ANILAR DENİZİNDE KIRKLARELİ

GURBET SANCISI (Oğlum Umut'a)

Günün ela renginde
Gurbet sancısı
Gelincik kırmızısı hasret
Yaşlı gözlerimde
Birkaç yağmur damlası
Kalbimde derin bir özlem
Ve hasret
Tarumar bahçede
Kara erik çiçek açtı
Seni sordu
Ana yüreğinde hasret
Günün ela renginde
Gurbet sancısı
Gelincik kırmızısı hasret…

ENES AKIN'A
(Bilgisayar Öğretmeni Arkadaşımız Cengiz AKIN ve Ailesine Sonsuz Saygılarımla)

Ergeç büyüyeceksin
Neşeli günlerin olacak
Esen bahar rüzgârları
Sana şarkılar söyleyecek

Annen baban ellerinde tutacak
Kırmayacaksın üzmeyeceksin onları
Işıklı güzel günlerin olacak
Ninnilerle büyüyeceksin

YAZI YAZMAK
Arjantinli yazar Borges " Kendim ve dostlarım için ve zamanın akışını yumuşatmak için yazıyorum." demiş.
Aydınlar halkına ve yarınlara karşı sorumludurlar. Yurdunu seven insancıl kişilerdir. Gerçek aydın barıştan, kardeşlikten yanadır. Halkını sevindir.
Yazı yazmak, sorumlu olduğu halkına karşı bir görevdir, kanımca. Halkın mutluluğu aydınları mutlu eder.
Öykücü ve Şair Sait Faik Abasıyanık " Yazı yazmasam deli olacaktım." demiştir. " Ben yazılarımı elle yazıyorum. Daktilo ile yazmam." demiş. Şair Atilla İlhan'da.
Bir kağıt ve kalem yanımda olur daima. Anılar denizinde Kırklareli'yi yazmak, o günleri anımsamak, eski günleri yad etmek, insancıllığımıza sahip çıkmak hoşuma gidiyor… Ve dostlar şiiri sevdim, kır çiçeklerini sever gibi… Selam yolladım seher rüzgârlarıyla… Uykusuz kaldım geceleri… Narçiçeği ufuklarda dalgalandım…
KARAHIDIR YOLU'NDA AFYON TARLASI
Karahıdır yolunda afyon tarlası vardı. Çocukluk arkadaşlarımdan birisi afyon tarlasına girmiş, haşhaş tohumu yiyordu. Beni de çağırdı. Gittim ve tohumlardan bende yedim. Haşhaştan ilaç fabrikaları ilaç yapıyormuş. Sonra yasaklandı, afyon tarlaları.
Amerika'nın Avrupa'nın gençleri zehirleniyormuş haşhaştan. Şimdi düşünüyorum da, o zaman başka bir Kırklareli varmış diyorum, kendi kendime.
Tren yolunda zerdali ağaçları, ceviz, badem ağaçları boldu. Ağaçlardan inmezdik arkadaşlarla…
EKREM GÖKÇEN'DEN ANILAR
Şair Erkan Gökçen'in babası ve arkadaşlarla Öğretmen evi Parkında otururken Ekrem Gökçen:
" Dedem Selman Gökçen anlatırdı. Kırklareli'ndeki bağlardan elde edilen üzümlerden şarap yapılırdı. Bu şaraplar iç piyasada tüketildiği gibi Fransa'ya da gönderilirdi.
Ceviz ağaçları boldu. Ceviz katık yapılırdı, ceviz ekmek yenirdi. İmam Hatip Lisesi'den sonra demiryoluna kadar olan yerde domates bahçeleri vardı.
NECDET ONAT AĞABEY'DEN BİR ANI: AYRANCI HÜSEYİN
" Ayrancı Hüseyin'i tanıyor musunuz?"
" Ayrancı Hüseyin'in şaraphanesi vardı. Orada şarap yapılırdı. Dükkânında şarap satardı. Dükkân, Arasta karşısındaydı. Akbank'ın karşısındaki çıkmazda şarap yapılırdı. Evi de oradaydı. Öldükten sonra yanında çalışan Hakkı dükkânı işletti. Şarap imalatı yapmadı. Ama şarap satışı dükkânda devam etti. Belirli müşterileri vardı.
BİR KARTPOSTAL VE KIRKLARELİ
" Kırkkilise 1911" Fransızca yazılmış bir kartpostal görmüştüm beş altı yol önce. Kartı yaşlı bir Rum vermiş bir arkadaşa. Bana göstermişti. Kırklareli'den bir manzara resmi idi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol