AĞAÇ KÜTÜĞÜNÜ YASTIK YAPANLARIN HİKAYESİ

Rahmetli hocamız Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil'in 1948 yılında yazdığı "Köy Enstitüleri Üzerine Düşünceler" adında 30 sayfalık bir kitapçığı vardır. Köy Enstitülerini tanıtım amacı ile yazılmıştır. Bu kitapçığı Köy Enstitüsü çıkışlı İlköğretim Müfettişi rahmetli Ahmet Ünal'dan alıp okumuştum. Daha sonra Ahmet Ünal bu kitapçığın bende kalmasını istemiştir.
Cavit Orhan Tütengil bu kitabı Köy Enstitülerinin yapısal ve bünyesel değişikliğe uğramaya başladıkları zaman yazmış. Kitapçıkta yer alan bilgilere göre Köy Enstitüleri köye öğretmen ihtiyacından doğmuştur. Ünlü eğitimci Halil Fırat Kanad, Köy Enstitüsü fikrinin kendisinin yazdığı bir yazıdan doğduğunu söylemektedir. Tütengil ise Köy Enstitülerini "Türkiye, köy ve köylü temeli üzerine kurulu bir memleket" oluşuna bağlamaktadır. Ancak yaparak, yaşayarak öğrenme Amerikalı kadın pedagog Köy Enstitülerini ziyareti sonrasında şunları söylemiştir:
"Görüyorum ki siz bu Köy Enstitülerinde Amerika'nın meşhur pedagogu (yani eğitimbilimcisi) J. Dewey'in fikirlerini gerçekleştirmek yolunda ileri bir adım atmış bulunuyorsunuz."
  “Gerçektende Köy Enstitüleri Amerika'nın ünlü pedagogu J. Dewey ile büyük Alman eğitimbilimcisi Kerşeheneteiner'in iş prensibinden geniş miktarda ilham alınmıştır. Fakat ilk hareket noktasını memleketin toprağı ve insanı teşkil etmiş, böylece bizi ifade eden müesseseye (Köy Enstitülerine) verilmiştir. Enstitülerin kuruluşunu zorlayan sebepse bir yazı serisi değil, içtimai hadiselerin kaçınılmaz akışı olmuştur.”
  Cavit Orhan Tütengil demek istiyor ki Türkiye'de kurulan Köy Enstitüleri bir ihtiyaçtan doğmuştur. Köy Enstitüleri fikri Amerikalı ve Alman Eğitimbilimcilerin fikirlerinden ilham alınarak Türkiye'de kurulmuşlardır. "Köy  Enstitüleri 1940 yılında ele alınmışlardır. Köy Enstitüleri ile Türkiye'nin temel sorunlarından olan KÖY DAVASI çözüme kavuşacaktır. Öyle düşünülmüştür. Eğitim üretime katkı sağlayacaktır. Köy çocukları 5 yıl gördükleri eğitimle öğretimden sonra öğretmen olarak köylere gidecekler, öğrendikleri meslekleri ile köylüye yardımcı olacaklardır. Köy Enstitülü öğretmenlerin öğretmenlikleri ile beraber Marangozluk, Demircilik, Duvar ustalığı, Sağlık Memurluğu gibi yardımcı meslekleri vardı. Mesela ben bir Köy Enstitülüyüm, öğretmenliğimin dışında aynı zamanda duvar ustasıyım. Değerli hocamıza göre eğitimde ilk defa köyden, köyün gerçeklerinden ve ihtiyaçlarından hareket edilmiştir. Köy ve Köylü her yönüyle ele alınmış, Köy Davası ülkenin bir numaralı sorunu olarak gündeme gelmiştir. Ancak ne var ki dünyanın takdir ettiği bu okullar yani Köy enstitüleri ülkemizde anlaşılamamışlardır. Bu yüzden de 1050 yılında kapatılmışlardır. Kapatanlar köyü ve köylüyü karanlıkta bırakmışlardır, CEHALETE teslim etmişlerdir. Köylü bu olayın kendisi aleyhinde olduğunu anlamamıştır. Şuraya gelmek istiyorum:
Cebinde kağıt ve kalem olmayan, sorusu bulunmayan insanların kendilerini gerilikten, yoksulluktan kurtardıkları görülmemiştir. 1950'de kapatılan Köy Enstitüleri, Halk Evleri, Halkodaları Cavit Orhan Tütengil hocamızın dediği gibi Köy Enstitüleri halk için başlamış en hayırlı işti.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol