1970'li yıllarda Beyazsaray kıraathanesine takılırdık. Rahmetli Kayhan Sancaktaroğlu, Nemci Türkoğlu, Elvent Yavuzer, Süleyman Turan, İsrail Magriso, Yalçın Gülbiten, Nail Kandemir, Necdet Yener, Recep Yener, Erdal Kalkan, rahmetli Atilla Arat, Erdal Aktarı, Yaşar Azırcı, Kaptan Yalçın, Kasım Ulutaş, Muammer Koçtürk, Ali Mesoğlu, Polat Çağlayan, Muaffak Ülgen, Mehmet Çiler gibi pek çok arkadaşla akşamları Beyaz Saray Kıraathanesinde sohbet ederdik. Bu kuşak arkadaşlar yurdunu seven insancıl kişilerdi. Güzel bir arkadaşlık vardı. Kayhan Sancaktaroğlu'nun esprili sohbetlerini unutamam. Onu kaybettiğimiz gün ağlamıştım. Muammer Koçtürkle geçen gün o güzel günleri andık.
"Muammer Koçtürk arkadaşa dedeler nereden gelmişler?"diye sordum.
MUAMMER KOÇTÜRK: "Selanik Lisa kasabasından mübadeleyle Kırklareli'ne gelmişiz. Dedem Üzeyir, Mehmet, İsmail, Ömer Koçtürk dört kardeşler. Dedem Üzeyir Koçtürk'ün eşi Zeynep Koçtürktür. Babam Salih Koçtürk babası Üzeyir Koçtürkle beraber Türkiye'ye geldiler. Dedem evini Akalar Mahallesi Dibek Sokakta evini kendi çalışmasıyla yapmıştır. Bu evin bacası hala tütüyor. Dedem Belediye Meclisinde meclis üyesiydi. Karaumur Caddesinin trafiğe açılmasını sağlayanlardandır. Dedemin devletle iş çalışmaları da olmuştur. Babam Salih Koçtürk PTT'de memur olarak çalışmış. Daha sonra istifa etmiş. Otuz iki senenin yirmi beş senesi Pınarhisar'da, yedi yılı Demirköy'de dava vekili olarak serbest çalışmıştır.
Dava vekili çok eskiden avukat gibi davalara da girdiği olurmuş. Babam avukat Niyazi Akıncıoğlu'nun yanında sekretarya görevini üstlenmiştir. Amcam İsmail Koçtürk kahvecilikle iştigal etmiştir. Amcam Mehmet Koçtürk Belediyede elektrik teknisyeniydi. Kırk sene trafodan sorumluydu. Amcam Ömer Koçtürk çiftçilikle uğraştı. Daha çok tütüncülük yaptı. Büyük çiftçiydi. İki büyük beygiri vardı. Sonra traktör aldı. Eski arkadaşlarla güzel arkadaşlığımız oldu."dedi.
İstasyon garının yakınında Basri Solak'ın büfesi ağaçlıklı bir yerdi. Menemeni çok meşhurdu. Küçük bir tavada pişen menemeni çok severdik. Yol genişletilirken Basri'nin büfesi yıkıldı. Bazı arkadaşlarla akşamüstleri Basri'nin mekânına uğrar sohbet ederdik. İnsan Odaklı yaşamanın Türkiye'nin geleceğinde emeğimizin olmasını arzulardık. Küçük Mustafa'nın oğlu Aydın Akkul'un tuzlu fıstığı, leblebisi, nohutu çok meşhurdu. İkizler lokantası, Kasaplararasındaki lokantalar akşamları dolup taşardı. Üniversiteli gençler arasında arkadaşlık vardı. Okuyan, düşünen, yurdunu, halkını seven, hümanist bir gençlik vardı. O günün politikacıları asgari müştereklerde anlaşabilselerdi ülkede dostluk rüzgârı esebilseydi her şey daha güzel olabilirdi.
Gerçek politikalar yurdun kalkınması insanımızın mutluluğu için yapılmalıdır.. Sevgiyle yaşayınız.. Çukurova'nın kırçiçeği sevilen romancı İnce Memed'in yazarı Yaşar Kemal'i kaybettik. Ruhu şad olsun…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol