Bilirsiniz kedileri…
Nanköre çikmistir adi.
Hanedan sofrasi indigi gibi altinda alir solugu, durma tikinir, durma debelenir…
Yine de mirnav da mirnav, güya aç kaldigini iletir.
Hanedan sofrasina üç yüz altmis bes gün alti saat araliksiz konuk etsen yine doymadigini haykirir dava arkadaslarina.
Bes yil da sürse bu zaman boyutu…
Yine…
Evin köpegi itaatkârdir, kanaatkârdir, gözü toktur.
Sofra bezini alir silkelersin esik dibine, bir de sofrayi süpürüverirsin önüne…
Bir iki kirinti düser yere.
Köpek hosnuttur: "Oh be!" der, "Sag olsun bizimkiler, sofra dolusu getiriyorlar."
Ne kadar verirsen o kadar yer, gider isine bakar.
Evi korur, mali mülkü gözetir.
Kedinin isi hep sürünmek, mirnavlamak, yenisini istemektir.
Ne kadar versen tikinir, tinmaz.
Oysa köpek, önüne geleni yedikten sonra histinmaz.
Sokak baslarinda, kaldirim taslarinda gezinenlere dikkat!
Eger nankör kediyseler…
Bir önlem gerek.
Önlem alamazsak yandik.
Yine gelecekler evimizin önüne, esigimizin içine, soframizin dibine…
Yine isteyecekler…
Yine verecegiz.
Onlar yine yakinacaklar...
Doymadiiik…
"Her sokak basinda arsiz kediler
Durma tikindilar durma yediler
Doymadilar buna sükür dediler
Bu nasil nankörlük bilemedim ki
Ellerin baginda açarken güller
Garibin kör bahti ne zaman güler
Hep gamli çaliyor hazin türküler
Garip ayagini silemedim ki
Kader misin keder misin gül biraz
Kuru sogan çagla erik al kiraz
Dolgun basak yorgun firez az mi az
Rahmete es olup çilemedim ki
Bereket ne gezer kuru çayirda
Muhanat toydadir gafil hayirda
Bir avaz yükselir dagda bayirda
Kim söyler dinler anlamadim ki
Yaya kaldik elin kahir daginda
Çirpinip kalmisiz gönül aginda
Soldan agri vurur sanci saginda
Bir de Berrakice ölemedim ki!"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol