"2009 yili egitim camiasi için içler acisi bir yil oldu"

Egitim-Is Genel Mali Sekreteri Engin Çogal ve Il Baskani Hayri Girgin dün gazetemize bir ziyaret gerçeklestirdiler. 10 Ocak Çalisan Gazeteciler Günümüzü kutlayan sendika temsilcileri, çalisanlarimizi tek tek tebrik ettiler ve her zaman yerel basinin yaninda olduklarini vurguladilar.

Bu anlamli ziyaret kapsaminda 2009 yilinin bir degerlendirmesini de yapan Genel Mali Sekreter Engin Çogal, geçtigimiz yilin hem egitimciler hem de ögrenciler açisindan içler acisi bir yil oldugunu söyledi. Çogal açiklamasinda sunlari kaydetti;

“Egitimde kadrolasma had safhaya ulasmis, yeteneksiz ve gerici kadrolarla Milli Egitim Bakanligi gibi büyük bir kurum yönetilmeye çalisilmistir. Milli Egitim kadrolarinin yönetici konumunda bulunanlarinin neredeyse tamami AKP yandaslariyla dolmustur. "Bizden olanlar ve olmayanlar" ayrimi keskinlesmis, gerici kadrolar liyakate uygun olmayan bir sekilde önemli görevlere getirilmistir. Özellikle rektör ve dekan atamalarinda yine liyakat geri plana atilmis, teamüller bir yana birakilmis, "90 oya karsi 9 oy" alanlar bile göreve getirilmistir.

2009 yili YÖK'ün katsayi konusunda kamuoyunu yanilttigi bir yil olmustur. YÖK, Danistay'in iptal kararina karsi aldigi göstermelik katsayi karari ile hem meslek liselerinde hem de genel liselerde yeni magdurlar yaratacaktir. Yine kendi görev ve yetki alaninda bulunmamasina ragmen YÖK Baskani, imam hatip liselerinin genel liseye dönüstürülmesi gerektigini dillendirerek, "traji-komik" açiklamalar yapmistir.

Milli Egitim idari kadrolari

vekâletlerle yönetildi

Milli Egitim Bakanligi yasalara uygun davranmak yerine yandas sendikanin beklentilerini karsilamaktadir. Dolayisiyla yandas sendika da ülke genelinde bir atama dairesi gibi çalismaktadir. Atamasi yeni yapilan genç ögretmenlerin bu sendikaya üye olmaya zorlandigi bilinmektedir. Iktidardaki zihniyet norm kadrolarda esitlik ilkelerine de uymamaktadir. Okul müdürleri istediklerine norm kadro uygulayip atama yapilmasini saglamakta, istedigini okulda tutmaktadir. Vekâletle yönetim olaganlasmis, Mili Egitim Bakanligi'ndaki yaklasik 25 bin idari kadro vekâletle yönetilir hale gelmistir. Hüseyin Çelik döneminde 76. maddeyle yapilan atamalar çalisma barisini bozmustur. Bu yöntemle yaklasik bin kisi atanmis, yargi yoluyla iptal edilmesine ragmen Bakanlik bu atamalari israrla savunmakta, yargi kararlarini uygulamamaktadir.

Mevsimlik isçi atar gibi

ögretmen atamasi yapildi

Ayni sekilde kadrolu, sözlesmeli, ücretli ve vekil olmak üzere dört farkli sekilde ögretmen istihdam etmeye çalisan Milli Egitim Bakanligi bu uygulamasini 2009 yilinda da sürdürmüstür. Mevsimlik isçi atar gibi ögretmen atamasi yapan Bakanlik, böylece egitimin kalitesini de düsürmektedir. Su anda ülkemizde 157 bin civarinda ögretmen açigi bulunmaktadir, ama bu arada KPSS'ye girmis 243 bin ögretmen adayi da atama beklemektedir. Bakanlik, atamalari egitim-ögretim yilina baslamadan önce kadrolu olarak yapmasi gerekirken, ögretim yilinin devam ettigi farkli aylarda plansiz-programsiz atamalar gerçeklestirmektedir. Atanamayan ögretmen adaylarini beklenti içine sokup, daha sonra da bütçe açigina endisesiyle bundan vazgeçmektedir. Bakanlik, atamalar konusunda keyfi uygulamalar içerisindedir. Milli Egitim Bakani Çubukçu, göreve geldiginde söyledigi "sözlesmeli ögretmenlerin kadroya alinacagi" sözünü çabucak unutmus, Maliye Bakanligi'ndan ödenek çikmadigi bahanelerine sarilmistir.

Bu iktidar döneminde fizik, kimya, biyoloji branslarindan çok az atama yapilmasina ragmen "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" kadrolarina fazlasiyla atama yapilmaktadir. Daha sonra bu kadrodakiler okul müdürü, müdür yardimcisi, sube müdürü vb. görevlere atanmakta, onlardan bosalan derslere "imamlar" Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ögretmeni olarak girmektedir. Yine 2009 yilinda okullardaki Beden Egitimi-Resim ve Müzik dersleri kaldirilmak istenmis, sanattan ve spordan uzak, sorgulamayan nesiller yetistirilmeye çalisilmistir. Ayni zamanda yanlis egitim sisteminin sonucunda ögrenciler dershanelere yönelmis, dershaneye baslama yasi ilkögretim üçüncü sinifa kadar düsmüstür.

Derslik açigi

Okullardaki fiziki kosullar 2009 yilinda da iyilestirmeden uzak kaldi. Özellikle büyük sehirlerde 45-50 kisiye varan kalabalik siniflarda, yetersiz kadro ile egitim verilmeye çalisilmistir. Uzun bir süredir egitim kurumlarina yardimci hizmetler ve genel idari hizmetleri sinifinda memur-hizmetli alimi da yapilmamaktadir. Okullarimizda kadrolu hizmetli sayisi yok denecek kadar azdir. "Domuz gribine karsi önlemlerimizi aldik" diye açiklama yapan Milli Egitim Bakanligi, pek çok okuldaki hijyenden uzak kosullari göremezden gelmektedir.

Egitime ayrilan pay yetersiz

Milli Egitim Bakanligi'na 2010 yili için ayrilan pay, toplam 28 milyar 237 milyon TL'dir. Bu bütçenin de 19 milyar 984 milyon 11 bin TL'si de personel giderleri olarak ayrilmistir. Geriye kalan 8 milyar civarindaki parayla egitime hangi yatirim yapilacaktir? Bu da gösteriyor ki hükümet, kendi hedefleriyle bile uyumlu bir bütçe hazirlamamistir. 222 sayili yasanin hükümleri de yerine getirilmeyerek, ilkögretim okullari ödeneksiz birakilmaktadir. Öte yandan 2002 yilinda bir ögretmenin maasi aylik harcamalarinin yüzde 52'sini karsilayabilirken, 2009'da toplam harcamalarinin ancak yüzde 46'sini karsilayabilmistir. Ögretmenlerin maaslarinin yoksulluk sinirinin yarisinin da altinda kaldigi görülmektedir. Ülkemizde ortalama ögretmen maasi 1.176 TL, dört kisilik bir ailenin zorunlu giderleri ise 2.546 liradir. Barinma sorunu da 2009 yilinda ögrenciler için en büyük sikintilardan biri olmustur. Plansiz açilan üniversiteler yüzünden pek çok üniversite ögrencisi yurt sorunu yasamaktadir. Bu durum cemaatleri hareketlendirmekte, barinma sorunu olan ögrencileri kendi yurtlarina çekmektedir. Ayni sorun ortaögretimde yatili okuyan ögrencilerde de yasanmaktadir. Egitim alaninda 2009 yilini yukarida özetledigimiz pek çok sorunla kapatmaktayiz. Dilegimiz, 2010 yilinda bu sorunlara acil çözüm bulunmasi ve hak ettigimiz egitim sistemine kavusmamizdir.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol