19 May 2025 -
Geçen yıl kuruma noktasına gelen Kazandere Barajı'nda doluluk yüzde 100'e yaklaştı
20 Nis 2025 -
Kırklareli'nde su ürünleri denetimi yapıldı
20 Nis 2025 -
Türk ve ABD'li güreşçiler Edirne'deki dostluk turnuvasında karşılaştı
20 Nis 2025 -
Edirne'de köy sakinlerine sağlık taraması yapıldı
20 Nis 2025 -
Tekirdağ'da düzenlenen operasyonda 10 şüpheli yakalandı
20 Nis 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol