ARJANTINLI SAIR VE YAZAR L.BORGES

ARJANTINLI SAIR VE YAZAR L.BORGES
ZAMAN BENI SÜRÜKLEYEN BIR NEHIR
Yazar BORGES'IN KUM KITABI'NDAN ALINTILAR YAZARIN NOTU "Zaman beni sürükleyen bir nehir, ama nehir benim. Beni parçalayan bir kaplan, ama kaplan benim. Beni tüketen bir ates, ama ates benim. Evren, ne yazik ki gerçek, ben ne yazik ki, Borges'im".
"Yillar boyu, insanoglu bir bosluga imgelerle, ilkelerle, kralliklarla, daglarla, körfezlerle, gemilerle, adalarla, balikllarla, odalarla, aletlerle, yildizlarla, atlarla, insanlarla doldurur. Ölümden az önce, usanmaz çizgi labirentlerinin kendi yüzünün imgesini olusturuldugunu anlar."
"Bu yasimda (1899 dogumluyum) sevilen temalar üzerinde su birkaç çesitlemeden fazlasini vaad edemem, kendime bile. Bilindigi gibi öykü yazmak onarilmaz tek düzelige karsi klasik çareye basvurmaktir. Kitap onüç öykü içeriyor. Ne bana anlamsiz gelen seçkin bir azinlik için, ne de "Yiginlar" diye bilinen su göklere çikarilan ideal platoncu kendilik için yaziyorum. Demagoglarin sevdigi her iki soyutlamayada inanmiyorum. Kendim ve dostlarim için ve zamanin akisini yumusatmak için yaziyorum" Öyküleri çok güzel... Müthis... 1988 Iletisim Yayinlarindan çikan Kum kitabinin arka kapagindaki Yazilar"Arjantinli Yazar J.L. Borges'in belkide en sasirtici yani bu kadar kolay okunan bir yazar olmasi. Oysa isledigi konular tarih boyunca üzerinde düsünülmüs en çetrefil sorular. Kader ve insanin özgürlügü, herseyin bir düsten ibaret oldugu kuskusu, zamanin gerçekligi, sonsuzlugun tabiati gibidir. Kendisine postmodern, modern ötesi diye adlandirilan günümüzün yazari denmeside bundan. Herseyin mümkün oldugu ve bunun hiçbir anlama gelmedigi bir dünyayi anlatiyor. Borges'in dünyasi, geçmiste söylenmis herhangi bir sözü, görülmüs herhangi bir düsü içerebilir. Ama bu dünya tarafindan içerilmek, söz konusu düsleri, sözleri, hayalleri tatmin etmez. Hersey eskisi gibi devam eder. Kitap adinida bundan aliyor. Birinci ve sonuncu sayfasi olmayan sayfa numaralari her açilista herhangi bir kurala bagli olmaksizin anlamsizca degisen bir kitap. Basi sonu olmayan. hiçbiryere varilmayan, kavusulmayan bir dünya"
100 sayfalik Kum kitabi nefis öykülerle dolu. Ikinci kitap ÖLÜM VE PUSULA. 85 sayfa içinde sekiz öykü var.
Türkçesi Tomris Uyar. "BORGESI SUNARKEN" yazisinda Borges ile ilgili bilgiler sunulur. Çok az rastlanan bir öykü diline sahiptir yazar. "Borgesin yapitlarinin yayginlik kazanmasi 1961 yilinda ilk formentor ödülünü Beckett ile paylastiktan sonra baslar. Bir baska deyisle, Borges'in yildizi 62 yasinda parlamistir. Ama bu kez, kisa bir sürede "Borges Efsanesi" dogmus ve yazarin adi çagimizin büyük yazarlariyla Joyce, Proust, Kafka, Woolf, Beckett gibi anilmaya baslamistir. Bu yazarlar arasinda romana (büyük yazina) el atmayan tek yazar Borges'tir. Onun yapiti siirlerini saymassak özellikle küçük öykülerden, denemelerden olusur. Romani bir moda olarak görür, dolayisiyla modanin geçecegine inanir Borges. Öyküyü, romandan ço daha eski bir yazin türü oldugu için seçer. Öykü der Borges, okunmasada kalir, çünkü anlatilir. Oysa roman anlatilamaz. Borges'in öykülerinin konusu Zaman, ölüm, labirentler, kitaplar ve sözcüklerdir. Bu öykülerde günlük gerçekligin yeri yoktur. Yada söz konusu gerçeklik bir takim düssel ve düsünsel degisikliklere ugramaktadir. Düsünsel, felsefi hiçbir soruya geçerli yada geçersiz bir yanit vermez" Borges'in iki kitabindaki öyküler insani baska dünyalara götürüyor. Edebiyatin özünde düssel, bir dünya vardir. Gerçek Yazarlar, edebiyatçilar yasadigimiz dünyayi begenmezler. Insanin uzun hikayesini, evrimini bilen, yeni bir dünyayi öykülerinde, siirlerinde, romanlarinda kurgulayan, yaratan büyük yazarlara selam olsun...
SEVGILER...
selahattindemiraco@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol