AÇILIM SAÇILIM DERKEN

Açilim saçilim deniyor ya aylardir. Gerçekten içerigi hakkinda halkin, basinin, muhalefetin pek bilgilendirilmedigi bir fasil.

Kürt irkindan insanlarin bir takim haklari var sayilarak, onlarin gönlü edilecek anlasildigi kadariyla.

Iyi de…

Orada yillardir, cumhuriyetin kurulusundan önce de sonra da yasanan bir takim aci gerçekler var. Nedir?

Siyasal haklar verilecek mantigi önümüzde.

Gerçekten bu insanlarin siyasal haklari yok mudur? Kürt asilli insanlar Cumhurbaskani olamiyor mu Türkiye Cumhuriyeti'nde? Oy kullanamiyorlar mi? Aday olamiyorlar mi? Milletvekili, Bakan, Meclis Baskani hatta Basbakan olamiyorlar mi, Belediye Meclis üyesi, Belediye Baskani olamiyorlar mi, General, Jandarma Genel Komutani, büyük rütbeli subay, emniyet amiri, polis, mal müdürü, genel müdür, rektör, profesör, doçent, okul müdürü…

Neyi olamiyorlar, birileri bir söylese de ögrensek.

Türk veya bilmem ne asilli bayan oy kullanabiliyor da Kürt asilli bayan kullanamiyor mu?

Peki o zaman bu açiklanmayan paketin içinde neler var acaba?

Düsün tasin, aslina varamiyor insan.

Acaba, Dogu ve Güneydogu'da agalik sistemi mi sorgulanacak? Basta Kürt insani olmak üzere, Dogu ve Güneydogu'da asil agalik sisteminden çekmiyor mu bu halk? Toprak agasinin kulu kölesi degiller midir? Yasar Kemal'in Ince Memet romaninda islenen konu bu degil mi? Yilmaz Güney'in "Boynu Bükük Öldüler" romaninda ayrica ve daha nicelerinde. O romanlar yazilali onlarca yil oldu. Yil 2009. Böylesi elle tutulur sorun ortada dururken, neyi yeniden kesfe çabaliyoruz? Oradaki insanlar aganin köleliginden çikarilarak vatandas statüsüne mi geçirilecek yeni açilim paketi dogrultusunda? Bu ise, bir feodal Kürt beyi olan DTP Esbaskani Baskani Ahmet Türk'ün görkemli varidatindan mi baslanacak?

Orada yasayan köylülere Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman basarilamayan toprak dagitimi saglanacak mi?

Kürt halkinin vazgeçilmezi olan töre cinayetlerinin, kan davasinin çözümü için bir hamle mi yapilacak?

Kiz çocuklarinin okumasi, okutulmasi, okutulmazsa yaptirim uygulanmasi…

O vatandaslarimizi yesil kart, çocuk parasi, çiftçilik yardimi, erzak yardimi gibi seylerle oyalayarak miskinlige alistirmaktan vazgeçilerek bu kaynaklar yöreye yatirim olarak yönlendirilse…

Bu yörenin insani dogdugu topraklari terk edip sagda solda atilarak umut pesinde harap olmasa…

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 38 Kürt isyani çiktigi, bunlarin hepsinin feodal Kürt sistemini devam ettirmek için çikarildigi ve ülkeye, topluma ne kadar zarar verdigi ortada. 1925'te Seyh Sait Isyani, belleklere kara bir sayfa olarak kazinmistir. Her ne kadar son kongrede basbakan, Seyh Sait'ten minnetle, sükranla söz etse de ve genel kurul salonundaki topluluktan çilginca bir alkisli destek alsa da… Türkiye Cumhuriyeti devletinin kara bir sayfasi yazilmistir o sira.

1999'da Apo teslim edilmistir de karsiliginda ne gibi bedel ödenmistir veya ödenecektir?

1930'lu yillarda Dersim Isyani yasanmistir. Sürgünler, yikimlar… Birileri bir takim oyunlar oynamanin sevdasini sürdürürken, halk çekmistir ceremesini.

Devlet, bu yöreye ulasip yol, köprü, telefon, haberlesme, egitim-ögretim ve can güvenligi saglamaya çalisirken, devletin fiziksel olarak oralarda var olmasi saglanirken, agalik sistemini yerinden sarstigi için agalar tarafindan önce telefon-telgraf direklerinin yikildigi, köprülerin uçurulup okullarin ve jandarma karakollarinin yakildigi animsanirsa...

O zaman Ingiliz destekli, Fransiz destekli yaptirilan bu islevin, bugün kimin eliyle yaptirildigi da ortadadir. Arife tarif gerekmez.

Hadi bakalim. Açilim, saçilim derken nerelere dayanacak sonucu!

Birilerine batacaktir sonucu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol