7 Temmuz'a hazir miyiz?

Ülke genelinde "Kamu Binalari, Kamuya Açik Alanlar ve Toplu Tasima Araçlarinin Özürlülerin Kullanimina Uygun Duruma Getirilmesi" ile ilgili Basbakanlik Genelgesi ile 2005 yilinda verilen süre 7 Temmuz 2012'de doluyor. Bu süre zarfinda söz konusu alanlarin özürlülerin kullanimina uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda en büyük sorumluluk ise basta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruslarina düsüyor. Sokaklardan, binalara kadar sosyal yasamin var oldugu her yerin özürlülerinde engellerle karsilasmadan kullanabilecegi standartlarda yapilmasi ve düzenlenmesi gerekiyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Il Müdürlügü tarafindan Il Milli Egitim Müdürlügü Toplanti Salonu'nda düzenlenen "Ulasilabilirlik Eylem Plani ve Belediyelere Düsen Yükümlülükler" konulu sunum kaymakam, il müdürleri, daire müdürleri ve belediyelere yönelik olarak gerçeklesti.

 Konuya iliskin sunumu Aile ve Sosyal Politikalar Il Müdürü Mihriban Arslan Büyük yapti. Büyük, özürlülerinde engellerle karsilasmadan sosyal hayat içinde var olabilecegi toplumsal alanlarin nasil olmasi gerektigi, yapilan hatalar, olmasi gerekenler ve olmamasi gerekenleri anlatti.

Bir gün engelli olabilecegimizi unutuyoruz

Büyük'ün sunumu öncesi toplantiya katilan Vali Yardimcisi Taceddin Özeren bir açilis konusmasi yapti. Özürlü vatandaslarin sosyal hayattan kopmamalari için basta devlet olmak üzere merkezi ve mahalli idare kuruluslarinin yapmasi gerekenler bulundugunu belirterek konusmasina baslayan Vali Yardimcisi Özeren, engelli vatandaslarin nüfusunun hiçte azimsanmayacak oranda oldugunu vurgulayarak herkesin bir gün özürlü olabilecegini unutmamasi gerektigine isaret etti. Özeren, "Özürlü vatandaslarimizin sosyal hayatlarini, gündelik hayatlarini daha rahat geçirebilmesi, sosyal hayattan kopmamalari için bizim devlet olarak gerek merkezi idare kuruluslari gerekse mahalli idare kuruluslari olarak yapmamiz gereken çalismalar, almamiz gereken tedbirler var. Konu insanlik için önemli oldugu gibi ülkemiz açisindan da çok büyük önem arz ediyor. Çünkü engelli vatandaslarimizin sayisi hiçte küçümsenmeyecek sayida. Göz ardi edilemeyecek kadar fazla. Bu bizim toplumumuzun bir gerçegi. Önemli bir miktarda özürlü engelli vatandasimiz var. Fakat maalesef çogu zaman bizler bir gün engelli olabilecegimizi unutarak engelli olan vatandaslarimizi ihmal ediyor, onlari umursamiyoruz. Sorunlarina karsi duyarsiz kaliyoruz. Ama bizim devlet olarak herkese kamu hizmetini esit ölçüde götürmemiz gerekiyor. O vatandaslarimizin da gündelik hayatta karsilasacaklari sikintilari gidermemiz, ilgili tedbirleri almamiz gerekiyor. Onlarin yasamlarini kolaylastirici çalismalari yapmamiz gerekiyor" dedi.

"Ulasilabilirlik Eylem Plani ve Belediyelere Düsen Yükümlülükler"

"Ulasilabilirlik Eylem Plani ve Belediyelere Düsen Yükümlülükler" konulu sunumuna Basbakanligin 2005 yilinda engelli ve özürlülere yönelik çikardigi "Kamu Binalari, Kamu Açik Alanlari ve Toplu Tasima Araçlarinin Özürlülerin Kullanimina Uygun Duruma Getirilmesi" genelgesini animsatarak baslayan Aile ve Sosyal Politikalar Il Müdürü Mihriban Arslan Büyük, Genelge ile verilen 7 yillik sürenin 7 Temmuz 2012'de dolacagini belirtti.

2002 yili verileri ile Türkiye'de 8.5 milyon özürlü oldugunu kaydeden Büyük, egitim saglik, rehabilitasyon hizmetlerin faydalanma, istihdam edilme ve sosyal kültürel etkinliklere katilmanin temel insan haklarinin yani sira toplumsal yasama dahil olmanin en temel gerekliliklerinden olduguna isaret etti. Yasamin tüm alanlarinda yer almak için bu hizmet alanlarina ulasmak ve bu alanlardaki hizmetleri kullanabilmek için ulasilabilir olmasinin gerektigine dikkat çeken Büyük, "Ulasilabilirlik temel bir insan hakki olmasinin yaninda insanlarin sosyal ve ekonomik faaliyetlere katilmalarini saglar. Kentlerde bunun için insa edilmektedir. Herkes yasam içinde bagimsiz olarak hareket edebilme hakkina sahiptir. Ulasilabilir yapili çevre düzenlemeleri yapilmali ve herkes evinden çikabilmeli, kaldirimda hareket edebilmeli, toplu tasima araçlarina binebilmeli, okula, hastaneye, alisveris merkezlerine gidebilmelidir" diye konustu.

Ulasilabilirlik yalnizca özürlüler için degil herkes için gereklidir

Ulasilabilirligi degerlendirirken iki temel erisimi göz önünde bulundurduklarini belirterek birincisi fiziksel çevreye, ikincisi ise bilgi ve mesaja ulasabilmek oldugunu anlatan Büyük, engelsiz yasam çevrelerinin her özür gurubunun gereksinimlerini karsilayabilecek sekilde olusturulmasi gerektigini kaydetti. Ulasilabilirligin yalnizca özürlüler için degil herkes için gerekli oldugunu belirten Büyük, "Sokaklar, binalar, ulasim araçlari sadece özürlü olmayanlar için yapilmamali, özürlüler de dahil olmak üzere herkesin ulasabilirligine uygun biçimde düzenlenmelidir. Bu temel bir çagdaslik göstergesidir. Ulasilabilirlik açisindan özürlülük ve engellilik arasinda fark bulunmaktadir. Engellilik özürlü kisiler ile bunlarin çevreleri arasindaki bir iliski sonucu yani toplumsal faktörlerle ortaya çikar. Özür ile engel arasindaki farka örnek olarak yogun bir trafik akisinin oldugu yolda yaya geçidi yoksa özürlü olmayanlarda karsiya geçemez ve engelli hale gelir. Özürlü de ise tekerlekli sandalye kullanan kisi hemzemin veya yaya geçidinden kolaylikla karsiya geçebilecekken üst geçitteki basamaklarla karsilastiginda engelli hale gelir. Sonuç olarak özürlü insanlar, yürüyebilen, mükemmel duyma ve isitmeye sahip, net konusabilen ve zeka olarak hünerli olan insanlarin ihtiyaçlarina uyarlanmis bir toplum tarafindan engelli duruma getirilmektedir. Ülkemizde yapili çevreyi özürlü kisilere engelli hale getiren pek çok engel bulunmaktadir. Özürlüler bu engel nedeniyle var olan tüm halka sunulan hizmetlere ulasmada sorunlarla karsi karsiya kalmaktadirlar. Bu sorunlar özürlü kisilerin oturduklari konutlarindan baslamakta açik alanlarda da devam etmektedir. Bu alanlarda bulunan engellerin ortadan kaldirilarak yasamin kolaylastirilmasi için gereken çalismalarin yapilmasi özürlüler için hayati önem tasimaktadir. Tekerlekli sandalye kullanan bir kisi evden çikip kaymakamlik binasina gitmek istediginde evinden çikabilmeli, kaldirimi kullanabilmeli, karsidan karsiya geçebilmeli, toplu tasimayi kullanabilmelidir ve kullanmak istedigi binaya da girebilmelidir. Bu süreçte ulasilabilir olmayan bir düzenleme ile karsilasildiginda özürlü kisiler diger bütün kullanimlar ulasilabilir olsa bile kullanmak istedigi kamu binasina ulasamadigi için burayi kullanamayacaktir" seklinde konustu.

Yapili çevrede bulunan engellere örnekler veren Büyük, kaldirim ve bina girislerinde kullanilan kaygan yer kaplama malzemesi basta özürlüler olmak üzere herkesin kayarak kaza geçirmesine neden olabilecegini, düzgün biçimde uygulanmayan yer kaplama malzemesinin hareketliligi güçlestirebilecegini dile getirdi. Yine standartlara uygun olmayan yükseklikteki kaldirimlara çikip, inebilmenin çocuklar ve özürlüler için mümkün olmadagini vurgulayan Büyük, döseme kaplamasi bozulmus bir yaya yolu, yaya yolunda gereksiz biçimde olusturulmus kot farklari, kot farki bulunan logar kapaklari, kaldirimlara yerlestirilen çesitli direkler ve telefon, elektrik gibi hizmet kutulari ile standartlara uygun olmayan kaldirim rampalarini özürlüler için engellere örnek göstererek pek çok eksik bulundugunu ifade etti. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol