ANNELER GÜNÜ ESNAFIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRÜR

3. Üniversite Åzenligi güzel geçti. Gençler eglendi. Firmalar tanitim yapti. Ortam güzeldi. 09.05.2010 günü ANNELER GÜNÜ KUTLANDI.. Annelerin eli öpüldü.. Kirmizi karanfiller, güller sunuldu. Duygusal telefonlar edildi. Kirisik yanaklarindan öpüldü. “Annecigim” dendi.. Sert, egemen erkek toplumunda yasiyoruz.. Babasindan azar isitmeyen pek yok gibiydi. Bizim kusak o günleri daima animsar gibi olur.. Hani babam sag olsada yine azarlasa.. “Oglum ayakkabilarini yirtma. Top oynama. Ders çalis.. Dereye gitme...” derdi. Åzehit Annelerinin minnet ve sükranla aniyoruz...

Mahalle çesmesinden gügümlerle, testilerle su tasirdik. 1943 Selim Altintel Çesmesi Ali Riza Altintel’lerin evinin önündedir. Gazhane Sokagi’na ugrayinca anilar depresir gibi olur. Çocukluk günlerimiz, gençlik günlerimiz güzel essiz bir film gibidir.. Kisin mazotlu kamyonun altinda ates yakilirdi. Ezan vaktiydi. Süloglu’na, Lalapasa pazarina dogru yola çikilacakti.. Zahireciler, pazarcilar ekmegini tastan çikarmak için erkenden yola çikacakti. Kamyonda yag fiçilari, unlar, kepekler, razmal, un çuvallari, hammallar.. BMC, Ford.. Han kamyonlari.. Köylüler at arabalariyla Süloglu pazarina hububat getirirdi.. Istanbul Balat Un Degirmeni’ne Kirklareli zahirecileri bugday tasirdi. Balat’in eski evleri.. Pencereden bakan güzel kizlari... Kadinsiz dünyada erkegin hayati tam bir dramdir. Kadinlar kirçiçegi gibi güzeldir.

Medyada kadina uygulanan siddeti gazetelerde hergün okuyoruz.. Haci Bektas Veli ne güzel demistir. “Eline, diline, beline sahip çik.” Merhametli, tatli dilli, saygili güzel insanlarimiz vardir.. Lakin yasamin sert, acimasiz yönü, stresler insani hirpaliyor. Erkekler erken yaslaniyor.. Kadinlar çocuklarla, ev isleriyle ugrasirken, komsuya gidip muhabbet yaparken stresi ativerir. Her ögleden sonra komsular toplanirdi. Mahalle muhabbeti yaparlardi.. Åzimdi herseye ekonomi egemen oldu.. Sevgililer Günü’nde ve Anneler Günü’nde esnaftan alisveris yapanlar esnafin yüzünü güldürürler.. Eskiden sonbahar panayirlari yapilirdi. Çok güzel günlerdi. Eglence ile beraber esnafin isleri açilirdi. Büyük marketler yoktu. Hidrellez Günlerinde Edirne ve Istanbul Agirkapi’daki Romanlar eglenmisler. Televizyonda Istanbul Agirkapi’daki klarnet, zurna çalan gençleri, çilginca dans edenleri 6 Mayis 2010 gecesi seyrettik.. Manken Tugçe Kazaz bile oradaymis.. Makyajsiz uzun saçlariyla görüntülendi.

Eski Valilerden Kenan Güven zamaninda Åzeytandere’nin kumu kum ocaklarina satildi. Barajlar yapildi. Kirklareli Baraji, Armagan Baraji gibi.. Hidrellez’de dereye giden otantik takilan Kirklareli halki eski Hidrellez günlerini hatirliyor.. “Haydi Dereye Dereye” diyen soförler anilarda kaldi.. Salincakta çocuklar sallanirdi.. Çaylar, mesrubatlar, börekler, oglak eti, kisirlar, mercimek köfteleri, sarmalar, etli pilavlar sofra örtüsüne konurdu.. Bagdas kurulup yenirdi. Uzaklardan oyun havalari kulagimiza gelirdi.. Sevdali gençler sevdalisini arardi. Tatli bir gülüs yeterdi. Sevdigine kavusan varmiydi acaba... “Oglum oku, adam ol. Benim gibi esnaf olma. Esnaflik çok zordur oglum..” diyen Balkan göçmenleri hayat kavgasinda yorgun düsmüslerdi.

Kadina saygi, sevgi, onurlu, vicdanli insanlarin yasam felsefesidir. Cumhuriyet döneminin egitim seferberligi cehaletin karanligini yenmek içindi. Ögretmenler, aydinlar, yöneticiler idealist kisilerdi. Tarim toplumuyduk..

Sanayilesmemiz yavas oldu. Eli öpülesi kadinlarimiza selam olsun.. Çocuklari çok seven kadinlarimiz vardir. Hincal Uluç: “Gülüsü güzel kadinlara asik oluruz” diyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol