AHMET MITHAT EFENDI'NIN TORUNU KIRKLARELI'DE DEDESINI ARAMIS

Köy, kasaba, sehir, mahalle, cadde, sokak, meydan ve bir takim kurum binalarinin isimlendirilmesi bir gelenek oldugu kadar bir zaruretten dogmustur. Sözgelimi Soyadi Kanunu da böyle bir zarurete yanit olarak çikarilmistir.
Bu bir kimligin belirlenmesi sorunudur. Ancak bu isimlendirmelerde pek de isabetli adlandirmalar yapildigini söylemek mümkün degildir. Özellikle kentlerde, okul, cadde ve sokak adlari verilirken orayla hiç ilgisi olmayan kisilerin adlarinin verildigi çok görülmüstür. Kirklareli'nde bunun örnekleri boldur.
Kentlerde adlandirmalari Belediyeler, bazan da üst kurumlar yapmislardir. Osmanlilar zamaninda olmayan Adlandirma Gelenegi 1908 Mesrutiyetinden sonra gündeme gelmistir. Cumhuriyet döneminde ise daha yayginlastirilmistir. Mesela yöreyle ilgisi olmayan isimler okullara, cadde ve sokaklara verilmistir. Kirklareli'yle ilgisi olmayan kisilerin okullara, suraya buraya adlari verilmis ve bu rastgele adlandirmalar sonradan arastirma ve tartisma konulari olmustur. Sözgelimi, Ahmet Mithat Efendi'nin, Ziya Gökalp Bey'in, Sair Tevfik Fikret'in, Sungurbey'in, Karahidir'in, Kocahidir'in Kirklareli ile hiçbir ilgisi yoktur. Rauf Denktas'in Kirklareli sehri ile ne ilgisi vardir? Okullarda ögretmenler çocuklara mahallenizin, okulunuzun, sokaginizin adini arastirin demis olsalar bu çocuklar verilen isimlerin yasadiklari yerle ilgisini anlamakta güçlük çekerler. Nitekim bu tür olaylar yasanmaktadir. Örnegin, ögrenci, "Ögretmenim arastirdik, Tevfik Fikret'in Kirklareli ile alakasini bulamadik" dese ögretmen buna her halde yanit vermekte zorlanir ve dese dese "Memleketin sairi oldugu için bu ad verilmis olabilir" diye sudan bir yanit vermis olur. Nitekim Ali Riza Dursunkaya'nin arastirmalarinda okumustum, romanci Ahmet Mithat Efendi'nin torunu dedesinin adini tasiyan bir okulun varligini duydugu için Kirklareli'ne gelmis, dedesinin Kirklareli ile ilgili baglantisini arastirmistir. Olay 1930'lu yillarin sonuna dogru geçmistir.
EFSANEDEN GERÇEÄzE KIRKLARELI kitabimizin bir yerine Türkiye'de yerlerin, okullarin, cadde ve sokaklarin isimlendirilmesi ile ilgili yönetmelik hakkinda bilgi vermistik.Buna göre bir okula, bir cadde, sokak ve meydana ad verilecekse bu ismin, bu sahsin orayla ilgisi olmasi dikkate alinmak zorundadir. Ayrica adlandirmalarda kisinin memleketine, halkina, insanliga yaptigi hizmetle, kazandigi san, seref ve mevki ile orantili olmasi gerekir. Bir yere, bir seye siradan insanlarin adlari verilmez. Geride mutlaka herkesin yararlanacagi, övünecegi, onur ve gurur duyacagi bir hizmeti, bir eseri olmasi gerekir. Bir zamanlar Kirklareli Belediye Meclisinin bir sokaga ADALET adini verdigini duymustum Sonra arastirdim sorusturdum ve ögrendim ki Belediye Meclisi üyelerinin çogunlugu Adalet Partili olduklari için sokaga bu adi vermislerdir. Bir Belediye Baskaninin da yada meclis üyelerinin ismine saygi duyduklari birinin adini bir caddeye verdikleri söylenmistir. Benim evin önünden geçen sokagin adi KARANFIL'dir. Ne ilgisi vardir diye arastirdigimda sokakta oturanlarin evlerinde Karanfil Saksisi bile bulamadim. Anlasiliyor ki rastgele bir isimlendirme yapilmistir.
Suraya gelmek istiyorum. Arastirmacilari ve yetisen kusaklari yaniltmamak için kentlerde, kasabalarda isimlendirmelerin yöreyle ilgisi olmasinda sayisiz yararlar vardir. Yerlere, yöre de yetismis ve ün salmis kisilerin adlarinin verilmesi yetisen kusaklar için bir övünç vesilesi olacaktir. Bilindigi ve tüm dünyaca kabul edildigi üzere ülkeler, kentler önce orada yetismis ünlü kisileriyle anilirlar. Fakat bize göre cadde ve sokaklarin numaralanmasi daha çagdas bir uygulamadir. Bazi yerlerde ve özellikle büyük kentlerde uygulama böyledir. Kirklareli'nde Proje Enflasyonunun yasandigi bir dönemde bir de bu konuda proje hazirlanmis olsa nasil olur acaba?
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol