Egitim- Sen Kirklareli Subesi haklarini aramaya devam ediyor. Bu kapsamda Kamu Emekçileri Sendikalari Konfederasyonu (KESK) önderliginde 25 Kasim'da son yillarin en büyük grevlerinden birisi yapilacak. Dün saat 17:30'da Egitim- Sen Kirklareli Subesi'nde gerçeklestirilen basin toplantisinda yapilan haksizliklar sonucu 25 Kasim tarihinde yapilacak olan grev resmen açiklanmis oldu. Yapilan basin toplantisinda KESK MYK Üyesi Hüseyin Gölpinar, Egitim- Sen MYK Üyesi Serpil Açil Özer, ESM MYK Üyesi Saim Güzel ve Egitim- Sen Kirklareli Sube Baskani Yessari Demiraslan divan olarak bulunurken, toplantiya Egitim- Sen Sube Sekreteri Seyfi Meriç, Egitim- Sen Mali Sekreteri Suat Çetik, Egitim- Sen Örgütlenme Sekreteri H. Cevahir Özdogan Kursun ve SES Basin Yayin Sekreteri Kadir Demir katildi.
KESK MYK Üyesi Hüseyin Gölpinar tarafindan yapilan yazili basin açiklamasinda sunlar kaydedildi; "Türkiye'de isler yolunda gitmiyor. Bir yanda kriz nedeniyle isinden gücünden olan milyonlar var, diger yanda krizi bahane edip kamu kaynaklarindan tesvik üzerine tesvik alanlar var. Bir yanda özgürlük esitlik, baris ve demokrasi talebiyle haykiran milyonlar var; diger yanda otoriteler, devletçi, baskici gelenegin sürmesini isteyen yetkililer var. Bir yanda cezaevlerinde ölüme terk edilmis insanlarimiz var, diger yanda nezle olsa cezaevinden lüks hastane odalarina sevk edilen çeteciler var. Bir yanda açlik, yoksulluk, sefalet var, diger yanda kar hirsiyla en temel, en insani alanlari piyasalastirmaya çalisan bir avuç asalak var. Bir yanda ülkenin temel sorunlarinin çözümünü bekleyen, baris isteyen milyonlar var, diger yanda hala savastan medet uman, kardesligimize kasteden bir avuç irkçi soven var.
Türkiye'de isler yolunda gitmiyor. Küresel krizin bir yilini geride biraktik. Kriz nedeniyle isinde olmuslarin sayisi 1.5 milyona ulasti. Iyi kötü bir isi olanlarin %90'i yoksulluk, %60'iaçlik sinirinin altinda bir ücretle çalisiyor. Hiçbir alanda dünyada ilk üçe giremeyen ülke, konu issizlik olunca dünyanin en çok issizi olan üçüncü ülkesi oluyor. Konu gelir dagiliminda adaletsizlik olunca yine dünya rekoruna aday oluyor. Halki, yoksullari, emekçileri krizin etkisi altinda ezilirken, bu ilke bu sorunlara karsi duyarsiz, gözünü emekçilerin kaynaklarina dikmis, sirtini küresel kapitalizme dayamis bir siyasal iktidar tarafindan yönetiliyor.
Üstelik mahkum edildigimiz bu karanlik tablo karsisinda halkin, emekçilerin hak arama imkanlari daraltiliyor. Emekçilerin kazanismis haklari bile bir bir budaniyor. Insanca bir emeklilik, insana yakisir bir saglik hizmeti emekçiler için hayal haline getiriliyor.
Taseronlastirma, esnek çalistirma, kamuda sözlesmeli çalistirma uygulamalari sonucu hem emekçiler parçalaniyor hem de esit ise esit ücret ilkesi ayaklar altina aliniyor. Emekçiler sadece yoksulluga, açliga degil, örgütsüzlüge de mahkum ediliyor.
KESK olarak buradan sesleniyoruz: emekçilerin kendi örgütlü güçlerinden baska güvenecekleri bir güç yoktur. Dünyanin her yerinde sadece örgütlenen emekçiler haklarini almislardir. Bunlarin basinda toplu sözlesme yapma hakki gelir, grev hakki gelir. Bu haklari olmayan emekçilerin kaderi sermayenin iki dudagi arasinda kalir.
KESK olarak yillardir bunu vurguluyoruz. Toplu sözlesme haklarimizin gasp edilmesine bu nedenle sesimizi yükseltiyoruz. 15 Agustos'ta siyasi iktidar sendikalari toplu görüsmelere çagirdiginda oraya gittik ve bu görüsümüzü ortaya koyduk. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi Büyük Dairesi'nin karariyla artik içtihat haline gelen toplu sözlesme hakkimizi hatirlattik. Toplu görüsmeden vazgeçin toplu sözlesme yapalim dedik. Hükümete Anayasa'nin 90. maddesini çigniyorsunuz, hukuksuzluk yapiyorsunuz dedik. Sadece orada degil, her zeminde, isyerlerinde, alanlarda, sokaklarda toplu sözlesme hakkimizi savunduk. TIS yoksa grev var! Diye haykirdik. Ancak siyasi iktidar inadindan caymadi. Hem toplu sözlesme hakkimizi çignedi, hem de ulufe dagitir gibi önerdigi %2.5+%2.5'luk ücret zammi önerisiyle emekçilerin onurunu kirdi.
Siyasi iktidar bize grev'den, üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan baska bir yol birakmamistir. KESK olarak 25 Kasim'da 1 günlük bir uyari grevi karari almis bulunmaktayiz. Bu kararda ortaklasmak için kamu alanindaki bizim disimizdaki iki konfederasyonla da görüstük. KAMU-SEN'le 25 Kasim'da uyari grevinde isyerlerinde ortaklasma karari aldik. Bu süreçte emek ve meslek örgütleriyle temasimizi sürdürüyoruz.
25 Kasim'da Türkiye'de kamu hizmetler, duracak. Uçaklar havalanmayacak, trenler, vapurlar çalismayacak. Acil servisler disinda saglik hizmeti duracak. Vergi toplanmayacak, belediye hizmetleri duracak.
Bugün, 25 Kasim uyari grevinin hazirliklari için buradayiz. Il il, sube sube gezerel grevi örgütleyecegiz. Isyeri isyeri dolasarak grevi anlatacagiz. Gittigimiz her ilde emek ve meslke örgütlerinin, emekten ve demokrasiden yana olan herkesin kapisini çalacagiz, dayanisma talep edecegiz.
Bugün demokrasi güçlerini, emek ve meslek örgütlerini, emekten, demokrasiden ve baristan yana olan herkesi; issizleri, emeklileri, bütün kriz magdurlarini, kadinlari, çiftçileri, gençleri 25 Kasim grevimize omuz vermeye çagiriyoruz.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Toplu sözlesme hakkimizi çignemekten vazgeçin. Bugün hemen toplu sözlesme masasina oturmak için hiçbir yasal engele yoktur.ç Vakit hala geç degildir. Ülkenin çalisma barisini bozan sendika yasalarindan vazgeçin. Krizin bedelini emekçilere ödetecek politikalarinizi terk edin .
Emek karsiti politikalarinizda inat ederseniz, bilin ki 25 Kasim emekçilerin bu politikalara direnisinin yeni bir baslangici olacaktir."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol