Büyük gelismelere gebe bir yila giriyoruz. Artan gerilimler, keskinlesen çelismeler, toplumsal fay hatlarinda yogunlasan enerji; 2010 yilinda simdiye kadar asina oldugumuz türden çatismalarin ötesinde gelismelere tanik olacagimizin isaretleridir.
Bu öngörümüze dayanak olan verilere bakalim:
KRIZ VE MÜCADELE
1. Ekonomik kriz derinlesiyor. 2010 yilinda ekonominin daha iyiye gidecegine dair hiçbir belirti yok. Tam tersine iktidar krizin yükünü emekçilerin sirtina yikmakta kararli görünüyor. Tekel isletmelerinin kapatilmasi ve çalisanlarin sefalet ücreti anlamina gelen 4-C kapsamina alinmasi, seker fabrikalarinin blok satisina devam edilmesi; dogalgaz, akaryakit ve elektrik basta olmak üzere hazirliklari tamamlanmis olan zamlar, Hükümetin izleyecegi politikanin ne oldugunu yeterince açikliyor.
Istanbul itfaiyesinin özellestirilmesi de gösteriyor ki mevcut iktidar sahiplerinin, insan hayatini ilgilendiren en hassas konulari bile bireysel menfaat konusu yapacak kadar gözleri dönmüstür. Derinlesen krize ve iktidar sahiplerinin halk düsmani politikalarina isçi sinifinin ve bir bütün olarak milletin bir cevabi olacaktir. Tekel isçileri ve itfaiyeciler bu cevabin ilk örneklerini verdiler. Türk-Is'in "sürekli eylem" karari, diger Emek Konfederasyonlarinin bu karara verdikleri destek, önümüzdeki günler ve aylarda siddetlenecek mücadelenin habercisidir.
Türkiye genel greve gidiyor.
KÜRT AÇILIMI
2. AKP Hükümeti'nin Kürt açiliminin bir felakete dönüsmekte oldugunu artik herkes hissetmekte ve görmektedir.
Aralik ayinda Güneydogu illerimizde ve büyük sehirlerin kimi semtlerinde sergilenen kalkisma provalari, geri dönülmez bir asamaya geldigimizi gösteriyor.
Türkiye'de etnik bogazlasma, Amerika ve Avrupa'nin ülkemizi etnik ayrimlar ve inanç farkliliklari temelinde bölme planlarinin olmazsa olmazidir. Cengiz Çandarlarin, Ahmet Altanlarin ve Yasemin Çongarlarin deyimiyle "artik macun tüpten çikmistir." Önümüzdeki aylarda, Nevroz'a dogru giderken, bütün ülkeyi kapsayacak Kürt sorunu eksenli sicak gelismeleri beklemek gerekir.
KIBRIS AÇILIMI
3. 18 Nisan'da Kibris'ta Cumhurbaskanligi seçimi yapilacak. Mehmet Ali Talat gidici. Oysa Batililarin AKP'nin önüne koydugu Kibris açilimi için Mehmet Ali Talat hayati bir rol oynamaktadir.
Dolaysiyla, Mehmet Ali Talat gitmeden önce "Kibris açilimi" kapsaminda önemli bir takim adimlarin atilmasi beklenmelidir. Türkiye'nin ulusal güçleri ve KKTC halkinin çogunlugu ise bu "açilim"a karsidir.
Kisacasi Kibris, önümüzdeki aylarda üzerinde çatismanin yogunlasacagi bir alandir.
ERMENI AÇILIMI
4. Obama önümüzdeki Nisan ayina kadar Türkiye'nin Ermeni açilimi konusunda adim atmasini beklediklerini söyledi. Aksi takdirde 24 Nisan'da "soykirim" tasarisinin Temsilciler Meclisi'ne getirilecegi tehdidi, Demokles'in kilici gibi Türkiye'nin basinda sallandiriliyor.
ABD'ye mecbur ve mahkum olan AKP, Ermeni açilimi konusunda önüne konan yol haritasini uygulamak için çirpiniyor ve tüm milletle arasindaki uçurum derinlesiyor.
ERGENEKON TERTIBI
5. Ergenekon tertibi, artik Türkiye'nin daha fazla tasiyamayacagi bir noktaya gelmistir.
TSK' ya yönelik "asimetrik psikolojik savas" her türlü ölçünün ötesine varmistir.
Tertiplere kurban edilen subaylarin sakaklarina dayadiklari namlular, bir yaniyla baskaldiridir, diger yaniyla bütün vicdanlari kanatan akil almaz bir zulmün ifadesidir. Islak imzali belgeler, krokiler, gömülü silahlar; bütün bu yalanlar tertibi sürdürmede artik ise yaramiyor. Her geçen gün tertipçiler, kamuoyunu yalanlarina ikna etmek veya en azindan kafalardaki süphelerin devam etmesini saglamak için daha büyük yalanlara ve tertiplere basvurmak ihtiyaci duyuyorlar.
Her gün yeni yalan, yeni tertip, yeni provokasyon ve üstelik daha büyük çapta olmak zorunda. Bu tablo büyük çatismalara, hesaplasmalara dogru gidildigini gösteriyor.
Türk milletinin kurbanlik koyun gibi hayatina kasteden tertiplere boynunu uzatacagini düsünenler fena halde yanildiklarini göreceklerdir.
GELECEK AYDINLIKTIR
6. Bütün bu gelismeler, 2010 yilinda üst üste biniyor, kesisiyor, birbirini tetikleyerek Türkiye'yi önemli gelismelerin yasanacagi günlere dogru götürüyor.
Bu gelismelerin sonucunda Türkiye ya ABD ve Avrupa'nin planlarina teslim olacak, açilim politikalari uygulanacak ve Atatürk Türkiye'sinden kalan ne varsa tarihe havale edilecek! Ya da Türk milleti kendisi hakkinda verilen bu ölüm kararina isyan edecek ve Türkiye yeniden Atatürk Devrimi yoluna girecektir. ABD'nin ve bir bütün olarak kapitalist emperyalist dünyanin krizde oldugu, çöküse dogru gittigi kosullarda Türkiye'de basari elde etmeleri esyanin tabiatina aykiridir. Abdi Ipekçi Park'indaki Tekel isçilerinin kararliligi ve mücadele azmi, milletimizin kendisine biçilen köleligi kabul etmeyecegini gösteriyor. 2010 yilinda mücadele alanina çikan milletin öncülerinin, kendilerini tam bagimsiz ve gerçekten demokratik Türkiye'ye götürecek Öncü Devrimci Parti ile bulustuklarina tanik olacagiz.
2010 yili kutlu olsun.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol