Batılı ülkeler Mısır'daki Değişimi, halk hareketini "ARAP BAHARI" olarak vasıflandırmıştır. Onlara göre Araplar bu sosyal hareketlerden sonra durulacak, bir başka kulvarda demokratikleşme sürecini başlatmış olacaklardı. Fakat hepsi bir hayal olup gitti. Arap halkları bu kez de gerçeğin çıplak yüzüyle karşı karşıya kaldılar.
Sanıyorum "ÇÖL ÇİÇEKLENİRKEN" adlı romanda okumuştum. Çöl hiçbir zaman yeşermeyecektir. Çünkü Çöl yeryüzünde suların dahi yeşertemediği bir yeryüzü şeklidir. Çöllerde yaşayan insanların da yeryüzünü yeşillendirmeleri, insanlığa fazla katkı sağlamaları mümkün değildir. Nitekim dünyanın bu kuşağında yaşayan insanların, ülkelerin uygarlığa, dünya üretimine fazla katkıları olmamıştır. Araştırmalar bunu ortaya koymuştur. Örneğin Arapların keşifler, buluşlar alanında bir izleri yoktur. İnsanlık uygarlığına şimdiye kadar armağan ettikleri insan sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Tarihler Arapların sadece 250 yıl kadar parlak bir dönem yaşadıklarını, yeryüzüne bir peygamber çıkardıklarını yazmaktadırlar. Doğal ki yeryüzüne, insanlığa bir PEYGAMBER çıkarmak da mühim bir hadisedir. Bugün O'na inanan insan sayısı 1.5 milyarı bulmuştur. Peygamber Hz. Muhammet dünyada hakkında en fazla kitap yazılan insanların başında gelmektedir. Bu ayrı bir olay. Bugünün insanlığını ilgilendiren Arapların ne yaptıkları, ne halde bulunduklarıdır. Biz de olaya bu açıdan bakıyoruz. Dindaş olduğumuz Arapların uygarlığın hangi basamağında bulundukları bizi yakından ilgilendirmektedir.
Dünya bilim insanlarının yaptıkları araştırmalara göre sanayi toplumu olmayı geride bırakmış, endüstri ve bilgi toplumu haline gelmiş ırkların içinde Arapların yüzde 65'i okuma yazma bilmemektedir. Peygamberin "OKUYUN" demesine rağmen bu böyledir. Bugün hiçbir Arap ülkesi kendini besleyecek durumda değildir. Şahlar, Şeyhler, Emirler, Krallar ve uluslarına hakim olan oligarşiler onlardadır. Mısır, Arap ülkeleri içerisinde en fazla Devlet Geleneği'ne sahip olduğu halde ve geçen yıl sosyal ve siyasal alanda bir adım ileri geçmeyi başarmışken bu yıl ve bugünlerde darbe yiyerek iki adım geri gitmiştir, Bahar kışa dönüşmüştür. Kitleler sokaklara, meydanlara koşmuştur. Bir yıl önce demokratik şartlar içerisinde teşekkül eden iktidar, ulus iradesi bir yıl sonra yok olup gitmiş, Mısır halkının iradesine ipotek konulmuştur. Şimdi ne olacaktır?
Türkiye'de DEMOKRASİNİN BABASI İsmet İnönü darbe yapanlara, ulusun iradesine ve idaresine el koyanlara (BİR AN ÖNCE SEÇİME GİDEN) derdi. Darbe ile oluşan idare meşru değildir derdi fakat ne var ki bugün onun getirdiği demokrasi ile ağzı açılmış insanların özgürlük anlayışları bu Büyük Devlet Adamı'nı eleştirmekten, hakaret etmekten ibarettir. Ulusunu savaşa sokmadığı, savaştan kaçındığı için eleştirilmiş olan İsmet İnönü, bu halkın kahvelerde ülke sorunlarını konuşmaya, tartışmaya başladığı zaman iradesi ve düşüncesi serbest olduğu anlaşılacaktır demiştir. Mısır halkı geçen yıl bu noktaya gelmişken bir yıl sonra yani bugün elde ettiğini kaybetmiş, çatışma ortamına düşmüştür. Nereden nereye? Görülüyor ki Araplar da bir ATATÜRK bir İSMET İNÖNÜ yoktur. Bahar onun için kış olmaktadır. Ulusların önünde ve başında DEVLET ADAMI yoksa istenmeyen olaylar yaşanması kaçınılmazdır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol