ARKADASIM DÜSMAN

"Senin gibi dost varken, ne gerek var düsmana!" diyor ya bir söz. Bir sarkida mi geçerdi, siirde mi bilmem de.
Hosuma giden ve günlük yasamda kullanmaktan keyif aldigim bir tekerlemedir.
Çikarin öncelikli oldugu iliskilerde kaçinilmazdir.
Çikarin öncelikli oldugu durumlarda dostluk arizalanmaya egilimlidir.
Ancak, hangi dostluklar kendini koruyabilir?
Gerçek dostluklar.
O da günümüz globalizminde, günümüz entegresinde, günümüz yutturmacalarinda ne kadar dirayetli kalabilir?
"Pamukçu, beyaz köpegi sevmez!"
Öyle mi?
Bu sözün hos bir kivrimini yapti bir iki gün önce biri. Dedi ki "Beyaz köpegin pamukçuya zarari olur!"
Bir hos geldi kulagima ve gönlüme. Güldüm ezik duygularla.
Sözdeki incelige ve masumiyete bakar misiniz! "Beyaz köpegin pamukçuya zarari olur!"
Bilemem, köpegin pamukçuya zarari olur mu olmaz mi ama en azindan pamukçu öyle sanir ve endiselenir.
Fatih zamaninda yasandigi söylenen, aktarilan o güzel olay gerçekten yasanmis midir?
Hani, giyim kusam degisimiyle çarsi pazara çikar, sari dolasir ya Fatih Sultan Mehmet. Girer bir bakkaldan seker alir. Bir kilo da kafe-krawn isteyince. Bakkal.
Pardon? O devirde kafe-krawn diye bir zikkim yok muydu?
Ben ne bileyim canim iste. Ona benzer bisey. Hadi diyelim Nugatella.
Haydaaa!... O da mi yoktu?
Hadi, hatriniz için Erzincan tulum peyniri veya Kars keçi peyniri filan diyelim. Bir kilo da ondan isteyince, bakkaldan hemen uyari gelmis. Bir numarali sabah uyarisi "Ben bu sabahki siftahimi yaptim hak erenler rizalik sunsun. Onu da karsiki bakkaldan al. Çünkü o henüz siftah yapmadi!"
Var mi böyle bir engin görüs, böyle bir paylasim mantigi, böyle bir ulu düsünce, böyle bir gönül varsilligi?
Bunun üzerine Fatih, "Benim esnafim, benim memurum, benim bürokratim." degil de. "Benim mahalle bakkalim bile komsusunu bu denli gözetir, düsünürse. Bu milletin sirti yere gelmez!" demis'mis. Öyle anlatilir.
Sakasi bir yana.
Günümüzde ne kadar da kirlendi iliskiler. Günümüzde derken, günümüze hakaret ederken, acaba dünümüzde öyle degil miydi?
Dünümüz alabildigine kirli degil miydi?
Yoksa, neden kestirmis kardes kardesi, evlat babayi, baba evladi? Kendine olasi rakip gördügü insanlari Seltox'la kara sinek avlar gibi kestiren, öldürten, ortadan kaldirtan. Bir de bu konuda yasa çikartan zihniyet.
Günümüzde bile süregelen toplu kiyimlar. Ulu hakan Yavuz Selim, onbinlerce, belki yüzbinlerce Alevi-Bektasi'yi tek celsede neden ortadan kaldirdi dersiniz?
Onlar insan degil miydi? Onlar bu topraklarin sahibi ve bu ülkenin vatandasi degil miydi?
Bunlari söylerken söyle bir siir geldi aklima. Bir zamanlar yazmisim. O gün hangi olaydan yola çiktim bilmiyorum ya.
Daim geçerlidir bu konu
"Bas kokmus kokmamis düsünür müyüm
Önce ben kokarim baliga ne gam
Içtigim mürekkep yedigim kâgit
Önce ben sasarim aliga ne gam
Beni yanimdaki takar düsürür
Köstek ariyorsam ele ne gerek
Kafama koymussam beni ezmeyi
Destek ariyorsam ele ne gerek
Çevremde bunca ben bana yetmez mi
Eli bir kenara itebilirim
Içimde olandan çekerim aman
Bana nasil söz geçirebilirim
Arkadasim düsman ben bana düsman"
Hosluk diliyorum, güzel iliskiler ve gerçek dostluklar diliyorum tüm iyi insanlar arasinda.
Saglikli yasayin.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol