ANIBAL ÖNCE ROMA'YI UYARDI "YA BIR YOL AÇ VEYA KENDINE BIR YOL BUL"

Türkiye'de CUMHURIYET PROJESI rafa kalktigindan, yani KARSI DEVRIM basladigindan beri Türkiye'nin sikintilari artmistir. Sisli, puslu ve kararsiz bir dönem baslamistir. Uzun vadede demokratiklesme sürecine devletin, ülkenin bir kisim degerleri feda edilmistir. Demokrasiyi güçlendirmek ugruna devlet otoritesi, kanun hakimiyeti zaafa ugratilmistir. Kalabaliklarin istekleri ikbal ve iktidar için önde tutulmus, Milli Irade kabul edilmistir. Bu baglamda "Halk isterse Hilâfeti de getirir" denmistir. Bugün dahi ayni söylemlere benzer seyler isitilmektedir. Kalabaligin egilimleri hersey kabul edilmistir.
Hiç kuskusuz Ulusal Egemenlik halkindir. Halk ülkenin de devletin de, cumhuriyetin de sahibi hakikisidir. Ancak devlet yönetiminde bir Kuvvetler Ayriligi vardir. Halki öne çikaranlar Cumhuriyetin ve Anayasa'nin bu kurumlarini gözardi etmeyi yeglemislerdir. Sanmis ve zannedilmistir ki "Söz Milletin" deyince Milli Irade'yi temsil eden bu gidise, bu anlayis ve zihniyete kulak tikanacaktir. Fakat sonuçta görülmüstür ki isabetli olsun olmasin, ikbal ve iktidar sahiplerine müdahaleleler olmustur. Anayasa çerçevesi içersinde kalmalari istenmistir. Anayasa suçu isleyenler Yüce Divanlarda yargilanmislardir. Ancak yine de geçmisten ders alinmis degildir. Kartaca hükümdari Anibal Fethinden önce Roma'yi uyarmistir. "YA KENDINE BIR YOL AÇ VEYA BIR YOL BUL" demistir.
Tarihte yollar tikandigi, çareler tükendigi zamanlarda Anibal gibi iktidar sahiplerini uyaranlar çikmistir. Demokratik olmayan ülkelerde bu uyarilari bir takim güç sahipleri yapmis, demokrasinin yasadigi ve yasatildigi yerlerde ise seçimler yoluyla bu isi halk yapmistir.
Bugün tüm zorluklara ragmen demokrasiden vazgeçilmesi düsünülemez. Onu iyi isletememis olsak bile DEMOKRASI bir ATATÜRK ve CUMHURIYET PROJESI'dir. Onun mutlaka hedefe varmasi gerekir. Ona inananlarin Arizona Karincalari gibi hedefe gitmekten baska seçenekleri yoktur. Arizona Karincalari çölde yiyecek bulabilmek için önden gidenler arkadan gelenler için kendilerini feda etmektedirler. Aslolan hedefe varmaktir. Anabil'in dedigi gibi, ya yol açilacaktir ya da yol bulunacaktir. Çarenin tükendigi yerde bu vardir.
Türkiye'de yapilacak olan 22 Temmuz Seçimi'nin böyle bir görevi vardir. Memleketin maruz kaldigi, kalma ihtimali bulundugu tehlikelerden onu seçim kurtaracaktir. SANDIÄzIN GÜCÜ rol oynayacaktir. Bu nedenle Seçim ve Seçmen kurtarici olacaktir ve yine bunun için halktan isabetli oy kullanmasi istenecek ve beklenecektir. OY kullanmanin, oyu isabetli kullanmanin namuslu bir yurttaslik görevi oldugu anlatilacaktir. Bir ton kömür, bes on kilo yag, pirinç, seker vs. ye memleketin feda edilemeyecegi üzerinde durulacaktir. Bunun önemini kavramis olanlar yurttaslarimiza bunu da söyleyeceklerdir. Tehlikeyi görenler, görmüs olanlar görmeyenlere, göremeyenlere bunu anlatacaklardir. Bu 22 Temmuz Seçimi öyle bir seçim olacaktir ki ülke bir badireden kurtulacaktir. Bir anlasilmayan tutumla yönetilen ülkenin yazgisi degisecektir.
Ancak seçmek ve seçilmek zannedildigi kadar kolay bir is degildir. Dünyanin en zor seylerinden biri niçin seçtigimizi, niçin seçmedigimizi bilmektir. Sam halki eskiya Barabbas'i seçtigi için Hiristiyanlarin Peygamberi Isa'nin kaderi idam olmustur. Azap Yolu, Golgota Tepesi bir halk yanilmasina sahne olmustur. Isa, halkin yanlis seçimi üzerine ölmüstür. Bu itibarla SEÇIM önemli bir olaydir. Ülkenin iyiligi, gelecegi söz konusudur. Daha iyilerini bulmak, daha iyilerini isin basina getirmek demokrasilerde halkin ve seçimin isidir. Zira Türkiye huzura, iç barisa, birlik ve beraberlik içinde refaha muhtaç bir ülkedir. Memleketin aradigini halk ona verecektir. Buna inanmak istiyoruz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol