27 MILYON INSAN ÇALISMADAN YIYORSA ORADA BIR SEY VAR DEMEKTIR

"Bir elin nesi var iki elin sesi var" derler. Eve bir kisinin ekmek getirmesi ile iki kisinin getirmesi, bir kisinin yerine iki kisinin çalismasi elbet ekonomik ve kalkinma açisindan farkli seylerdir. Bugün Türkiye 70 milyonun üstünde bir nüfusa sahiptir. Bu nüfusun 52 milyonu çalisma çagindadir.
Bastarafi Sayfa 1
Ancak ne var ki Türkiye bunlarin sadece 25 milyonunu çalistirabilmekte, bu kadarina is bulabilmektedir. 27 milyon insan ise çalismadan yemektedir. süphesiz bunlar çalisanlarin cebinden, çalisanlarin sofrasindan, ambarindan yiyen insanlardir. Tabii onlar çalismadiklari için suçlu degildirler. Onlara is alanlari açmamak, açamamak hükümetlerin, devletin suçudur. Çünkü çalismayan, çalisamayan insan devletin, ailenin sirtinda bir yüktür. Çalisanlarin lokmasini paylasmaktadir.
Düsünün, bugün ülkemizde 27 milyon insan çalismiyor, hazir yiyor. Böyle bir ülkenin ekonomisi elbet saglikli degildir. Böyle bir ülke elbet kalkinamaz, geliri giderine yetmez, yetisemez. Zira orada hazir beslenenler vardir.
Türkiye istatistik Kurumunun arastirmalarina göre hazirlanan bir raporda yer alan bu bilgiler isiginda ortaya çikan aci gerçek 15 yasin üstünde olan 27 milyon insan hem çalismiyor ve hem de is aramiyor. Ancak hemen belirtelim ki bu 27 milyon çalismayanin 13 milyonu ev kadinidir. Onlar Ev isleri ile mesgûl olduklarini söylemektedirler. Çalismayanlarin iki milyona yakini ise is aramiyorlar ama is verildiginde, is bulduklarinda hemen çalismaya hazir olduklarini söylemektedirler. Bu arada ek bir bilgi daha verelim, Türkiye'de çalisamaz halde 3 milyondan fazla insan bulunmaktadir.
Bir ülke çalisan insanlarinin omuzlari üstünde kalkinir. Çesitli nedenlerle çalismayan, çalisamayan, is bulamayan insanlari is alanlarina sokmanin elbet yatirima bagli oldugunu bilmeyen yoktur. Ekonomide ve istihdamda devletçi politikayi birakip serbest ekonomi piyasasina geçildikten sonra Türkiye insanlarina is bulmada zorlanmaya baslamistir. Bu arada bankalarin hortumlanmasi, ekonomik krizin meydana gelmesi issizligi artirmistir. Özel Sektör kapilarina yigilan issizler, yoksullar is bulurlarsa bunun için bir fatura ödemektedirler. Örnegin sigortasiz çalismaya razi olmaktadirlar. Girdi çikti yapilmasina boyun egmektedirler. isverenin gecikmeli ödemelerini sessiz karsilamaktadirlar. Yani issiz insan fedakarliga hazir insandir. Ülkemizde issizlerin bu durumu istismar konusudur.
Türkiye issizligi yenebilecek midir? Uzun vadede böyle bir ihtimal görülmemektedir. Belki issizler ordusu daha da artacaktir. Çünkü tarim kesiminde açiga çikan, çiftçiligi birakan insanlar giderek çogalmaktadir. Zaten AB de bunu istemektedir. Çiftçilik yapan insan sayisinin büyük ölçüde baska alanlara kaydirilmasini sart kosmaktadir.
Özetle, ülkemizde egitimli egitimsiz hemen çalismaya hazir 4-5 milyon insan vardir ki bunlar issiz güçsüz kalmanin erezyonu içersinde, ümitsiz bir bekleyisin hasretiyle yasamaktadirlar.
suraya gelmek istiyorum. Türkiye'nin sorunlari ele alinmamis, arkaya itilmis yada ertelenmis sorunlardir. Halk bu sorunlarla yasamakta, onlarin altinda ezilmis bulunmaktadir. Ülkeyi yönetenler nedense köklü sorunlari çözmekten kaçinmaktadirlar. Her halde bu sorunlarin çözümü bir fatura ödemeyi gerekli kilmaktadir. Bir takim gruplar, kesimler bunlardan rahatsiz olacaklardir. Bu vesileyle sunu da söylemek gerekir ki VATAN bizden sikayetçidir. Vatani güldürmek yerine aglatmaktayiz. Oysa Vatan gülmelidir, vatan saglikli büyümelidir, vatan güçlü ve gürbüz olmalidir. Çatisi çökmekte olan bir evde yasayanlar rahat degildir. O zaman çatiya bakmak, temelleri kontrol etmek, temeller saglamsa hizla çatiyi onarima gitmek lazimdir. Osmanli, çatisi, temelleri çöktügü için yikildi. Atatürk, Yeni Türkiye'yi bu yikinti üzerine degil, tamamen saglam bir zemin üzerine çagdas bir yapi olarak kurmustur. iç ve dis düsmanlar bu nedenle Türkiye'yi uzun vadede yipratma yoluna girmislerdir. Tehlikenin farkina varmaliyiz, uyanik olmaliyiz, Su uyur Düsman Uyumaz sözünü unutmamaliyiz.