39. MARÇEP Kirklareli'nde olsun

Marmara Çevre Platformu (MARÇEP)’nun son aylarda Trakya’da birbiri ardina düzenledigi ve önemli isimlerin istirak ettigi toplantilarda, 1/100 bin ile 1/25 binlik planlar masaya yatirildi. Geçtigimiz haftalarda 37. toplanti Edirne’nin Havsa Ilçesi’nde, 38. toplantida geçtigimiz Cumartesi günü Tekirdag’in Çorlu Ilçesi’nde gerçeklestirildi. 39. toplantinin da Kirklareli’nde yapilmasi, en büyük beklentiler arasinda girdi.  BATOÇ-SEN (Bagimsiz Tarim Orman Çalisanlari Sendikasi) Genel Teskilatlandirma Sekreteri Göksal Çidem, bu konuyla ilgili olarakl bir basin açiklamasi yayimladi. Çidem,  sendika olarak bu toplanti için destek verebileceklerini kaydederek, Kirklareli’^ndeki sivil toplum kuruluslarina da çagri yapti ve sunlari söyledi:
TEMA’ya büyük 
görevler düsüyor
“Son zamanlarda bölgemizde çevre adina bir çok etkinlik ve toplanti düzenleniyor. Bu organizasyonlar, resmi makamlarin yani sira Sivil Toplum Örgütleri’nce de destekleniyor. Bunlarin basinda ise en dikkat çekici olanlari TEMA ve MARÇEP’in aktiviteleri.
TEMA 2 Aralik’ta baslayan Erozyonla Mücadele Haftasi kapsaminda ‘Bereketli Topraklar Yasam Üretir’ slogani ile düzenledigi etkinlikte ‘Topraga Saygi’ yürüyüsü ve ‘Tarim Arazilerine  Birlikte Sahip Çikiyoruz’ isimli 2 farkli etkinlige imza atti.
Kampanyalar kagit üzerinde kalmamali
Özellikle imza kampanyasi baslatan TEMA, yöremizde tarim, orman ve çevre adina yasanan olumsuzluklari bir an önce kamuoyuna duyurmali ve dikkat çekmelidir. Yürütülen kampanyalarin günübirlik olmasi ve kagit üzerinde kalmasi, gelecek adina büyük bir kayip olacaktir. Bu kayiplardan da bu kampanyayi düzenleyen, imza atan ve tarim arazilerine sahip çikmayan herkes sorumlu olacaktir. 
38. MARÇEP Bölge Toplantisi ‘Trakya Topragina ve Gelecegine Sahip Çikiyor’ sloganiyla Tekirdag’in Çorlu Ilçesi’nde yapildi. Bölgemizde bunun gibi bir çok toplanti yapiliyor. Havsa’nin Necatiye ve Lüleburgaz’in Ovacik Köyü’nde yapilanlar da bunlara örnektir. Trakya bölgesinde tarim arazileri üzerinde paydaslarin görüsleri alinmadan planlama yapildigini biliyor ve bu yüzdendir ki gelecegimiz adina endise duyuyoruz. Endiselerin giderilmesi için Hukuk ve Bilim adamlarinin katilimiyla MARÇEP tarafindan yapilan bu toplantilarin 39. Bölge toplantisinin ilimizde bir an önce gerçeklestirilmesi ve planlarin tartisilmasi gerekiyor. Burada yasayan insanlarin bugünü ve gelecekleri için yapilan planlardan bilgi sahibi olmaya haklari vardir. Ilimizdeki STK’larin öncelikli gündemi bu olmalidir. BATOÇ-SEN olarak Kirklareli’nde ivedilikle yapilmasi gerektigine inandigimiz MARÇEP 39. Bölge toplantisina katilim ve destek saglamaya haziriz.
Neden ivedilikle 
yapilmalidir?
Karari verecek olan seçilmisler kendilerinin siyasi gelecek kaygilari ile degil, bölgenin, bölge insaninin gelecek kaygilari ile hareket edip, yerel paydaslarin katiliminin saglanacagi ve tartisilacagi toplantilarla kalici ve saglikli çözümlerin zemini hazirlanacaktir. Yerelde yasayan paydaslarin görüslerine yer verilmeyen planlar ne kadar hukuki ve insani olabilir?
Böyle bir ortamda Sivil Toplum Kuruluslari dogru çalisarak yereldeki paydaslarin bilgilendirilmesini saglamalidir. Hukuk ve Bilim insanlari davet edilerek konular toplum önünde aleni tartisilmalidir. Topluma kapali yapilan toplantilar yerelde yasayanlari yok saymaktadir. Yerelde yasayan insanlarin görüsleri alinmadan grup kararlari alinarak paydaslar hakkinda karar verenler gelecekte yasanacak olumsuzluklari yöre insanimiza nasil izah edeceklerini düsünmelidirler. Bizler sanayiye karsi degiliz. Çevreyi tahrip etmeyecekse neden karsi olunsun ki? Yillar önce Trakya’ya gelen sanayinin durumu ortada. Yer alti ve yer üstü su kaynaklarimiz ve mutlak tarim arazilerimiz  plansiz bir sekilde israf edilmis, kirletilmis ve yok edilmistir. OSB’lerde mevcut bos alanlar varken plansiz bir sekilde mutlak tarim arazileri üzerinde hem de kilometrelerce fabrikalar tesis edilmis hem topragimiz kaybolmus, hem de havamiz ve suyumuz kirletilmistir. Öncelikle çevreye zarar veren mevcut sanayi, insan ve çevre sagligi açisindan düzenlenmelidir. Oysa yöremiz eko turizm açisindan bulunmaz güzellikte bir yerdedir. Ormanlarimiz, derelerimiz, denizimiz ve tarihi mekanlarimizin yani sira 8400 yildir tarim yapilan arazilerimiz var. Bir kismi yok edilmis olsa da çok geç olmadan elimizde kalanlari korumak için kalkinma modelleri gelistirilmelidir. Yayla evleri neden bir Beypazari, Safranbolu gibi olmasin?
Yapilan planlar ile bölgemize göçler planlanmakta. Bölgeye göç planlamaktansa mevcut sorunlari çözebilmek öncelikli olmalidir. Göç planlayanlara soruyoruz. Bölgenin tarimsal, tarihsel, kültürel, turistik, toplumsal kimligin korumasi ve gelistirilmesi planlanan göçle saglanacak mi? Saglanacaksa bu nasil olacak? Göç sosyal, kültürel ve çevresel yasantimizi degistirecektir. Yeni sorunlariyla birlikte  gelecektir.
Mevcut sorunlari çözmeden, ormanlarda çimento fabrikalari, tas ocaklari kurulmusken, tarim alanlarina yollar yapilirken, tarlalar hafriyat sahalarina dönmüsken, Ergene’den zehir akarken, yer alti kaynak sulari yüzlerce metre asagi çekilmisken, yeniden bu topraklar üzerine sanayi kurulmasini ve bununla gelecek olan göçü kim nasil izah edebilir?”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol