1930'DA MENEMEN'DE YEDEK SUBAY KUBILAY HADISESI

Atatürk, Kirklareli'nden sonra gittigi Edirne'de iken 23 Aralik da Menemen hadisesi meydana gelmistir. Menemen'de Naksibendi Tarikatina mensup kalabalik bir grup silahlar ellerinde Yesil Bayrak ve silahlar oldugu halde Menemen Cumhuriyet Meydani'na gelmisler, ilahiler söyleyerek, tekbir getirerek ve "Seriat Isteriz" diyerek halkin kendilerine katilmalarini, zira Menemen'in 70 kusatildigini söylemislerdir. Bu gerici hareket ve gösteriye, genç Cumhuriyete meydan okuyusa Menemen'de Yedek Subay Ögretmen olarak görev yapan Mustafa Fehmi Kulibay, silahlarinda talimmermisi bulunan küçük bir birlik ile müdahale etmistir. Ancak bu çatismada Kubilay ile bekçi Hasan ve Sevki sehit olmuslardir. Mürteciler Kubilay'in basini bag testeresi ile keserek etkisiz hale getirmisler, kafasini yesil bayrakli bir sopanin ucuna takarak Menemen sokaklarinda dolastirmaya baslamislardir. Menemen halki bu irticai harekete tümü ile katilmamis, fakat kanli olayi seyredenler çok olmustur. Olay aninda Ankara'da Basbakan Ismet Inönü'ye bildirilmis, o da durumu Edirne ziyaretinde bulunan Atatürk'e sifre ile haber vermistir. Sifre geldiginde Atatürk, Edirne Türk Ocagi Merkezinde konusma yapmaya hazirlaniyordu. Bunun üzerine Mustafa Kemal Edirneliler'e Ankara'da bir devlet isinin çiktigini, ziyaretini yarida birakmk zorunda oldugunu oysa Edirne'ye uzun bir süre kalmak için geldigini söylemis ve bu arada sifre ile Basbakan Ismet Inönü'yü, Içisleri Bakani Sükrü Kaya'yi Genel Kurmay Baskani Maresal Fevzi Çakmak'i, Ordu müfettisi Fahrettin Altay'i olaganüstü toplanti için toplantiya çagirmistir. Kendisi de 25 Aralik'da otomobil ile Edirne'den Babaeskiye gelmis, buradan da trenle Istanbul'a gitmistir.
Yedi yillik Cumhuriyet sürecinde gericilerin bir ordu mensubu ile iki bekçiyi sehit edecek, seriat gösterisi yapacak güce ulasmalarinin, bu cesareti bulmalarinin birçok nedenleri arasinda çok Partili Hayat Denemesi'nin büyük rolü olmustur. Çünkü Serbest Cumhuriyet Partisi'nin üç ay süren ömründe yer yerinden oynamis, halk Serbest Cumhuriyet Partisi Genel Baskani Fethi Okyar'a "BIZI KURTAR" diye sarilmis, Izmir mitinginde kalabaliktan ezilen bir çocugu babasi kucagina alarak Fethi Okyar'in ayaklari altina atmistir. "Iste sana kurban" demistir.
Atatürk, Istanbul'a döndükten sonra burada Basbakan Ismet Inönü, Içisleri Bakani, Genel Kurmay Baskani, Ordu Müfettisi ve bazi Kuvvet Komutanlari ile yaptigi toplantida durumu degerlendirmis, gece yarisi sona eren toplantidan hemen sonra trenle Inönü'yü, Genel Kurmay Baskani ile Içisleri Bakanini Ankara'ya, Ordu Müfttisi Orgeneral Fahrettin Altay'i da Menemen'e göndermistir. General Muftafa Muglali'yi da Istiklal Mahkemesi Baskanligina atamistir. Bu arada olayin elebasilari ile olayla ilgili görülen 2 bine yakin kisi tutuklanmis ve bunlar çok seri bir yargilama sonucu çesitli cezalara çarptirilmis, 37 kisi de idam edilmistir. Ne hazindir ki bu Istiklal Mahkemesinin Baskani Orgeneral Mustafa Muglali yillar sonra Dogu Anadolu'da Ordu Kumandani iken kaçakçilaga karisan 33 kisinin bir çatismada öldürülmesinin faturasini agir ödemis, ömrünü cezaevinde bitirmistir. Çok Partili hayatin ilk kurbani bu degerli komutan olmustur. O komutan ki, milli mücadelede Istanbul'dan Anadolu'ya silah kaçiran örgütün komutanidir. Muglali Mustafa Pasa Trakya'da da önemli görevler ifa etmistir.
DEVRIM SEHIDI KUBILAY olayi o günlerde cumhuriyet taraftari aydinlarca düzenlenen toplantilarda siddete protesto edilmis, Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülken tarafindan Cumhuriyetin Kerbelasi "olarak nitelendirilmistir. ATATÜRK ise, "Kubilay, temiz kani ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemis ve kuvvetlendirmis olacaktir" demistir.
1950'den sonra ülkede birçok irticai cinayetler, kitlesel gerici faaliyetler ve saldirilar meydana gelmis olmasina ragmen hükümetler, ilgili ve yetkililer Atatürk'ün ve Ismet Inönü'nün irtica karsisindaki duyarliginin zerresini göstermemislerdir. Hatta Sivas'ta 37 aydinin yakilmasini seyretmislerdir. Atatürk Dönemi ile 1950 Sonrasi Dönem arasindaki fark budur. Menemen'de aydinligin üzerine yürüyenler bugün de ayni aydinligin üzerine yürümektedirler. Bu yürüyüste irticanin ayak sesleri duyulmaktadir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol